-
21 посещаемость
ж(уроков, лекций и т. п.) devam oranıиз-за плохо́й посеща́емости заня́тий (в школе) — devamsızlık yüzünden
-
22 посещать
несов.; сов. - посети́тьziyaret etmek; görmeye gitmek / gelmek, yoklamak (навещать кого-л.); devam etmek (лекции и т. п.) -
23 продолжаться
sürmek, sürüp gitmek, devam etmekтак продолжа́лось до про́шлого го́да — geçen yıla dek durum böyle sürüp gitti
так бо́льше продолжа́ться не мо́жет — bu durum böyle süregidemez
-
24 пропуск
м1) ( документ) giriş belgesi, giriş kartı, girimlikтам вход по про́пуска́м — orada giriş belgesi aranır
2) ( пароль) parola3) ( в тексте) atlama4) (занятия и т. п.) devamsızlıkон посеща́ет заня́тия без про́пусков — okula muntazam devam ediyor
он оста́лся на второ́й год из-за ча́стых про́пусков заня́тий — devamsızlıktan sınıfta kaldı
-
25 процедура
ж1) usul (-lü); prosedür; muameleпроцеду́ра голосова́ния — oylama usulü
э́то - обы́чная юриди́ческая процеду́ра — bu, normal bir kanuni prosedürdür
2) мед. ( процесс лечения) tedaviходи́ть на процеду́ры — tedavi (görmek) için devam etmek
-
26 развивать
несов.; сов. - разви́ть, врзразвива́ть мускулату́ру — kaslarını geliştirmek
развива́ть у́мственные спосо́бности — zihinsel yeteneklerini geliştirmek
развива́ть промы́шленность — endüstriyi geliştirmek
развива́ть успе́х воен. — başarıyı geliştirmek / genişletmek
развива́ть ско́рость в сто киломе́тров в час — saatte yüz kilometre hız yapmak
а́втор развива́ет ту же те́му — yazar aynı temayı işliyor
он продолжа́ет развива́ть э́ту иде́ю — bu düşünceyi işleye işleye oluşturmaya devam etmektedir
-
27 распространяться
несов.; сов. - распространи́ть(ся)1) ( достигать определенных пределов) yayılmak2) ( расширять круг своего действия) yayılmak; kapsamak ( охватывать); şümulü olmak, kapsamı içine almak (о законе и т. п.)э́то движе́ние распространи́лось по всему́ контине́нту — bu hareket tüm kıtayı kapsadı
3) (становиться известным, доступным) yayılmak; yaygınlaşmakслух распространи́лся о́чень бы́стро — söylenti çok çabuk yayıldı
э́та иде́я продолжа́ет распространя́ться — bu düşünce yaygınlaşmaya / yaygınlık kazanmaya devam etmektedir
4) (о свете, звуке, запахе и т. п.) yayılmak5) разг. ( пространно рассказывать) uzun uzadıya anlatmak -
28 розыск
-
29 укрепляться
sağlamlaşmak; güçlenmek,kuvvetlenmek* * *несов.; сов. - укрепи́ться1) sağlamlaşmak; tutmakв тако́м гру́нте сва́я не укрепи́тся — bu toprağa çakılsa kazık tutmaz
2) ( становиться более сильным) kuvvetlenmek, güçlenmekмы́шцы у него́ укрепи́лись — kasları kuvvetlendi / güçlendi
3) перен. sağlamlaşmak, perçinlenmek, güçlenmek; sıkılaşmak; temel tutmakукрепи́лся сою́з ме́жду... —... arasındaki ittifak perçinlendi
свя́зи ме́жду колхо́зами продолжа́ли укрепля́ться — kolhozlar arasındaki bağlar sıkılaşmaya devam etmekteydi
в э́той стране́ укрепи́лся и развива́ется госуда́рственный се́ктор — bu ülkede devlet sektörü temel tutmuş, gelişmektedir
- 1
- 2
См. также в других словарях:
devam — is., Ar. devām 1) Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme 2) Bir yere belli bir amaçla, gereken zamanlarda gitme Devam zorunludur. 3) Ek, parça 4) ünl. Kesme, sürdür anlamında kullanılan bir söz Birleşik Sözler ve devamı Atasözü, Deyim ve Birleşik … Çağatay Osmanlı Sözlük
devâm — (A.) [ ماود ] 1. süreklilik. 2. kalıcılık. 3. devam … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
devam etmek — 1) başlanmış bir iş sürmek Bu teftiş üç gün üç gece devam etti. H. Taner 2) sürekli gitmek Falanca kahveye mütekait memurlar devam eder. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
devam ettirmek — başlanmış bir işi sürdürmek Gençler, cesaretimizi takviye eden ve devam ettiren sizsiniz Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEVAM — Bir halde bulunma, sürekli olma, daimîlik. * Bir işe veya bir memuriyete gidip gelme. * Sebat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
adhi-devam — अधिदेवम् … Indonesian dictionary
ALE-D-DEVAM — Devamı üzere. Devamlı olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜSABİR — Devam edici, devam eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CESM — Devam etmek, mülâzemet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DAİM — Devam eden. (Daimî, daima, daimen şeklinde de söylenir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DAİMA — (Devam. dan) Her vakit, bir düziye, daimî suretde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük