-
41 تجول
Iتَجَوَّلَ1. gezmekAnlamı: hava almak, hoş vakit geçirmek için seyran etmek2. gezinmekAnlamı: eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek3. adımlamak4. dönmekAnlamı: belirli bir yerde dolaşmakIIتَجَوُّل1. geziAnlamı: uzun yolculuk, seyahat2. tavafAnlamı: kutsal bir yeri ziyaret etmek3. deveranAnlamı: dolaşım, dönem4. seyranAnlamı: gezme, gezinme5. devirAnlamı: dolaşma6. dolaşımAnlamı: dolaşmak işi -
42 تحول
Iتَحَوَّلَ1. olmak2. fark etmekAnlamı: değişmek, başkalaşmak3. dönüşmekAnlamı: bir biçimden, başka bir biçime girmekIIتَحَوُّل1. transformasyonAnlamı: dönüşüm2. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme3. dönüşümAnlamı: tahavvül, inkılâp, transformasyon4. mutasyonAnlamı: değişinim5. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu6. devirAnlamı: sürekli ve düzenli değişme, çevirme -
43 تطواف
تَطْواف1. çevrinti2. tavafAnlamı: kutsal bir yeri ziyaret etmek3. seyranAnlamı: gezme, gezinme4. devirAnlamı: dolaşma5. dolaşımAnlamı: dolaşmak işi -
44 تطوف
Iتَطَوَّفَ1. gezmekAnlamı: hava almak, hoş vakit geçirmek için seyran etmek2. gezinmekAnlamı: eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek3. adımlamak4. dönmekAnlamı: belirli bir yerde dolaşmakIIتَطَوُّف1. çevrinti2. tavafAnlamı: kutsal bir yeri ziyaret etmek3. seyranAnlamı: gezme, gezinme4. devirAnlamı: dolaşma -
45 تطويف
تَطْوِيف1. çevrinti2. tavafAnlamı: kutsal bir yeri ziyaret etmek3. seyranAnlamı: gezme, gezinme4. devirAnlamı: dolaşma -
46 تغير
Iتَغَيَّرَ1. fark etmekAnlamı: değişmek, başkalaşmak2. dönüşmekAnlamı: bir biçimden, başka bir biçime girmek3. değişmekAnlamı: başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmekIIتَغَيُّر1. transformasyonAnlamı: dönüşüm2. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme3. mutasyonAnlamı: değişinim4. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu5. devirAnlamı: sürekli ve düzenli değişme, çevirme6. değişim -
47 جوب
جَوْب1. deveranAnlamı: dolaşım, dönem2. tavafAnlamı: kutsal bir yeri ziyaret etmek3. seyranAnlamı: gezme, gezinme4. devirAnlamı: dolaşma5. dolaşımAnlamı: dolaşmak işi -
48 جول
جَوْل1. deveranAnlamı: dolaşım, dönem2. tavafAnlamı: kutsal bir yeri ziyaret etmek3. seyranAnlamı: gezme, gezinme4. devirAnlamı: dolaşma5. dolaşımAnlamı: dolaşmak işi -
49 جولان
جَوَلَان1. tavafAnlamı: kutsal bir yeri ziyaret etmek2. deveranAnlamı: dolaşım, dönem3. seyranAnlamı: gezme, gezinme4. devirAnlamı: dolaşma5. dolaşımAnlamı: dolaşmak işi -
50 دوران
دَوَرَان1. deveranAnlamı: dolaşım, dönem2. sirkülâsyonAnlamı: dolanış, tedavül3. devirAnlamı: dolaşma4. dolaşımAnlamı: dolaşmak işi -
51 رجع
Iرَجَّعَ1. kaytarmakAnlamı: geri çevirmek2. döndürmekAnlamı: dönmesini sağlamakIIرَجَعَ1. gelmekAnlamı: geriye dönmek2. dönmekرَجْع1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi -
52 رجعة
رَجْعَة1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi -
53 رجوع
رُجُوع1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi4. gerilikAnlamı: geri olma durumu -
54 زمان
زَمَان1. devreAnlamı: dönem2. zamanAnlamı: bir işin geçmekte olduğu süre, vakit3. devirAnlamı: zaman parçası -
55 زمن
Iزَمَن1. zamanAnlamı: bir işin geçmekte olduğu süre, vakit2. devirAnlamı: zaman parçasıIIزَمِنgüçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz -
56 طواف
Iطَوَاف1. tavafAnlamı: kutsal bir yeri ziyaret etmek2. deveranAnlamı: dolaşım, dönem3. çevrinti4. devirAnlamı: dolaşma5. dolaşımAnlamı: dolaşmak işiIIطَوَّاف1. geziciAnlamı: gezerek iş gören, seyar2. seyyarAnlamı: gezici, gezgin3. ayaktaAnlamı: çok dolaşan bir kimse4. cevvalAnlamı: davranışları çabuk olan kimse -
57 عودة
عَوْدَة1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi -
58 فيئة
-
59 كرور
كُرُور1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi -
60 لفة
См. также в других словарях:
devir — de devém dos nossos avós … Dicionario dos verbos portugueses
devir — s. m. 1. [Filosofia] Movimento pelo qual as coisas se transformam. • v. intr. 2. Dar se, suceder, acontecer, acabar por vir. ‣ Etimologia: latim devenio, ire … Dicionário da Língua Portuguesa
devir — dèvir m DEFINICIJA jud. najskrovitija i najsvetija odaja u židovskom hramu ETIMOLOGIJA hebr. dëbhīr … Hrvatski jezični portal
devir — 1. is., vri, Ar. devr Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı. B. Felek Birleşik Sözler devrihindi devrisaadet Cilalı Taş Devri kuluçka devri Maden Devri … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEVİR — (Devr) (C: Edvâr) Nakil. Birisinin uhdesinden diğerinin uhdesine geçirmek. * Bir şeyi sonuna kadar okuyup bitirmek. Geçmiş dersleri hatırlama. * Bir şeyin çevresinde dolaşmak. Dönme. * Seyahat. Bir memleketi dolaşmak. * Bir şeyin kendi mihveri… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
devir açmak — tarihte özellik taşıyan yeni bir çağ başlatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEVİR DAİRESİ — Denizde geminin çeşitli hızla ve muhtelif dümen açısı ile çizdiği dâire … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DEVİR VE TESELSÜL — Davanın delile ve delilin davaya taalluk etmesiyle kaziyenin dönüp dolaşıp yine eski hâline gelerek hallolunamaması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sitteisevir her saati bir devir — fırtına günlerinde hava her saat değişikliğe uğrar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
eski çamlar bardak oldu — devir değişti, eski tutumların değeri kalmadı anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEVRAN — Devir, felek, zaman, deveran, dünya … Yeni Lügat Türkçe Sözlük