-
61 observant
adj. uyan, riayet eden, itaatkâr, bağlı, dikkat eden* * *dikkatli* * *adjective (quick to notice: An observant boy remembered the car's registration number.) dikkatli -
62 scrutiny
n. dikkatli inceleme, ince eleyip sık dokuma, oyların yeniden sayımı* * *inceleme* * *['skru:təni](careful, detailed examination or inspection: Famous people live their lives under continuous public scrutiny.) dikkatli inceleme -
63 wary
-
64 watch out
dikkat etmek, dikkatli olmak* * *dikkat et* * *( with for) (to be careful (of): Watch out for the cars!; Watch out! The police are coming!) dikkat etmek, dikkatli olmak -
65 as watchful as
1. gibi dikkatli (prep.) 2. |gibi dikkatli (ýf.) -
66 circumspect
adj. dikkatli, tedbirli, sakınan, her şeyi hesaba katan, düşünceli* * *1. dikkatli 2. tedbirli -
67 абайлау
1. dikkatli olmak, dikkatli davranmak, uyanık olmak2. sezmek, sezinlemek, farkına varmak, farketmek -
68 aufpassen
auf|passenviaufgepasst! dikkat!;pass auf!RR dikkatli ol!, dinle!2) ( beaufsichtigen) gözetmek, bakmak [o göz kulak olmak];sie passten abwechselnd auf die Kinder auf çocuklara nöbetleşe göz kulak oldular -
69 vorsichtig
-
70 attentif
-
71 attentive
-
72 méfier
-
73 soigneuse
-
74 soigneux
-
75 as watchful as
prep.gibi dikkatli:ıf.|gibi dikkatli -
76 осторожно
özenle; özenerek; ihtiyatlı, ihtiyatlaя осторо́жно откры́л дверь — usulcacık kapıyı açtım
он шёл осторо́жно — ihtiyatlı yürüyordu
осторо́жно! — yavaş! dikkatli ol(un)!
-
77 присматриваться
несов.; сов. - присмотре́тьсяе́сли присмотре́ться повнима́тельнее... — daha dikkatli bakılsa...
присма́триваться к челове́ку — gözleyerek nasıl bir adam olduğunu anlamaya çalışmak
2) (осваиваться, привыкать) alışmak -
78 просить
несов.; сов. - попроси́ть1) istemekпроси́ть по́мощи — imdat istemek
мы про́сим вас о по́мощи — sizden yardım rica ediyoruz
проси́ть разреше́ния — müsaade istemek
его́ попроси́ли почита́ть стихи́ — kendisinden şiir okuması rica edildi
о́чень прошу́ Вас быть внима́тельнее — çok rica ederim (efendim), dikkatli olunuz
проси́ (у меня́), что хо́чешь — dile ne dilersen
2) (хлопотать за кого-л.) biri için şefaatte bulunmak3) (приглашать, звать) davet etmek, çağırmakпрошу́ к столу́! — sofraya buyurun(uz)!
4) разг. ( назначать цену) istemek5) тк. несов., уст. ( нищенствовать) dilenmek -
79 alert
adj. uyanık, açıkgöz; tetik, atik————————n. tetikte olma, alârm, tehlike işareti————————v. alârma geçirmek; uyarmak, gözünü açmak* * *1. alarm (n.) 2. uyar (v.) 3. uyarı (n.)* * *[ə'lə:t] 1. adjective1) (quick-thinking: She's very old but still very alert.) uyanık, açıkgöz2) ((with to) watchful and aware: You must be alert to danger.) dikkatli, uyanık, tetikte2. noun(a signal to be ready for action.) alarm3. verb(to make (someone) alert; to warn: The sound of gunfire alerted us to our danger.) uyarmak, tehlikeyi haber vermek- alertly- alertness
- on the alert -
80 beware
interj. dikkat————————v. sakınmak, kaçınmak, çekinmek* * *sakın* * *[bi'weə]1) ((usually with of) to be careful (of): Beware of the dog.)...-den/dan sakınmak,...-e dikkat etmek2) (to be careful: He told them to beware.) dikkatli olmak
См. также в других словарях:
dikkatli — sf. 1) Dikkat eden, özen gösteren (kimse) 2) Titiz, araştırıcı, sorgulayıcı Bir yabancının dikkatli bakışından ürkerek susacağından korkmuştu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ENZAR-I DİKKAT — Dikkatli bakışlar, dikkatli görüşler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sak durmak — dikkatli, uyanık durumda bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
teyakkuza geçmek — dikkatli ve tetikte olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağını denk basmak — dikkatli ve uyanık davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
öcül öcül bakmak — dikkatli ve saf bakış … Beypazari ağzindan sözcükler
tetkik etmek — 1) incelemek Çocuk gene dikkatli dikkatli beni tetkik ediyor. M. Ş. Esendal 2) araştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dakik — sf., Ar. daḳīḳ 1) Düzenli işleyen, aksamayan 2) mec. Zamanı kullanmada çok dikkatli olan, her şeyi zamanında yapmaya özen gösteren … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikkatlilik — is., ği Dikkatli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikkatsiz — sf. İşinde dikkatli davranmayan, dalgın, savruk, özensiz İnsan tanımayan dalgın, dikkatsiz biletçi de kötüdür. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
dimdik — sf., ği 1) Çok dik 2) Sağlıklı, zinde Müsteşar dimdik, sert adımlar atıyor. P. Safa 3) Sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, metin 4) zf. Çok dik bir biçimde 5) zf. Sağa sola sapmadan, dosdoğru Çevik adımlarla dimdik yürüyen, uzun… … Çağatay Osmanlı Sözlük