-
21 تطوف
adımlamak; çevrinti; devir; dönmek; gezinmek; gezmek; seyran; tavaf -
22 تطويف
çevrinti; devir; seyran; tavaf -
23 تغير
başkalık; değişim; değişmek; devir; dönüşmek; fark etmek; kalp; mutasyon; transformasyon -
24 دورة
çevrim; çevrinti; devir; devre; faz; hamle; tur; turnuva; zaman -
25 رجع
avdet; devir; döndürmek; dönmek; dönüş; gelmek; kaytarmak -
26 رجعة
avdet; devir; dönüş -
27 رجوع
avdet; devir; dönüş; gerilik -
28 طواف
ayakta; cevval; çevrinti; devir; deveran; dolaşım; gezici; seyyar; tavaf -
29 عودة
avdet; devir; dönüş -
30 كرور
avdet; devir; dönüş -
31 مآل
akıbet; avdet; devir; dönüş; hâsıla; serencam -
32 معاد
aleyhtar; avdet; despot; devir; dönüş; düşman; mükerrer; müstebit; tekrarlı; zorba -
33 ميقات
dem; devir; tarih; zaman -
34 أوب
Iأَوْب1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. kenarAnlamı: bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı yakını, kıyı4. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi5. yanAnlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm6. kıranAnlamı: kıyı, uç, kenar, çevre7. cihetAnlamı: yön, taraf, yan8. bucakAnlamı: kenar, köşe, yerIIأَوَّبَdönmek -
35 أوبة
أَوْبَة1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi -
36 أيلولة
أَيْلُولَة1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi -
37 إياب
إيَاب1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi -
38 ارتداد
اِرْتِداد1. avdetAnlamı: dönüş, geri gelme2. devirAnlamı: dönme, dönüş3. dönüşAnlamı: dönmek işi veya biçimi -
39 تبدل
Iتَبَدَّلَ1. değişmekAnlamı: mübadele etmek2. fark etmekAnlamı: değişmek, başkalaşmak3. dönüştürmekAnlamı: dönüşmesini sağlamak, tahvil etmek4. dönüşmekAnlamı: bir biçimden, başka bir biçime girmek5. değişmekAnlamı: başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmekIIتَبَدُّل1. varyasyonAnlamı: çeşitleme, değişim2. transformasyonAnlamı: dönüşüm3. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme4. dönüşümAnlamı: tahavvül, inkılâp, transformasyon5. mutasyonAnlamı: değişinim6. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu7. devirAnlamı: sürekli ve düzenli değişme, çevirme8. değişim9. becayişAnlamı: yer değiştirme -
40 تجوال
تَجْوال1. tavafAnlamı: kutsal bir yeri ziyaret etmek2. deveranAnlamı: dolaşım, dönem3. seyranAnlamı: gezme, gezinme4. devirAnlamı: dolaşma5. dolaşımAnlamı: dolaşmak işi
См. также в других словарях:
devir — de devém dos nossos avós … Dicionario dos verbos portugueses
devir — s. m. 1. [Filosofia] Movimento pelo qual as coisas se transformam. • v. intr. 2. Dar se, suceder, acontecer, acabar por vir. ‣ Etimologia: latim devenio, ire … Dicionário da Língua Portuguesa
devir — dèvir m DEFINICIJA jud. najskrovitija i najsvetija odaja u židovskom hramu ETIMOLOGIJA hebr. dëbhīr … Hrvatski jezični portal
devir — 1. is., vri, Ar. devr Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı. B. Felek Birleşik Sözler devrihindi devrisaadet Cilalı Taş Devri kuluçka devri Maden Devri … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEVİR — (Devr) (C: Edvâr) Nakil. Birisinin uhdesinden diğerinin uhdesine geçirmek. * Bir şeyi sonuna kadar okuyup bitirmek. Geçmiş dersleri hatırlama. * Bir şeyin çevresinde dolaşmak. Dönme. * Seyahat. Bir memleketi dolaşmak. * Bir şeyin kendi mihveri… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
devir açmak — tarihte özellik taşıyan yeni bir çağ başlatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEVİR DAİRESİ — Denizde geminin çeşitli hızla ve muhtelif dümen açısı ile çizdiği dâire … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DEVİR VE TESELSÜL — Davanın delile ve delilin davaya taalluk etmesiyle kaziyenin dönüp dolaşıp yine eski hâline gelerek hallolunamaması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sitteisevir her saati bir devir — fırtına günlerinde hava her saat değişikliğe uğrar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
eski çamlar bardak oldu — devir değişti, eski tutumların değeri kalmadı anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEVRAN — Devir, felek, zaman, deveran, dünya … Yeni Lügat Türkçe Sözlük