-
1 delalet
delalet [delã:let] s\delalet etmek hindeuten (-e auf); ( göstermek) zeigen (-e) ( demeye gelmek) heißen -
2 delâlet
(-ti)а1) ука́зывание, пока́зывание (дороги и т. п.)2) при́знак, симпто́м, знак, приме́та, свиде́тельство (чего-л.)3) доказа́тельство, до́вод□
-a delâlet etmek — а) ука́зывать, пока́зывать (дорогу и т. п.); б) ука́зывать на что; свиде́тельствовать о чём; зна́чить, означа́ть□
bu hareket onun doğruluğuna delâlet eder — э́тот посту́пок дока́зывает его́ правоту́ -
3 delalet
n. portent -
4 delalet
dəlalət; sübut -
5 delalet
ένδειξη, σημάδι, τεκμήριο -
6 delâlet
إرشادترشيددلالة -
7 delâlet
1. إرشاد [إِرْشاد]Anlamı: kılavuzluk, aracılık2. ترشيد [تَرْشِيد]Anlamı: kılavuzluk, aracılık3. دلالة [دَلَالَة]Anlamı: kılavuzluk, aracılık -
8 delalet
"guidance; indication, denotation" -
9 delalet
,-ti 1. guidance. 2. mediation. - etmek /a/ 1. to act as a guide (for). 2. to indicate. 3. to act as an intermediary (for). -
10 delalet etmek
v. portend -
11 delâlet etme
n. prefiguration -
12 delâlet etmek
v. signify, show, prefigure -
13 delalet etmek
a) to guide b) to indicate, to denote
См. также в других словарях:
delalet — delâlet gösterme; yol gösterme; kılavuzluk; iz; işaret; aracılık … Hukuk Sözlüğü
delalet — is., esk., Ar. delālet 1) Kılavuzluk, aracılık Hemşehrilerinden birinin delaletiyle, senet sahiplerinin her birini ayrı ayrı öğrendi. E. E. Talu 2) mec. İz, işaret Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller delalet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
DELALET-İ SELÂSE — Üç çeşit delâlet. Bunlar da: Delâlet i mutabıkıye, delâlet i tazammuniye, delâlet i iltizamiyedir.1 Delalet i mutabıkıye: Bir kelâmın vaz olunduğu, yani kasdedilen mânanın tamanına delâletidir. Meselâ: İnsan lâfzı, insanın tam mahiyeti olan,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
delalet etmek — 1) yol göstermek 2) göstermek, anlatmak, demeye gelmek Meğer fazla süs zenginliğe değil, fukaralığa delalet edermiş. A. Haşim 3) belirtmek Halep içinde bahara delalet eden işaret yoktur. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
DELALET-İ ZÂTİYE — Kendi zatı ile, bizzat kendisini eserleri ile göstermek suretiyle olan delâlet, şahidlik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
delâlet — (A.) [ ﺖﻝﻻد ] delillik, yol gösterme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
DELALET — Delil olmak. Yol göstermek. Kılavuzluk. Doğru yolu bulmakta insanlara yardım etmek. * İşaret … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
delâlet etmek — 1. yol göstermek. 2. anlamına gelmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
delâlet-i bil'işare — işaret ederek, hatırlatarak gösterme … Hukuk Sözlüğü
HÜSN-Ü DELÂLET — Hayırlı. İyi bir başlangıca delâlet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KAT'Î DELALET — şüphesiz, kat i delil … Yeni Lügat Türkçe Sözlük