Перевод: со всех языков на английский

с английского на все языки

deniz+haritası

  • 1 deniz haritası

    n. chart

    Turkish-English dictionary > deniz haritası

  • 2 deniz

    "1. sea, ocean. 2. marine, maritime, nautical, naval. 3. waves, sea; a swell. -in açığı the offing. -e açılmak to put (out) to sea. - albayı navy captain. - ataşesi naval attaché. -de balık something not yet in hand, a bird in the bush. - baskını tidal wave, tsunami. - basması geol. marine transgression. - binbaşısı navy commander. - bindirmek for the sea to get rough suddenly. - buzu sea ice. - buzulu ice mass formed at the seashore. -den çıkmış balığa dönmek to feel like a fish out of water. - derya 1. the boundless seas. 2. all around, as far as the eye can see. - derya ayak altında. You have a wide view of the sea, spread out and beneath you. - durdu/ düştü. The sea has died down. -e düşen yılana sarılır. proverb A drowning man will clutch at a straw. -e elverişli seaworthy. - eri navy seaman. - feneri lighthouse. denizden/-i geçip kıyıda/çayda boğulmak to handle big problems successfully and come to grief over trifles. -e girmek to bathe, go swimming (in the sea). -e girse kurutur. colloq. He can´t do anything right. - hamamı formerly an enclosure for sea bathing. - haritası naut. chart. D- Harp Akademisi Naval Academy. - hortumu waterspout. - hukuku maritime law. -e indirmek /ı/ to launch (a ship). - kabarmak for the sea to get rough. - kazası shipwreck; accident at sea. - kenarı seashore. - kenarında kuyu kazmak to do something the hard way. -leri kolla! naut. Ease the ship! - kulübü seaside club; yacht club. -de kum, onda para. colloq. He has as much money as there is sand in the sea. - kurdu experienced sailor, sea dog, an old salt. - kuvvetleri naval forces. - mili nautical mile. - müzesi naval museum; oceanographic museum. - nakliyat şirketi shipping company. - otobüsü hovercraft; hydrofoil. - sigortası maritime insurance. - subayı naval officer. - tarağı dredge, dredger. - tehlikesi com. sea risks. - ticaret hukuku maritime law. - tutmak /ı/ to get seasick. - tutması seasickness. - uçağı seaplane. - üssü naval base. - yarbayı navy commander. - yeli the steady offshore breeze of summer. - yolları maritime lines. - yoluyla by sea. - yosunu seaweed."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > deniz

См. также в других словарях:

  • deniz haritası — is., coğ. Denizlerin oluşum ve konumlarını değişik renk ve çizgilerle gösteren harita …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • deniz — is. 1) Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi 2) Bu su kütlesinin belirli bir parçası Marmara Denizi. Karadeniz. 3) Aydaki düzlükler 4) mec. Geniş alan 5) mec. Çokluk, yoğunluk Birleşik Sözler deniz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • harita — is., coğ., Ar. ḫarīṭa Coğrafya, tarih, dil, nüfus vb. konularla ilgili yeryüzünün veya bir parçasının, belli bir orana göre küçültülerek düzlem üzerine çizilen taslağı Birleşik Sözler fiziki harita siyasi harita topoğrafik harita deniz haritası… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Parlamentswahl 2007 (Türkei) — (Bağımsız = unabhängige Kandidaten) Die vorgezogene Wahl zur 23. Großen Nationalversammlung der Türkei fand am 22. Juli 2007 statt, da die 11. Präsidentschaftswahl am Mindestquorum scheiterte und kein Präsident gewählt werden konnte. Die… …   Deutsch Wikipedia

  • Parlamentswahl 2007 in der Türkei — (Bağımsız = unabhängige Kandidaten) Die vorgezogene Wahl zur 23. Großen Nationalversammlung der Türkei fand am 22. Juli 2007 statt, da die 11. Präsidentschaftswahl am Mindestquorum scheiterte und kein Präsident gewählt werden konnte. Die… …   Deutsch Wikipedia

  • Parlamentswahlen in der Türkei 2007 — Parlamentswahlen 2007 …   Deutsch Wikipedia

  • Antalya — Infobox Settlement settlement type = subdivision type = Country subdivision name = TUR timezone=EET utc offset=+2 map caption =Location of Antalya within Turkey. timezone DST=EEST utc offset DST=+3official name = Antalya image caption = Antalya s …   Wikipedia

  • yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»