Перевод: с английского на турецкий

с турецкого на английский

devir

  • 21 revolution counter

    devir sayaci, takometre

    English to Turkish dictionary > revolution counter

  • 22 transfer agent

    devir acentasi

    English to Turkish dictionary > transfer agent

  • 23 transfer deed

    devir belgesi

    English to Turkish dictionary > transfer deed

  • 24 transfer fee

    devir ücreti, transfer ücreti

    English to Turkish dictionary > transfer fee

  • 25 transferee

    devir olunan, devralan, temlik olunan

    English to Turkish dictionary > transferee

  • 26 cycle counter

    devir sayacı

    English-Turkish new dictionary > cycle counter

  • 27 cycles/second

    devir/saniye

    English-Turkish new dictionary > cycles/second

  • 28 handover

    devir teslim

    English-Turkish new dictionary > handover

  • 29 cycle

    n. dolaşım, dönme; devre, aşama, zaman; devir; dizi, seri; bisiklet; motosiklet
    ————————
    v. devir yaptırmak, devreden geçirmek; bisiklete binmek; pedal çevirmek
    * * *
    1. döngü 2. siklus 3. bisiklete bin (v.) 4. dönüşüm (n.)
    * * *
    I 1. verb
    (to go by bicycle: He cycles to work every day.) bisiklete binmek, bisikletle gitmek
    2. noun
    (shortened form of bicycle: They bought the child a cycle for his birthday.) 'bicycle' sözcüğünün kısaltılmışı
    II noun
    1) (a number of events happening one after the other in a certain order: the life-cycle of the butterfly.) çevrim, dönem, devir
    2) (a series of poems, songs etc written about one main event etc: a song cycle.) dizi;...topluluğu
    3) ((of alternating current, radio waves etc) one complete series of changes in a regularly varying supply, signal etc.) devir
    - cyclically

    English-Turkish dictionary > cycle

  • 30 epoch

    n. devir, çağ, dönem
    * * *
    1. an 2. devir
    * * *
    ['i:pok, ]( American[) 'epək]
    ((the start of) a particular period of history, development etc: The invention of printing marked an epoch in the history of education.) çağ, devir

    English-Turkish dictionary > epoch

  • 31 revolution

    n. devir, devrim, ihtilal, deveran, köklü değişiklik, gezegenin güneş etrafında dönmesi
    * * *
    1. devir 2. devrim
    * * *
    [revə'lu:ʃən] 1. noun
    1) ((the act of making) a successful, violent attempt to change or remove a government etc: the American Revolution.) ihtilâl, devrim
    2) (a complete change in ideas, methods etc: There's been a complete revolution in the way things are done in this office.) devrim, inkılâp
    3) (a complete circle or turn round a central point, axis etc (eg as made by a record turning on a record-player, or the Earth moving on its axis or round the Sun).) dönme, devir
    2. noun
    (a person who takes part in, or is in favour of, (a) revolution.) devrimci, ihtilâlci

    English-Turkish dictionary > revolution

  • 32 turnover

    n. devirme, devir, devrilme, satış işlemleri, fire, eksilme, devir hızı (para vb.), iş hacmi, meyveli turta
    * * *
    1. ciro 2. devir
    * * *
    1) (the total value of sales in a business during a certain time: The firm had a turnover of $100,000 last year.) ciro
    2) (the rate at which money or workers pass through a business.) oran

    English-Turkish dictionary > turnover

  • 33 era

    n. devir, çağ, çığır, tarih başlangıcı, tarih hesabı
    * * *
    çağ
    * * *
    ['iərə]
    1) (a number of years counting from an important point in history: the Victorian era.) çağ, devir
    2) (a period of time marked by an important event or events: an era of social reform.) dönem

    English-Turkish dictionary > era

  • 34 cession

    n. terk, vazgeçme, çekilme, devretme, devir
    * * *
    1. devir 2. feragat

    English-Turkish dictionary > cession

  • 35 revs per minute

    n. devir sayısı, dakikadaki devir sayısı

    English-Turkish dictionary > revs per minute

  • 36 revs per minute

    n. devir sayısı, dakikadaki devir sayısı

    English-Turkish dictionary > revs per minute

  • 37 high idle

    yüksüz yüksek devir, bosta tam gaz devir

    English to Turkish dictionary > high idle

  • 38 revolution

    ihtilal, devrim; köklü degisiklik, devrim; dönme, tur, devir, dolanma; devir süresi, devre

    English to Turkish dictionary > revolution

  • 39 age

    n. yaş; asır; devir, çağ; erginlik, reşit olma; yaşlılık
    ————————
    v. yaşlandırmak, yıpratmak, yaşlanmak, ihtiyarlamak, kocamak
    * * *
    1. yaşlan (v.) 2. yaş (n.)
    * * *
    [ei‹] 1. noun
    1) (the amount of time during which a person or thing has existed: He went to school at the age of six (years); What age is she?) yaş
    2) ((often with capital) a particular period of time: This machine was the wonder of the age; the Middle Ages.) çağ
    3) (the quality of being old: This wine will improve with age; With the wisdom of age he regretted the mistakes he had made in his youth.) yaşlılık, yaşlanma, eskime
    4) ((usually in plural) a very long time: We've been waiting (for) ages for a bus.) çok uzun zaman
    2. verb
    (to (cause to) grow old or look old: He has aged a lot since I last saw him; His troubles have aged him.) yaşlanmak, ihtiyarlamak
    - ageless
    - age-old
    - the aged
    - come of age
    - of age

    English-Turkish dictionary > age

  • 40 alienation

    n. yabancılaştırma, aralarını açma; devretme, devir; soğutma, dengesizlik
    * * *
    1. ruh hastalığı 2. yabancılaşma
    * * *
    noun yabancılaşma

    English-Turkish dictionary > alienation

См. также в других словарях:

  • devir — de devém dos nossos avós …   Dicionario dos verbos portugueses

  • devir — s. m. 1.  [Filosofia] Movimento pelo qual as coisas se transformam. • v. intr. 2. Dar se, suceder, acontecer, acabar por vir.   ‣ Etimologia: latim devenio, ire …   Dicionário da Língua Portuguesa

  • devir — dèvir m DEFINICIJA jud. najskrovitija i najsvetija odaja u židovskom hramu ETIMOLOGIJA hebr. dëbhīr …   Hrvatski jezični portal

  • devir — 1. is., vri, Ar. devr Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı. B. Felek Birleşik Sözler devrihindi devrisaadet Cilalı Taş Devri kuluçka devri Maden Devri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DEVİR — (Devr) (C: Edvâr) Nakil. Birisinin uhdesinden diğerinin uhdesine geçirmek. * Bir şeyi sonuna kadar okuyup bitirmek. Geçmiş dersleri hatırlama. * Bir şeyin çevresinde dolaşmak. Dönme. * Seyahat. Bir memleketi dolaşmak. * Bir şeyin kendi mihveri… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • devir açmak — tarihte özellik taşıyan yeni bir çağ başlatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DEVİR DAİRESİ — Denizde geminin çeşitli hızla ve muhtelif dümen açısı ile çizdiği dâire …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DEVİR VE TESELSÜL — Davanın delile ve delilin davaya taalluk etmesiyle kaziyenin dönüp dolaşıp yine eski hâline gelerek hallolunamaması …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • sitteisevir her saati bir devir — fırtına günlerinde hava her saat değişikliğe uğrar anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eski çamlar bardak oldu — devir değişti, eski tutumların değeri kalmadı anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DEVRAN — Devir, felek, zaman, deveran, dünya …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»