-
21 evrak işleri
n. paper work -
22 evrak kalemi
n. registry office -
23 evrak memuru
n. archivist -
24 evrak sandığı
n. dispatch box -
25 evrak çantası
çente pelikan -
26 evrak klasörü
filing cabinet -
27 evrak çantası
briefcase, portfolio -
28 kıymetli evrak
Wertpapier nt -
29 matbu evrak
n. printed papers, printed matter -
30 sahte evrak
тхылъ нэпцI -
31 acımak
1) станови́ться го́рьким / ки́слым, [про]го́ркнуть, [про]ки́снуть, прокиса́тьyağ acıdı — ма́сло прого́ркло
2) испы́тывать [о́струю] боль, боле́тьdokunma kolum acıyor — не тро́гай, руке́ бо́льно
ona çok acıyorum — я о́чень жале́ю его́ / сочу́вствую ему́
4) -e [по]жале́ть чтоçantamı kaybettiğime acımam ama, içinde evrak vardı — я не жале́ю о том, что потеря́л портфе́ль, но в нём бы́ли докуме́нты
-
32 kıymetli
драгоце́нный це́нный* * *дорого́й, драгоце́нный, це́нный; досто́йный тж. перен.kıymetli eşya — це́нные ве́щи, драгоце́нности
kıymetli evrak — це́нные бума́ги
kıymetli madenler — благоро́дные мета́ллы
-
33 hazine
склад, хранилище, бак, бассейн, водоем, резервуар- düzenleme hazinesi
- evrak hazinesi
- su biriktirme hazinesi
- su hazinesiİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > hazine
-
34 çekmeceye koymak
çekmeceye koymak (evrak)v. pigeonhole -
35 ait
ait [ɑːɪt] betreffend (-e A);ait olmak gehören (-e D);-e aittir ist verknüpft (mit D), betrifft (A);-e ait evrak Papiere n/pl (über A);-e ait mallar jemandem gehörige Waren f/pl;-e ait ödev jemandem auferlegte Pflicht f;ait olduğu yere an den entsprechenden Ort -
36 kıymetli
це́нный, драгоце́нный, дорого́й; досто́йныйkıymetli bir adam — це́нный (ну́жный) челове́к, де́льный челове́к
kıymetli eşya — це́нные ве́щи, це́нности
kıymetli evrak — це́нные бума́ги
kıymetli madenler — благоро́дные (драгоце́нные) мета́ллы
kıymetli mektup — це́нное письмо́
-
37 mahzen
а храни́лище, склад, кладова́я; подва́л, по́гребmahzeni evrak — архи́вы
mahzen kapağı — откидна́я две́рца в подва́л
barut mahzeni — порохово́й по́греб
-
38 mevrut
а прибы́вший; поступи́вший (о письмах, официальных бумагах)vekâletten mevrut evrak — докуме́нты, поступи́вшие из министе́рства
-
39 mübeyyin
а1) объясня́ющий, разъясня́ющий, растолко́вывающий; проясня́ющийhadisenin tarzı cereyanını mübeyyin evrak — докуме́нты, пролива́ющие свет на ход собы́тий
2) заявля́ющий, сообща́ющий, уведомля́ющий -
40 varit
(-di)о прибыва́ющий, поступа́ющий (о документах и т. п.)vekâletten varit evrak — докуме́нты из министе́рства
◊
variti hatırdır — [э́то] возмо́жно◊
variti hatır olmak — прийти́ на ум
См. также в других словарях:
evrak — (evrâk) yapraklar; kağıtlar; arşiv … Hukuk Sözlüğü
evrak — is., ç., Ar. evrāḳ 1) Kâğıt yaprakları, kitap sayfaları 2) Resmî kurumlarda işlem gören belgeler Mektupçu evrak okur, cevap yazar, muhabere işlerini idare ederdi. S. Ayverdi 3) Yazılmış kitaplar, mektuplar veya yazılar Birleşik Sözler evrak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
evrak çantası — is. İçinde belge veya dosya bulunan ve taşınabilen, kösele, deri, kumaş vb. yapılan özel kap Evrak çantası içinden türlü türlü renklerde birtakım kâğıtlar çıkarıp göstererek ilave etti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
evrak dolabı — is. Dosyaları, diğer yazı ve belgeleri saklamakta kullanılan dolap Arkadaşım Doktor Nâzım ın küçük lojmanında, bir eski evrak dolabı vardı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
evrâk — (A.) [ قاروا ] 1. kağıtlar. 2. belgeler. 3. arşiv … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
EVRAK — (Vakar C.) Sahifeler. Yapraklar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAZİNE-İ EVRAK — Evrak hazinesi. Arşiv … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EVRAK-I HAVÂDİS — Cerideler, gazeteler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EVRAK-I NAKDİYYE — Kağıt paralar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kıymetli evrak — is. Senet niteliğinde, bir hak bildiren evrak, önemli yazı, belge … Çağatay Osmanlı Sözlük
ISFİRAR-I EVRAK — Yaprakların sararması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük