-
21 impermanence
devam etmeyiş -
22 impermanency
devam etmeyiş -
23 keep at
devam etmek, bırakmamak -
24 keep at
devam etmek, bırakmamak -
25 continuance
devam; erteleme -
26 discontinue
devam etmemek, birakmak, durdurmak, kesmek; durmak, bitmek -
27 get on with sth
devam etmek -
28 keep going
devam etmek -
29 ongoing
devam eden, süren -
30 run on
devam etmek, sürmek; (zaman) geçmek; durmadan konusmak; (düsünce, konusma, vb.) ile ilgili olmak -
31 attendance check
devam kontrolü -
32 cause to continue
devam etmesine yol aç -
33 impermanence
devam etmeyiş -
34 impermanency
devam etmeyiş -
35 impermanent
devam etmeyen -
36 continue
v. devam etmek, sürmek, sürdürmek, uzatmak; uzamak, kalmak, ertelemek* * *1. devam et 2. devam et (v.) 3. devam (n.)* * *[kən'tinju:] 1. verb1) (to go on being, doing etc; to last or keep on: She continued to run; They continued running; He will continue in his present job; The noise continued for several hours; The road continues for 150 kilometres.) devam etmek, sür(dür)mek2) (to go on (with) often after a break or pause: He continued his talk after the interval; This story is continued on p.53.) devam etmek•- continually
- continuation
- continuity 2. adjectivea continuity girl.) ayrılmayan- continuously -
37 continuation
n. devam, arka, devam etme, sürdürme, sürme, uzatma, temdit* * *1. devam 2. sürdürme* * *1) (the act of continuing, often after a break or pause: the continuation of his studies.) devam etme2) (something which carries on, especially a further part of a story etc: This is a continuation of what he said last week.) devam -
38 keep on
çıkarmamak, çalıştırmaya devam etmek, devam etmek, sürdürmek* * *devam et* * *(to continue (doing something or moving): He just kept on writing; They kept on until they came to a petrol station.) yapıp durmak, devam etmek -
39 ongoing
1. devam eden (n.) 2. devam et (v.) 3. devam ederek (prep.)* * *adjective (continuing: an ongoing argument.) devam eden -
40 continuing
adj. devam eden* * *1. devam eden (n.) 2. devam et (v.) 3. devam ederek (prep.)
См. также в других словарях:
devam — is., Ar. devām 1) Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme 2) Bir yere belli bir amaçla, gereken zamanlarda gitme Devam zorunludur. 3) Ek, parça 4) ünl. Kesme, sürdür anlamında kullanılan bir söz Birleşik Sözler ve devamı Atasözü, Deyim ve Birleşik … Çağatay Osmanlı Sözlük
devâm — (A.) [ ماود ] 1. süreklilik. 2. kalıcılık. 3. devam … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
devam etmek — 1) başlanmış bir iş sürmek Bu teftiş üç gün üç gece devam etti. H. Taner 2) sürekli gitmek Falanca kahveye mütekait memurlar devam eder. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
devam ettirmek — başlanmış bir işi sürdürmek Gençler, cesaretimizi takviye eden ve devam ettiren sizsiniz Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEVAM — Bir halde bulunma, sürekli olma, daimîlik. * Bir işe veya bir memuriyete gidip gelme. * Sebat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
adhi-devam — अधिदेवम् … Indonesian dictionary
ALE-D-DEVAM — Devamı üzere. Devamlı olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜSABİR — Devam edici, devam eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CESM — Devam etmek, mülâzemet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DAİM — Devam eden. (Daimî, daima, daimen şeklinde de söylenir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DAİMA — (Devam. dan) Her vakit, bir düziye, daimî suretde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
