-
1 دهر
devre -
2 daura
turn, revolution, circulation, period [dara] Hin daura, Per doure, Swa duara, Tur devre, Uzb davra borrowed from Ar -
3 دور
aşama; çağ; çevirmek; defa; devre; etap; evre; faz; had; işletmek; işlemek; kat; katmer; kere; kez; merhale; sıra; tabaka; yuvarlaklaştırmak; zaman -
4 دورة
çevrim; çevrinti; devir; devre; faz; hamle; tur; turnuva; zaman -
5 زمان
devir; devre; zaman -
6 دهر
-
7 دور
Iدَوْر1. kat2. çağAnlamı: hayatın dönemlerinden her biri3. devreAnlamı: dönem4. hadAnlamı: aşama, derece, sınır5. etapAnlamı: aşama, merhale6. kat7. kereAnlamı: kez, defe8. merhaleAnlamı: derece, aşama9. katmer10. kezAnlamı: defa, kere11. evreAnlamı: merhale, aşama, safha12. fazAnlamı: evre, safha13. tabakaAnlamı: katman, kat14. zamanAnlamı: bir işin geçmekte olduğu süre, vakit15. aşamaAnlamı: rütbe, mertebe, derece, paye16. sıra17. defaAnlamı: kez, kereIIدَوَّرَ1. çevirmekAnlamı: döndürerek hareket ettirmek2. yuvarlaklaştırmakAnlamı: yuvarlak duruma getirmek3. işletmekAnlamı: işlemesini sağlamak, çalıştırmak4. işlemek -
8 دورة
دَوْرَة1. çevrimAnlamı: devir2. çevrinti3. devreAnlamı: dönem4. fazAnlamı: evre, safha5. turnuva6. turAnlamı: dolaşma7. zamanAnlamı: bir işin geçmekte olduğu süre, vakit8. hamle9. devirAnlamı: zaman parçası -
9 زمان
زَمَان1. devreAnlamı: dönem2. zamanAnlamı: bir işin geçmekte olduğu süre, vakit3. devirAnlamı: zaman parçası -
10 عهد
عَهْد1. ulemalıkAnlamı: bilginlik, âlimlik2. ahitAnlamı: kendi kendine söz vererek bir ışı üzerine alma, ant, antlaşma3. eksperlikAnlamı: uzmanlık4. kontratAnlamı: sözleşme5. entelektAnlamı: akıl, zihin, idrak6. evreAnlamı: merhale, aşama, safha7. antlaşma8. bağıtAnlamı: sözleşme, akit, mukavele, kontrat9. aşinalıkAnlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık10. aşinaAnlamı: bildik, tanıdık11. akitAnlamı: sözleşme, mukavele, kontrat12. konvansiyonAnlamı: anlaşma13. protokolAnlamı: toplantı sonunda imzalanan belge14. bilgiAnlamı: insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad15. bilimAnlamı: deneye dayalı düzenli bilgi16. dönemAnlamı: belli özellikleri olan zaman parçası, devre -
11 فترة
فَتْرَة1. kesatlıkAnlamı: kesat olma durumu2. fasılaAnlamı: aralık, ara3. safhaAnlamı: evre4. evreAnlamı: merhale, aşama, safha5. fazAnlamı: evre, safha6. dönemAnlamı: belli özellikleri olan zaman parçası, devre
См. также в других словарях:
devre — 1. is., Ar. devre 1) Dönem Bu kadar uzun bir bekleyiş devresi, tatsız ara veriş yeter. A. Gündüz 2) fiz. Çevrim Birleşik Sözler devre arası devre dışı devre mülk açık devre ardışık devre … Çağatay Osmanlı Sözlük
Devre, Taşova — Village Country Turkey Province … Wikipedia
devre dışı — is., fiz. 1) Elektrik donanımındaki enerji akımının bir noktada kesilme durumu 2) mec. Konudan uzak, ilgisiz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller devre dışı kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
devre dışı tutmak (veya bırakmak) — konudan uzaklaştırmak, ilgilenmemesini sağlamak Özellikle torununun boşanmasında onu devre dışı tutmuşlardı. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
devre — (A.) [ ﻩرود ] dönem … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
DEVRE — (C.: Devrât) Dönüş dönme, dönem. * Birkaç yıldan meydana gelen zaman süresi. * Elektrik devresi. Üzerinden elektrik akımı geçmekte olan bir iletken yolun tamamı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
devre arası — is., sp. Devreleri birbirinden ayıran dinlenme süresi, ara … Çağatay Osmanlı Sözlük
devre mülk — is. Özellikle tatil beldelerinde belli dönemlerde kullanılmak üzere satın alınan ve değişik kişilerce de kullanılabilen müstakil ev veya daire … Çağatay Osmanlı Sözlük
devre dışı kalmak — konudan uzak düşmek, konuyla ilgilenememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ardışık devre — is. Herhangi bir andaki çıkış değerlerinin, o andaki giriş değerlerine ve içsel durumuna bağımlı olduğu devre … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık devre — is., fiz. İçinden sürekli akım geçmeyecek bir yalıtkanla kesilmiş elektrik devresi … Çağatay Osmanlı Sözlük