-
81 décevoir
v tdüş kırıklığına uğratmak◊Tu me déçois beaucoup. — Beni büyük düş kırıklığına uğratıyorsun.
◊Ce livre m'a déçu. — Bu kitap beni düş kırıklığına uğrattı.
-
82 douche
-
83 грёза
-
84 мечта
жrüya; düş; hayalнесбы́точная мечта́ — ham hayal; olmayacak düş
её мечта́ сбыла́сь — rüyası hakikat oldu, düşü gerçekleşti
-
85 обливание
сduş (yapma); su dökünmeоблива́ние холо́дной водо́й — soğuk su dökünme; soğuk duş (yapma)
-
86 сон
м1) ( состояние) uykuпровести́ ночь без сна — geceyi uyumadan / uykusuz geçirmek
он со сна ничего́ не по́нял — uyku sersemliğiyle bir şey anlayamadı
2) ( сновидение) düş, rüyaви́деть сны — düş / rüya görmek
ви́деть во сне что-л. — düşünde / rüyasında görmek, düşüne / rüyasına girmek
-
87 anticlimax
n. düş kırıklığı; heyecandan sonraki sıkıntı* * *ani düşüş* * *(a dull or disappointing ending to a play, activity etc after increasing excitement: After the weeks of preparation, the concert itself was a bit of an anticlimax.) düş kırıklığına uğratıcı sonuç, ters etki -
88 disappoint
v. hayal kırıklığına uğratmak, ümidini boşa çıkarmak, umudunu boşa çıkarmak, düş kırıklığına uğratmak, boşa çıkarmak; altüst etmek, bozmak* * *hayal kırıklığına uğrat* * *[disə'point](to fail to fulfil the hopes or expectations of: London disappointed her after all she had heard about it.) düş kırıklığına uğratmak- disappointing
- disappointment -
89 disappointed
adj. bozuk, hayal kırıklığına uğramış, kırgın, ümidi kırılmış* * *1. hayal kırıklığına uğrat (v.) 2. umudunu boşa çıkar (v.) 3. düş kırıklığına uğramış (adj.)* * *adjective I was disappointed to hear that the party had been cancelled; a group of disappointed children.) düş kırıklığına uğramış -
90 disappointment
n. düş kırıklığı, hüsran, ümidi boşa çıkma, hayal kırıklığı, hayal kırıklığına neden olan şey; kırgınlık* * *hayal kırıklığı* * *noun Her disappointment was obvious from her face; His failure was a great disappointment to his wife.) düş/hayal kırıklığı -
91 dream
n. rüya, düş, rüya görme; amaç, ideal, hayal, rüya gibi şey, nefis şey————————v. rüya görmek, hayal görmek, hayal kurmak, hayal etmek, rüyasında görmek* * *1. rüya gör (v.) 2. rüya (n.)* * *1. [dri:m] noun1) (thoughts and pictures in the mind that come mostly during sleep: I had a terrible dream last night.) düş, rüya2) (a state of being completely occupied by one's own thoughts: Don't sit there in a dream!) hayal âlemi, hülya3) (something perfect or very beautiful: Your house is a dream!) şahane şey, çok güzel şey4) (an ambition or hope: It's my dream to win a Nobel Prize.) özlem, arzu, emek2. [dremt] verb((sometimes with of) to see visions and pictures in the mind, especially when asleep: For years I dreamed of being a great artist; I dreamt last night that the house had burnt down.) rüya görmek; düşlemek, hayal etmek- dreamer- dreamless
- dreamy
- dreamily
- dreaminess
- dream up -
92 reverie
n. düş, hayal, hülya, dalıp gitme, dalgınlık* * *düş* * *['revəri]1) (a state of pleasant dreamy thought: He was lost in reverie.) dalgınlık2) ((usually in plural) a day-dream: pleasant reveries.) hayal -
93 take a shower
v. duş almak* * *duş al -
94 حلم
buluğ; düş; düş görmek -
95 Dusche
Dusche f <Dusche; Duschen> duş;eine Dusche nehmen, duschen v/r und v/i <h> duş yapmak/almak -
96 duschen
Dusche f <Dusche; Duschen> duş;eine Dusche nehmen, duschen v/r und v/i <h> duş yapmak/almak -
97 ფრთხობა
f.kor (kut) mak, dehşete düş (ür) meki.kork (ut) ma, dehşete düş (ür) me -
98 Enttäuschung
hüsran; ( Desillusion) düş kırıklığı, hayal kırıklığı;jdm eine \Enttäuschung bereiten birini düş [o hayal] kırıklığına uğratmak -
99 تخيل
Iتَخَيَّلَ1. kibirlenmekAnlamı: kendini büyük görmek2. sendelemek3. büyüklenmekAnlamı: büyüklük taslamak, böbürlenmekIIتَخَيُّل1. tahayyülAnlamı: hayalde canlandırma2. tasvirAnlamı: tasarlama3. düş gücüAnlamı: bir şeyi zihinde canlandırma, düşünme yeteneği4. imgelemAnlamı: geçmiş yaşantılara özgü bağ kurma, muhayyile5. tasavvurAnlamı: hayal etme6. imgeAnlamı: zihnde tasarlanan düş, hayal7. imajAnlamı: imge -
100 تصور
IتَصَوَّرَtasarımlamakAnlamı: tasavvur etmekIIتَصَوُّر1. tasvirAnlamı: tasarlama2. imgelemAnlamı: geçmiş yaşantılara özgü bağ kurma, muhayyile3. düş gücüAnlamı: bir şeyi zihinde canlandırma, düşünme yeteneği4. tasavvurAnlamı: hayal etme5. tasarımAnlamı: tasarımlanan biçim, tasavvur6. tasarıAnlamı: proje, zihindeki plan7. nosyonAnlamı: bir şey üzerindeki gerekir bilgi, kavram8. kavramAnlamı: mefhum, fehva, tasarım9. projeAnlamı: tasarlanmış, tasarı10. imgeAnlamı: zihnde tasarlanan düş, hayal11. imajAnlamı: imge12. anlamAnlamı: anlaşılan şey, mana, düşünce veya nesne
См. также в других словарях:
duş — DUŞ, duşuri, s.n. 1. Instalaţie sanitară sau tehnică prin care se asigură ţâşnirea reglabilă şi concomitentă a mai multor jeturi mici de apă. 2. Ansamblu de jeturi de apă realizate cu ajutorul duşului (1); p. ext. spălare etc. făcută prin acest… … Dicționar Român
DUS — ([Hindi: दस, das; Urdu: دس, übersetzt: zehn) ist der Titel zweier Bollywoodfilme Dus (1997) mit Sanjay Dutt und Salman Khan Dus (2005) mit Sanjay Dutt und Abhishek Bachchan DUS steht für Flughafen Düsseldorf International nach dem IATA Code Dus… … Deutsch Wikipedia
dus- — dus English meaning: bad, foul Deutsche Übersetzung: “ũbel, miß ” as 1. composition part Material: O.Ind. duṣ , dur , Av. duš , duž “dis , wrong, evil”, Arm. t “un ”, Gk. δυσ “dis , de , evil”, Lat. in difficilis “difficult,… … Proto-Indo-European etymological dictionary
Dus — ([Hindi: दस, das; Urdu: دس, übersetzt: zehn) ist der Titel zweier Bollywoodfilme: Dus (1997) mit Sanjay Dutt und Salman Khan Dus (2005) mit Sanjay Dutt und Abhishek Bachchan DUS steht für: Deutsche Uhrmacherschule Glashütte Flughafen Düsseldorf… … Deutsch Wikipedia
Dus — Données clés Titre original दस Réalisation Anubhav Sinha Scénario Vinay, Yash Acteurs principaux Sanjay Dutt, Abhishek Bachchan, Suniel Shetty Sociétés de production … Wikipédia en Français
DUS — may have several meanings: The IATA airport code for Düsseldorf International Airport Detroit University School, now University Liggett School An Indian movie: Dus Durham Union Society Denver Union Station This disambiguation page lists articles… … Wikipedia
dus — gradus … Dictionnaire des rimes
duš — dȕš m DEFINICIJA v. tuš … Hrvatski jezični portal
düs — düs·sel·dorf; … English syllables
dus- — *dus germ.?, Verb: nhd. rauchen; ne. smoke (Verb); Rekontruktionsbasis: ae.; Hinweis: s. *dusēn; Etymologie: unbekannt; Weiterleben: ae. dys m … Germanisches Wörterbuch
dus — obs. form of does, etc.: see do v … Useful english dictionary