-
1 geç kalmak
v. be late, be tardy, delay -
2 geç kalmak
to be late -
3 geç
"late, delayed. - kalmak to be late. - olsun da güç olmasın. colloq. I don´t care if it´s not done on time; I just want to see it done. - vakit late in the evening." -
4 geç vakte kadar ayakta kalmak
v. be up late -
5 geç vakte kalmak
v. be up late
См. также в других словарях:
geç kalmak — vaktinden sonra davranmak, gecikmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
geç — sf. 1) Belirli zamandan sonra olan 2) zf. Kararlaştırılan, beklenen veya alışılan zamandan sonra, erken karşıtı Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç Y. K. Beyatlı Birleşik Sözler geç saatler er … Çağatay Osmanlı Sözlük
gecikmek — nsz 1) Geç kalmak, herhangi bir işi kararlaştırılan zamandan sonra yapmak 2) Bir taşıt zamanında kalkamamak veya zamanında varamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikindiden sonra dükkân açmak — bir işe başlamakta geç kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük