Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

gözlerim+karardı

  • 1 темнеть

    kararmak; koyulaşmak
    * * *
    несов.; сов. - стемне́ть, потемне́ть
    1) сов. потемне́ть kararmak; koyulaşmak

    серебро́ темне́ет — gümüş kararır

    за ме́сяц у них ли́ца потемне́ли на со́лнце — bir ay içinde yüzleri güneşten karardı

    у тебя́ во́лосы потемне́ли — saçın koyulaştı

    2) сов., безл. ( стемнеть) (ortalık) kararmak

    на дворе́ темне́ет — ortalık / hava / sular kararıyor

    в ко́мнате темне́ло — odanın içi kararıyordu

    когда́ (совсе́м) стемне́ло... — karanlık bastıktan sonra / basınca...

    3) тк. несов. ( виднеться) kara kara... görünmek

    вдали́ темне́ла какая-то ба́шня — uzakta kara kara bir kule görünüyordu

    ••

    у меня́ в глаза́х потемне́ло — gözlerim karardı

    Русско-турецкий словарь > темнеть

  • 2 Auge

    Auge <-s, -n> ['aʊgə] nt
    1) ( Sehorgan) göz; ( Sehvermögen) görme;
    \Auge in \Auge mit jdm biriyle göz göze;
    mit den \Augen zwinkern göz kırpmak;
    ich habe es mit eigenen \Augen gesehen onu kendi gözümle gördüm;
    etw im \Auge haben ( Staubkorn); gözüne bir şey kaçmış olmak; ( fig) bir şeyde gözü olmak;
    ein blaues \Auge haben gözü morarmış olmak;
    vor aller \Augen göz göre göre, herkesin gözü önünde;
    ein \Auge zudrücken ( fam) göz yummak, görmezden gelmek;
    beide \Augen zudrücken ( fig) görmezden gelmek;
    die \Augen offen halten gözünü açık tutmak;
    jdm die \Augen öffnen ( fig) birinin gözünü açmak;
    jdn aus den \Augen verlieren birini gözden kaybetmek;
    jdn nicht aus den \Augen lassen birini gözünden kaçırmamak;
    in meinen \Augen... benim gözümde...;
    jdn unter vier \Augen sprechen biriyle ağız ağıza konuşmak, biriyle kulak kulağa konuşmak, biriyle baş başa vererek konuşmak;
    ins \Auge fallen göze çarpmak;
    etw springt ins \Auge ( fig) bir şey göze çarpar;
    etw ins \Auge fassen ( fig) bir şeyi göz önüne almak;
    sich dat etw vor \Augen führen ( fig) bir şeyi gözünün önüne getirmek;
    gute/schlechte \Augen haben gözleri iyi görmek/görmemek;
    große \Augen machen ( fam) gözlerini belertmek;
    kein \Auge zutun gözüne uyku girmemek;
    mit bloßem \Auge çıplak gözle;
    so weit das \Auge reicht göz alabildiğine, göz görebildiği kadar;
    sie traute ihren \Augen nicht gözlerine inanamadı;
    ich habe die ganze Nacht kein \Auge zugetan ( fig) bütün gece gözüme uyku girmedi;
    mir wurde schwarz vor \Augen gözlerim karardı;
    \Auge um \Auge, Zahn um Zahn göze göz, dişe diş;
    aus den \Augen, aus dem Sinn ( prov) gözden ırak olan gönülden de ırak olur
    2) ( Punkt beim Spiel) puan, sayı
    3) ( beim Würfel) benek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Auge

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»