-
1 dil
dil sbirine \dil çıkarmak jdm die Zunge herausstrecken\dili dolaşmak sich verhaspeln\dilimin ucunda ( fam) es liegt mir auf der Zunge\dilini tutmak ( fig) seine Zunge im Zaun halten\dilinin altında bir şey olmak ( fam) mit etw hinterm Busch halten\dilinin ucunda olmak ( fam) auf der Zunge liegen2) Sprache fbir şeyi \dile getirmek etw zur Sprache bringen; ( ifade etmek) etw ausdrücken, etw äußern4) (toka \dili) Dorn m5) \dil sürçmek sich versprechen, sich im Ausdruck vergreifen\dile kolay leichter gesagt als getanbir şeyi \dile vermek ( gizli bir şeyi) etw ausplaudern; ( duyurmak) etw publik machen\dilini tutamamak nicht den Mund halten könnensöyleye söyleye \dilinde tüy bitmek ( fam) sich den Mund fuss(e) lig reden\dillerde dolaşmak von sich Rede machen
См. также в других словарях:
dilini tutmak — sonunu düşünmeden gelişigüzel konuşmaktan sakınmak Şarkta, insanın selameti dilini tutmasındadır, diye bir söz vardır. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük