-
1 خصم
خَصْم1. kesenek2. hasımAnlamı: düşman, yağı3. aleyhtarAnlamı: karşı olan kimse4. düşmanAnlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım -
2 خصيم
خَصِيم1. hasımAnlamı: düşman, yağı2. aleyhtarAnlamı: karşı olan kimse3. düşmanAnlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım -
3 عدو
IعَدْوkoşuAnlamı: koşarak yapılan yarışIIعَدُوّ1. müstebitAnlamı: zorba, despot2. hasımAnlamı: düşman, yağı3. aleyhtarAnlamı: karşı olan kimse4. zorbaAnlamı: gücüne güvenerek başkalarının hakkını alan, müstebit5. düşmanAnlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım -
4 غريم
غَرِيم1. medyunAnlamı: verecekli, borçlu2. hasımAnlamı: düşman, yağı3. aleyhtarAnlamı: karşı olan kimse4. alacaklıAnlamı: birinden alacağı olan, borçlu karşıtı5. düşmanAnlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım6. borçluAnlamı: verecekli, medyun -
5 قتل
Iقَتَّلَ1. katletmekAnlamı: insan öldürmek2. kesmek3. boğazlamakAnlamı: boğazından keserek öldürmekIIقَتَلَ1. kırışmakAnlamı: yok etmek, öldürmek2. gebertmekAnlamı: öldürmek3. katletmekAnlamı: insan öldürmek4. öldürmekAnlamı: bir canlının hayatına son vermek5. kırmakAnlamı: yok olmasına sebsp olmak6. vurmakAnlamı: öldürmek7. kıymakAnlamı: acımayıp öldürmekقَتْل1. kıyaAnlamı: adam öldürme suçu, cinayet2. kıyımAnlamı: kıymak işi veya biçimi3. kıymaAnlamı: kıymak işi4. cinayetAnlamı: adam öldürmeIVقِتْل1. hasımAnlamı: düşman, yağı2. aleyhtarAnlamı: karşı olan kimse3. düşmanAnlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım -
6 مخاصم
مُخَاصِم1. müstebitAnlamı: zorba, despot2. hasımAnlamı: düşman, yağı3. aleyhtarAnlamı: karşı olan kimse4. düşmanAnlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım -
7 ند
IنَدّbuhurIIنِدّ1. buhur2. eş değerAnlamı: değer yönünden birbirine eşit olan, muadil3. hasımAnlamı: düşman, yağı4. aleyhtarAnlamı: karşı olan kimse5. eş6. düşmanAnlamı: birinin kötülüğünü isteyen, hasım -
8 خصم
aleyhtar; düşman; hasım; kesenek -
9 خصيم
aleyhtar; düşman; hasım -
10 عاد
aleyhtar; despot; dönmek; düşman; gelmek; koşucu; müstebit; sayman; zalim; zorba -
11 عدو
aleyhtar; düşman; hasım; koşu; müstebit; zorba -
12 غريم
alacaklı; aleyhtar; borçlu; düşman; hasım; medyun -
13 قتل
aleyhtar; boğazlamak; cinayet; düşman; gebertmek; hasım; katletmek; kesmek; kırmak; kırışmak; kıya; kıymak; kıyım; kıyma; öldürmek; vurmak -
14 مخاصم
aleyhtar; düşman; hasım; müstebit -
15 معاد
aleyhtar; avdet; despot; devir; dönüş; düşman; mükerrer; müstebit; tekrarlı; zorba -
16 منازع
aleyhtar; cansız; düşman -
17 ند
aleyhtar; buhur; düşman; eş; eş değer; hasım -
18 أسير
-
19 إطباق
-
20 اختصام
اِخْتِصَام1. husumetAnlamı: hasım olma durumu, düşmanlık2. marazaAnlamı: anlaşmazlık, çekişme, kavga3. zıddiyetAnlamı: karşıtlık, birbirine zıt olma durumu4. düşmanlıkAnlamı: düşman olma durumu
См. также в других словарях:
duşman — DUŞMÁN, Ă, duşmani, e, s.m. şi f., adj. 1. (Persoană) care are o atitudine ostilă, răuvoitoare faţă de ceva sau de cineva, care urăşte ceva sau pe cineva; vrăjmaş. 2. Inamic (1) (în război). [acc. şi: (reg.) dúşman] – Din tc. düşman. Trimis de… … Dicționar Român
düşman — is., Far. duşmān 1) Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır. S. F. Abasıyanık 2) Birbirleriyle savaşan devletler ve bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman (veya düşmanı) kesilmek — düşman olmak, düşman gibi görmek Şu dakika yalnız bu memleketin değil, bütün insanlığın düşmanı kesilmişti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman başına — durumun kötü olduğunu göstermek için kullanılan bir söz Hele ihtiyarlıkta yatağa düşmek, düşman başına. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dúšman — a m (ȗ) zastar. sovražnik, zlasti Turek: bojevati se z dušmani / aziatski, turški dušmani … Slovar slovenskega knjižnega jezika
düşman ağzı — is. 1) Düşmanın uydurduğu söz 2) Bir durumu kötü gösteren söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman çatlatmak — iyi durum ve başarılarla düşmanı kıskandırmak veya kızdırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman olmak — kin beslemeye başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşman düşmana gazel (veya Yasin) okumaz — düşmandan ancak kötülük beklenir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez — aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
borç vermekle, düşman vurmakla — yok edilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük