-
61 miat
( süre) Frist fbir işin miadı gelmişti die Zeit dafür war gekommen -
62 alt
A\alt und Jung yaşlı ve genç;wie \alt bist du? kaç yaşındasın?;ich bin 17 Jahre \alt 17 yaşındayım;er war erst wenige Tage \alt henüz birkaç günlüktü;sie ist doppelt so \alt wie ich o, benden yaşça iki misli büyüktür;wir sind gleich \alt biz aynı yaştayız;\alt werden yaşlanmak, ihtiyarlamak; ( Sachen) eskimek;hier siehst du aber \alt aus ( fam) ayıkla şimdi bakalım pirincin taşını2) ( gebraucht) eski, emektar;zum \alten Eisen gehören emektar olmak3) ( lange bestehend) eski;ein \alter Freund von mir benim eski bir arkadaşım;das A\alte Testament Ahdiatik;die A\alte Welt Eski Dünya;es bleibt alles beim A\alten her şey eskisi [o olduğu] gibi kalıyor;alles beim A\alten lassen her şeyi eskisi [o olduğu] gibi bırakmak;das Buch befindet sich am \alten Platz kitap eski yerindedir4) ( klassisch) eski5) ( ehemalig) eski;seine \alten Schüler eski öğrencileri -
63 überleben
überleben*II vt sağ salim çıkmak (-den);sie überlebte ihren Mann ( um zehn Jahre) kocasından (on yıl) fazla yaşadı;III vrsich \überleben eskimek, geçmek, maziye karışmak;diese Mode wird sich bald \überleben bu moda yakında maziye karışacak -
64 veralten
veralten* [fɛɐ'ʔaltən] -
65 رث
Iرَثّ1. partalAnlamı: çok kullanılmaktan yıpranmış2. köhneAnlamı: eskiyip yıpranmışIIرَثَّeskimekAnlamı: eski duruma gelmek -
66 age
yas; çag; yas, yaslilik; rüst; çok uzun zaman, asir, yaslanmak, ihtiyarlamak; eskimek; yaslandirmak, ihtiyarlatmak; eskitmek; (sarap, vb.) yillanmak; yillandirmak -
67 yıpranmak
بلي [بَلِيَ]Anlamı: eskimek -
68 s'user
v pr1 s'abîmer eskimek◊Les pneus se sont usés très vite. — Lastikler çok çabul eskidiler.
2 yorulmak◊Il s'use à travailler tard le soir. — Geceleri geç saate kadar çalışmakla yoruluyor.
-
69 logorarsi
r eskimek, yıpranmak
См. также в других словарях:
eskimek — nsz 1) Eski duruma gelmek Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler. R. N. Güntekin 2) Yıpranmak Yerde değerli ama artık eskimiş bir halı. T. Buğra 3) Yaşlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEŞAÜN — Eskimek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ebrimek — eskimek … Beypazari ağzindan sözcükler
tozmak — eskimek, fersude olmak, mukavemet emek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eskirmek — eskimek, I, 228 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
obramak — eskimek, I, 273bkz: opramak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
FESA — Eskimek. * Vurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
IHLİVLAK — Eskimek. * Bulutun gökyüzünü kaplaması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NAHR — Eskimek. * Çürümek. * Parçalamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aşınmak — nsz 1) Birbirine sürtünerek incelmek 2) Eskimek, yıpranmak 3) Çıkıntıları silinmek, düzleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eskileşmek — nsz Eskimek … Çağatay Osmanlı Sözlük