-
1 destan
destan. -
2 destan
destan Epos n, Heldenlied n;fig destan gibi sehr lang (z.B. Brief);dillere destan sagenhaft, legendär, in aller Munde;dillere destan olmak zur Legende werden -
3 destan
destan slit Epos ntdillere \destan olmak ( fig) zur Legende werden; ( halk arasında yayılmak) in aller Munde sein -
4 destan
-
5 destan
дастан -
6 destan
n. epic, epopee, epos, saga* * *1. epic 2. epos 3. saga -
7 destan
п даста́н, эпи́ческий -
8 destan
-
9 destan
тхыдэжъ, пшысэ, эпос -
10 destan
έπος -
11 destan
epic, saga -
12 destan
epic, epic poem, epopee. - gibi very long (letter). -
13 destan
dastan -
14 destan gibi
це́лая поэ́ма ( о длинном письме) -
15 destan tarzı oyun
n. epic -
16 destan gibi
very long -
17 dillere destan olmak
стать предме́том разгово́ров; быть у ка́ждого на языке́ -
18 dillere destan
adj. legendary -
19 dillere destan olmak
to set tongues wagging -
20 dil
язы́к (м)* * *1) анат. язы́кküçük dil — язычо́к
2) язы́к, речьölü dil — мёртвый язы́к
Türk dili — туре́цкий язы́к
Türk Dil Kurumu — Туре́цкое лингвисти́ческое о́бщество
yazı dili — пи́сьменный язы́к
3) язы́к, язычо́к (замка, колокола и т. п.)4) воен. язы́к, пле́нныйdil almak / tutmak — взять пле́нного
5) геогр. коса́••dil kılıçtan keskindir — посл. язы́к остре́е бри́твы
- dili ağırlaşmakdilin kemipi yok — погов. язы́к без косте́й
- dil ağız vermemek
- dilinin altındaki baklayı çıkarmak
- dilinin altında bir şey var
- dilinden anlamak
- dilini bağlamak
- dilinin belâsını çekmek
- dilinin belâsını bulmak
- dili bir karış
- dili bir karış dışarı çıkmak
- dili çalmak
- dil çıkarmak
- dili çözülmek
- dili damağına yapışmak
- dili damağı kurumak
- dilini değdirmemek
- dillere destan olmak
- dile dolamak
- diline dolamak
- dili dolaşmak
- dillerde dolaşmak
- dil dökmek
- diller dökmek
- dili döndüpü kadar
- dili dönmemek
- dili durmamak
- dile düşmek
- dillere düşmek
- dilinden düşürmemek
- dil ebesi
- dili ensesinden çekilsin!
- dilini eşek arısı soksun!
- dilini fare mi yedi?
- dilini kedi mi yedi?
- dile gelmek
- dile getirmek
- dil kaymak
- dili kaymak
- dilini kesmek
- dile kolay
- dili kurtlu
- dilinden kurtulamamak
- dili kurusun!
- dil otu yemiş
- diline saplam olmak
- diliyle sokmak
- dilini tutamamak
- dilini tutmak
- dili tutuldu
- diliyle tutulmak
- diliyle yakalanmak
- dilinde tüy bitmek
- dilinin uçuna gelmek
- dilinin ucuyla
- dili uzamak
- dil uzatmak
- dili varmamak
- dile vermek
- diline virt etmek
- dili yanmak
- dili yatkın
- dilini yutmak
- dili zifir
- 1
- 2
См. также в других словарях:
destan — is., ed., Far. destān 1) Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope Manas, Şehname, İlyada, Kalevala birer destan örneğidir. 2) Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayı anlatan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
destân — (F.) [ نﺎﺘﺱد ] 1. hikaye. 2. destan. 3. masal … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
Destan Entertainment — Type Private Industry Computer and video games Founded 2003 Headquarters C … Wikipedia
Destan Hotel — (Олюдениз,Турция) Категория отеля: Адрес: Hisaronu oludeniz, 48340 Олюдениз, Турция … Каталог отелей
DESTAN — f. (Dest. C.) Eller. * Hikâyeler, masallar. * Hile, tezvir, mekir. * Meşhur Zâloğlu Rüstem in babasının nâmı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
destan düzmek — kahramanlık hikâyesi veya herhangi bir olayı anlatan şiir yazmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
destan gibi — uzun yazılmış (mektup) … Çağatay Osmanlı Sözlük
destan yazmak — olağanüstü kahramanlık, yararlık veya başarı göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dile (veya dillere) destan olmak — bir olay veya bir nitelik halk arasında yayılmak, çok tanınmak Şu kadarını söyleyeyim ki dillere destan olan Boğaziçi bu acayip manzara yanında çocuk oyuncağı kalır. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
dile (veya dillere) destan — çok tanınmış, ünlü Tapucu Ragıp Efendi nin çiçekleri dillere destandır. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
GÜŞADE-DESTÂN — (Güşadedest. C.) f. Cömertler, civanmertler, eli açıklar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük