Перевод: с турецкого на арабский

с арабского на турецкий

dert

  • 1 dert

    آفة
    ألم
    داء
    سقم
    علة
    قسط
    مرض

    Türkçe-Arapça Sözlük > dert

  • 2 dert

    1. آفة [آفَة]
    Anlamı: hastalık, ağrı
    2. ألم [أَلَم]
    Anlamı: üzüntü, sıkıntı
    3. داء [داء]
    Anlamı: hastalık, ağrı
    4. سقم [سَقَم]
    Anlamı: hastalık, ağrı
    5. قسط [قَسَط]
    Anlamı: hastalık, ağrı
    6. مرض [مَرَض]
    Anlamı: hastalık, ağrı
    7. علة [عِلَّة]
    Anlamı: hastalık, ağrı

    Türkçe-Arapça Sözlük > dert

  • 3 gaile

    1. أسى [أَسَى]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    2. ألم [أَلَم]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    3. ابتئاس [اِبْتِئاس]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    4. اكتئاب [اِكْتِئاب]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    5. بأس [بَأْس]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    6. بؤس [بُؤْس]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    7. بأساء [بَأْساء]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    8. بث [بَثّ]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    9. تجهم [تَجَهُّم]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    10. ترح [تَرَح]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    11. تقطيب [تَقْطِيب]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    12. توجع [تَوَجُّع]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    13. جهامة [جَهَامَة]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    14. حزن [حَزَن]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    15. حزن [حُزْن]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    16. شجب [شَجَب]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    17. شجن [شَجَن]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    18. شجو [شَجْو]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    19. عبوس [عُبُوس]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    20. عذاب [عَذَاب]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    21. غصة [غُصَّة]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    22. غم [غَمّ]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    23. غمة [غُمَّة]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    24. كآبة [كَآبَة]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    25. كأداء [كَأْداء]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    26. كرب [كَرْب]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    27. كربة [كُرْبَة]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    28. مبرح [مُبَرِّح]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    29. مشكلة [مُشْكِلَة]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    30. مض [مَضّ]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    31. مضض [مَضَض]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    32. هم [هَمّ]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    33. وجع [وَجَع]
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü

    Türkçe-Arapça Sözlük > gaile

  • 4 çapanoğlu

    1. أزمة [أَزْمَة]
    2. تعسر [تَعَسُّر]
    3. ضناكة [ضَنَاكَة]
    4. ضنك [ضَنْك]
    5. عسر [عُسُر]
    6. غمار [غِمَار]
    7. غمرة [غَمْرَة]
    8. قساوة [قَسَاوَة]
    9. قسوة [قَسْوَة]
    10. لأي [لَأْي]
    11. لمة [لَمَّة]
    12. معسرة [مَعْسَرَة]
    13. وعثاء [وَعْثاء]
    14. وعورة [وُعُورَة]

    Türkçe-Arapça Sözlük > çapanoğlu

  • 5 elem

    1. أسى [أَسَى]
    Anlamı: dert, acı
    2. ابتئاس [اِبْتِئاس]
    Anlamı: dert, acı
    3. اكتئاب [اِكْتِئاب]
    Anlamı: dert, acı
    4. بأس [بَأْس]
    Anlamı: dert, acı
    5. بث [بَثّ]
    Anlamı: dert, acı
    6. توجع [تَوَجُّع]
    Anlamı: dert, acı
    7. عذاب [عَذَاب]
    Anlamı: dert, acı
    8. كرب [كَرْب]
    Anlamı: dert, acı
    9. كربة [كُرْبَة]
    Anlamı: dert, acı
    10. مض [مَضّ]
    Anlamı: dert, acı
    11. مضض [مَضَض]
    Anlamı: dert, acı
    12. وجع [وَجَع]
    Anlamı: dert, acı

    Türkçe-Arapça Sözlük > elem

  • 6 tasasız

    1. مرتاح [مُرْتاح]
    2. مستريح [مُسْتَرِيح]

    Türkçe-Arapça Sözlük > tasasız

См. также в других словарях:

  • dert — s.n. (înv.) jale, tristeţe (mare), mâhnire. Trimis de blaurb, 03.05.2006. Sursa: DAR  dert s.m. – Supărare, necaz. tc. (per.) derd (Bogrea, Dacor., IV, 808), cf. ngr. ντέρτι, alb., sb. dert. Rar, în Mold …   Dicționar Român

  • dert — dȅrt m DEFINICIJA reg. ekspr. duševna, ob. ljubavna bol i javno pokazivanje te boli (često potaknuto pićem); jad, briga, muka [pasti u dert opijati se zbog ljubavne boli] ETIMOLOGIJA tur. ← perz. derd …   Hrvatski jezični portal

  • Dert — Patronyme porté en Dordogne et dans le Lot et Garonne. Aucune idée précise. Pourrait désigner celui qui est originaire d un lieu dit Ert, Hert, toponyme qui semble évoquer une terre inculte. Deux hameaux du Cantal s appellent l Hert …   Noms de famille

  • dert — is., di, Far. derd 1) Üzüntü Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır. Fakat akşam oldu mu derdi teper. H. E. Adıvar 2) Hastalık Hastayım derdime verem diyorlar. F. N. Çamlıbel 3) Ağrı 4) mec. Sorun, kaygı Ne var ki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dert — hun·dert; …   English syllables

  • dert olmak (veya kesilmek) — bir kimse veya olay sıkıntı vermek Nereden buraya gelmiş, âlemin başına dert kesilmişti. R. H. Karay Artık açıkça mahallenin başına dert olmaya başlamış. Y. N. Nayır …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dert ortağı — is. 1) Aynı derdin sıkıntısı içinde bulunanlardan her biri Aynı sevgili için hasret çeken iki rakip gibi şimdi, yalnız dert ortağı idiler. R. H. Karay 2) Bir kimsenin derdini paylaştığı dostu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dert anlatmak — derdini dökmek Elimden çeker alır, kime dert anlatırım o zaman? A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dert gider amma yeri boş kalmaz — insan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert geleceğini iyi bilmelidir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dert yanmak — derdini sızlanarak anlatmak Müşteriler ay başında borç ödeyeceklerine Tevfik e dert yanıyorlar. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DERT — Division of Extramural Research and Training (Governmental » US Government) …   Abbreviations dictionary

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»