-
1 bağlantı parçası
Verbindungsstück nt -
2 kâğıt parçası
Papierfetzen m -
3 makine parçası
Maschinenteil nt -
4 müzik parçası
Musikstück nt -
5 parça
parça Stück n; Teil m; als Zählwort (z.B. üç parça elbise drei Anzüge); Musikstück n; Teil m (eines literarischen Werkes); (Stoff)Abschnitt m, Kupon m; fam (Rauschmittel) Stoff m;bir parça ein Stück (Brot); Teil m (der Arbeit); etwas, ein bisschen (warten); etwas -ähnliches (z.B. elmas parçası …, ay parçası … musterhaft, entzückend, fam toll);parça parça pop Klasse Weib n;bir adam parçası ein erbärmlicher Mensch;parça başına pro Stück, Stück- (Lohn);parça parça in Stücken, zerschlagen;-i parça parça etmek entzweimachen, kaputtmachen, in Stücke schlagen; Papier zerreißen;parça pürçük wenig(e); einige; sporadisch -
6 parça
parça s1) Stück nt\parça başına pro Stück2) Teil m, Bestandteil m; (yedek \parça) Teil nt3) Brocken m4) (ekmek \parçası) Krume fbir \parça ekmek eine Krume Brot5) (kâğıt \parçası) Fetzen m\parça almak eine Gewebeprobe entnehmen -
7 ay
ay1 şaşkınlık ach, ach nee!;hoşlanma ay, ne güzel oh, wie schön!; acı au!ay2 Mond m;ay ışığı Mondlicht n;ay parçası (gibi) bildhübsch;ay tutulması Mondfinsternis f;ay yıldız Halbmond und Stern (türk. Fahne);ay yılı Mondjahr nay3 Monat m;fam ayda yılda bir ganz ganz selten -
8 oto
-
9 ay
ay s1) Monat m2) Mond m\ay aydın, hesap belli es ist doch sonnenklar\ay parçası ( gibi) bildhübsch -
10 aza
-
11 banak
-
12 çöp
-
13 doğaç
Stegreifrede f\doğaçtan olan bir müzik parçası ein frei gestaltetes Musikstück -
14 kupon
См. также в других словарях:
ahu parçası — sf. Çok güzel, çekici (kadın) Benim gibi bir ahu parçası doğuran anaya da aşk olsun. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateş parçası — sf. 1) Çok canlı, hareketli, becerikli, çalışkan 2) Çok yaramaz (çocuk) 3) Canlı O da ateş parçası gözlerle bakan ufacık, kavi bir yakışıklıydı. N. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük
ay parçası — sf. Çok güzel (kadın veya kız) … Çağatay Osmanlı Sözlük
daire parçası — is., geom. Bir dairenin kirişi ile o kirişin yayı arasında kalan parça … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğru parçası — is., mat. Doğru üzerinde iki nokta ile sınırlanmış parça … Çağatay Osmanlı Sözlük
parça — is., Far. pārçe 1) Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey Yolun bu parçası bozuk. 2) Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır. H.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şerit — is., di, Ar. şerīṭ 1) Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim. F. R. Atay 2) Dar, uzun kıyı parçası Deniz şeridi. Kara şeridi. 3) Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası 4) Bir kara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
parça — 1. is. 1. Parçalanmış, sındırılmış, qırılmış, cırılmış şeyin kiçik tikəsi, qırığı, hissəsi. Kağız parçası. Odun parçası. – Buruqların dörd tərəfində dəmir və taxta parçaları gözə dəyirdi. M. İ.. Dəstə sürüşkən daş və qaya parçalarının üzəri ilə… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yer — is. 1. Üzərində sakin olduğumuz planet: Yer kürəsi (bu mənada böyük hərflə). Ay Yerin peykidir. Yerlə Günəş arasında 150 milyon kilometr məsafə var. Yer Günəş ətrafında fırlanır. 2. Quru (su səthi müqabili). Dənizdən yer görünmürdü. 3. Yer… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Atıf Yılmaz — (December 25, 1925 – May 5, 2006) was a renowned Turkish film director, screenwriter and film producer. He was almost a legend in the film industry of Turkey with 119 movies directed. He also wrote 53 screenplays and produced 28 movies since 1951 … Wikipedia
daire — is., Ar. dāˀire 1) Bir yapının konut olarak kullanılan bölümlerinden her biri, kat Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. H. F. Ozansoy 2) Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan… … Çağatay Osmanlı Sözlük