-
1 ebleh
ebleh schwachsinnig -
2 ebleh
n. gunsel -
3 ebleh
bale -
4 ebleh
а глу́пый, придуркова́тый, слабоу́мный -
5 ebleh
أبلهأحمقأخرقألكعإمرأهبلباردبليدحمقخاملخرقخطلرقيعسفيهغبيلطخةمأفونمتبلدمتثاقلمغفل -
6 ebleh
1. أبله [أَبْلَه]Anlamı: akılsız, alık, budala2. أحمق [أَحْمَق]Anlamı: akılsız, alık, budala3. أخرق [أَخْرَق]Anlamı: akılsız, alık, budala4. ألكع [أَلْكَع]Anlamı: akılsız, alık, budala5. إمر [إِمَّر]Anlamı: akılsız, alık, budala6. أهبل [أَهْبَل]Anlamı: akılsız, alık, budala7. بارد [بارِد]Anlamı: akılsız, alık, budala8. بليد [بَلِيد]Anlamı: akılsız, alık, budala9. حمق [حَمِق]Anlamı: akılsız, alık, budala10. خامل [خامِل]Anlamı: akılsız, alık, budala11. خرق [خَرِق]Anlamı: akılsız, alık, budala12. خطل [خَطِل]Anlamı: akılsız, alık, budala13. رقيع [رَقِيع]Anlamı: akılsız, alık, budala14. سفيه [سَفِيه]Anlamı: akılsız, alık, budala15. غبي [غَبِيّ]Anlamı: akılsız, alık, budala16. لطخة [لُطَخَة]Anlamı: akılsız, alık, budala17. مأفون [مَأْفُون]Anlamı: akılsız, alık, budala18. متبلد [مُتَبَلِّد]Anlamı: akılsız, alık, budala19. متثاقل [مُتَثَاقِل]Anlamı: akılsız, alık, budala20. مغفل [مُغَفَّل]Anlamı: akılsız, alık, budala -
7 ebleh
stupid, imbecile -
8 ebleh
stupid, foolish, idiot. -
9 alık
1. أحمق [أَحْمَق]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın2. أخرق [أَخْرَق]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın3. ألكع [أَلْكَع]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın4. أهبل [أَهْبَل]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın5. حمق [حَمِق]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın6. خرق [خَرِق]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın7. خطل [خَطِل]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın8. رقيع [رَقِيع]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın9. سفيه [سَفِيه]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın10. غبي [غَبِيّ]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın11. لطخة [لُطَخَة]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın12. مأفون [مَأْفُون]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın13. مغفل [مُغَفَّل]Anlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın -
10 saf
См. также в других словарях:
ebleh — sf., esk., Ar. ebleh Akılsız, budala, alık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ebleh — (A.) [ ﻪﻠﺑا ] bön … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
EBLEH — Ahmak. Bön. Budala … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
iki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış — iki kardeş arasındaki anlaşmazlık geçicidir, bu durumu gerçek ve sürekli sanmak saflıktır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
CU'BUS — Ebleh, ahmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EBLED — Ebleh, ahmak, bön. Söylenilen şeylere aklı hemen taalluk etmeyen kimse. * Açık kaşlı. * Şişman gövdeli kişi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alık — 1. is., ğı, hlk. 1) Hayvan çulu 2) Eskimiş giyecek 2. sf., ğı Akılsız, sersem, budala, ebleh Alık değilim ya elbet anlarım... M. Ş. Esendal Birleşik Sözler alık salık … Çağatay Osmanlı Sözlük
eblehleşmek — nsz Ebleh durumuna gelmek Hani bazı kadınlar vardır, hödük koca ile düşe kalka eblehleşir, içleri kararır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
eblehlik — is., ği Ebleh olma durumu, eblehleşme … Çağatay Osmanlı Sözlük
gabi — sf., esk., Ar. ġabī Anlayışsız, ahmak, ebleh, kalın kafalı, bön Haftanın kaç günü, günün kaç saat olduğunu bilmeyecek kadar gabi olan sütnine yalanlar uydurarak dolabını yiyecekle dolduruyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk … Çağatay Osmanlı Sözlük