-
41 geriye ok açısı
n. sweepback -
42 geriye saymak
v. count down -
43 geriye sayım
n. countdown -
44 geriye taranmış
n. backswept -
45 geriye yatık
n. backswept -
46 geriye yönelik
adj. retroactive -
47 geriye çekmek
v. step back -
48 geriye çevirme
n. retroversion -
49 geriye aşınma
headward erosion -
50 geriye dönüş
flashback -
51 geriye düzeltici
demodifier -
52 geriye okuma denetimi
read-back check -
53 geriye oluk
backward channel -
54 geriye sayma
countdown -
55 geriye saymak
to count down -
56 otomatik geriye dönme
autoreverse -
57 hikâyede geriye dönüş
n. cutback -
58 hikâyede geriye dönüş yapmak
v. cut back -
59 kıyıya çarpan dalgaların geriye gidişi
n. undertowTurkish-English dictionary > kıyıya çarpan dalgaların geriye gidişi
-
60 mineralin ısıtılmasından geriye kalan kül
n. calxTurkish-English dictionary > mineralin ısıtılmasından geriye kalan kül
См. также в других словарях:
geriye dönmek — yüzünü arkaya çevirip ters yöne gitmek Birden geriye döndü ve dönemeci geçer geçmez Hasan la yüz yüze geldi. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
geriye yürümek — huk. öncesini kapsamak İptal kararları geriye yürümez. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
geriye bırakmak — tehir etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
geriye yürümek — Öncesini kapsamak, makable şamil … Hukuk Sözlüğü
gerisin geriye — zf. Gerisin geri Gerisin geriye birkaç adım yürüdü. Beline ağır bir şey çarptı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
dönüp geriye bakmak — eskiyi hatırlamak, geçmişi gözden geçirmek Şimdi dönüp geriye baktığımda ne görüyorum? Kimi insanlar hayatımızı bir karikatüre çevirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. S. Dölek … Çağatay Osmanlı Sözlük
geriden geriye — zf. 1) Gizlice, sinsice 2) Uzaktan, yakın bir ilgi göstermeyerek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzüğü geriye çevirmek — evlenme sözünü geri almak, nişanı bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
geri saymak — geriye doğru saymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaytarmak — geriye döndürmek, arkaya gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
NECNECE — Geriye döndürmek. * Engel olmak, men etmek. Bir nesneyi aşağı getirmek. * Zayıf etmek, zayıflatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük