-
1 elektrik alet
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > elektrik alet
-
2 alet
инструмент, прибор, приспособление, орудие- arazi ölçme aletleri
- ayar aleti
- çizim aletleri
- çok ufak hararetleri ölçebilen elektrikli alet
- direkt okumalı alet
- duvarcı aletleri
- el aleti
- elektrik alet
- elektrik ölçme aleti
- elektronik alet
- faz ölçme aleti
- gazlı yangın söndürme aleti
- gerilme ölçme aleti
- güneş ışınlarının kuvvetini ölçme aleti
- gürültü ölçme aleti
- hasas alet
- hava ölçme aleti
- ısıtma aleti
- iş aleti
- işaret aleti
- jeodezi aletleri
- kalem tıraş aleti
- kalibrasyon aleti
- kesici alet
- kontrol aleti
- köpüklü yangın söndürme aleti
- mesafe ölçme aleti
- nirengi aleti
- nivelman aleti
- nümune alma aleti
- ölçü aleti
- püskürtme aleti
- resim aletleri
- rutubet ölçme aleti
- sertlik ölçme aleti
- ses şiddetini ölçme aleti
- seyrüsefer aleti
- sıvı hacmi ölçme aleti
- su geçirgenlik ölçme aleti
- tesfiye aleti
- titreşim ölçme aleti
- topografya aletleri
- toz ölçme aleti
- tozlu yangın söndürme aleti
- uzaktan kumanda aletleri
- yangın söndürme aletiİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > alet
См. также в других словарях:
elektrik ocağı — is. Elektrik enerjisi ile çalışan ve ısıtma aracı olarak kullanılan alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırın — is., Rum. 1) İçinde genellikle odun yanan, her yanda aynı derecede ısı oluşturarak ekmek, pasta vb. pişirmeye yarayan, tavanı tonoz biçiminde, önünde tek açıklık bulunan ocak Pastacı fırını. 2) sf. Bu ocakta pişirilmiş 3) Ekmek, pasta vb.nin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hoparlör — is., Fr. haut parleur 1) Elektrik dalgalarını ses dalgasına çeviren ve gerektikçe sesi yükselten alet 2) Radyo, pikap, teyp vb. araçlarda sesi işitilebilecek duruma getiren alet Hemen hemen bütün Batı ülkelerini gezdim. Hiçbir yerde hoparlör sesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
maşa — is., Far. māşe 1) Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı. Ç. Altan 2) Çok küçük şeyleri tutmaya yarayan küçük, kollu araç Saatçi maşası. 3) Saçları … Çağatay Osmanlı Sözlük
anahtar — is., Rum. 1) Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı 2) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu 3) Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol 4) Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saat — is., ti, Ar. sāˁat 1) Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker. R. N. Güntekin 2) Vakit, zaman Oyuncular meyus olmayarak gene saati… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sayaç — is., cı Hava gazı, elektrik, su vb.nin kullanılan miktarını veya mekanik etkilenmeleri ölçen alet, saat Birleşik Sözler sayaç takımı ana sayaç doğal gaz sayacı elektrik sayacı gaz sayacı hava gazı sayacı … Çağatay Osmanlı Sözlük
adaptör — is., Fr. adapteur 1) Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı 2) Aygıtın kullanabileceği düzeye göre elektrik akımını ayarlayan alet, uyarlayıcı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş makinesi — is. Dikiş dikme işlerinde kullanılan, kol veya elektrik gücüyle çalıştırılan alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
duy priz — is. İçerisinde aydınlatmak amacıyla kullanılan duyun yanı sıra elektrik akımı almaya yarayan bir düzeneği de bulunduran alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
lamba — is., Rum. 1) Petrol gibi yanıcı bir madde yakarak veya elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren alet Bir gaz lambasının ışığında önüme serdiğim haritayı tetkik ediyordum. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Radyo ve televizyonlarda… … Çağatay Osmanlı Sözlük