-
1 eli açık
-
2 eli açık
ще́дрый, великоду́шный -
3 eli açık
юмарт -
4 eli açık
adj. open-handed, generous, big-hearted, bounteous, bountiful, freehanded, freehearted, large handed, munificent, profuse* * *generous -
5 eli açık
dest vekirî--------çavfireh -
6 eli açik
IЭГУIАН(Э), гупыкIыл(э)/ гупыкIрил(э) -
7 eli açık
джомарт, таучэл -
8 eli açık
open-handed, generous cömert -
9 eli açık
əliaçıq -
10 eli selek
см. eli açık -
11 əliaçıq
eli açık -
12 жомарт
eli açık -
13 қолы ашық
eli açık -
14 жомарт
eli açık -
15 қолы ашық
eli açık -
16 əliaçıq
eli açık -
17 openhearted
açik kalpli, içten, samimi; eli açik, cömert -
18 vrijgevig
eli açık adj -
19 σκορποχέρη
eli açık, cömert -
20 generous
eli açik, cömert
См. также в других словарях:
eli açık — sf., ğı Cömert Eli pek açık ve eğlenceye biraz fazla düşkündü. S. Ali … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli selek — sf., ği, hlk. Eli açık, cömert (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
akı — eli açık, koçak, selek, cömert I, 90 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
BASIK — Eli açık. Cömert. Dolup taşan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CÖMERT — Eli açık, ikramcı, kerem sahibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hanedan — is., tar., Far. ḫānedān 1) Hükümdar, devlet büyüğü vb. bir kişiye dayanan soy, büyük aile Hanedan prenslere dair başka hatıram yoktu. F. R. Atay 2) sf., esk. Belli ve büyük soydan gelen 3) sf., mec. Eli açık ve konuksever Bu benim dediklerim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağa — is. 1) Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse Bu köyün ağası ben miyim, o mu... T. Buğra 2) Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan Mehmet ağa. Hüseyin ağa. 3) Büyük kardeş, ağabey Köye varınca ağamdan parasını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bol kepçe — is. 1) Servis sırasında yiyeceği bol bol dağıtma 2) sf., mec. Cömert, eli açık … Çağatay Osmanlı Sözlük
cömert — sf., di, Far. cevān + merd 1) Para ve malını esirgemeden veren, eli açık, selek, semih, ahi, bonkör Elinden gelen her iyiliği yapar, cömerttir, ikramı çok sever. P. Safa 2) mec. Verimli Bu ülkede toprak bir masal sultanı kadar cömert. C. Meriç… … Çağatay Osmanlı Sözlük