-
1 dalâlet
(-ti)а заблужде́ние, оши́бкаdalâlete düşmek — впада́ть в заблужде́ние, заблужда́ться
dalâlet yoluna sapmak — станови́ться на ло́жный путь
-
2 dalalet
λάθος, απόκλιση -
3 dalalet
إثمإصرجرمجريرةجريمةجناححجرحرامحرمخطءخطيئةذنبسيئةضلالضلالة -
4 dalalet
1. إثم [إِثْم]Anlamı: sapınç, sapkınlık2. إصر [إِصْر]Anlamı: sapınç, sapkınlık3. جرم [جُرْم]Anlamı: sapınç, sapkınlık4. جريرة [جَريرَة]Anlamı: sapınç, sapkınlık5. جريمة [جَرِيمَة]Anlamı: sapınç, sapkınlık6. جناح [جُنَاح]Anlamı: sapınç, sapkınlık7. حجر [حِجْر]Anlamı: sapınç, sapkınlık8. حرام [حَرَام]Anlamı: sapınç, sapkınlık9. حرم [حَرَم]Anlamı: sapınç, sapkınlık10. خطء [خِطْء]Anlamı: sapınç, sapkınlık11. خطيئة [خَطِيئَة]Anlamı: sapınç, sapkınlık12. ذنب [ذَنْب]Anlamı: sapınç, sapkınlık13. سيئة [سيئة]Anlamı: sapınç, sapkınlık14. ضلال [ضَلَال]Anlamı: sapınç, sapkınlık15. ضلالة [ضَلَالَة]Anlamı: sapınç, sapkınlık -
5 dalalet
heresy -
6 dalalet
,-ti straying from the right path, going astray, erring, error. -e düşmek to fall into error, err, go astray. -
7 dalâlet
azğınlıq
См. также в других словарях:
dalalet — is., esk., Ar. ḍalālet Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Atatürk Atasözü, Deyim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
DALALET — İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah a isyankâr olmak. * Şaşkınlık.(... Nevâfil kısmında, emr i istihbabî ile yine ehl i iman mükelleftir. Fakat, terkinde azab ve ikab yoktur. Fiilinde ve… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dalâlet — (A.) [ ﺖﻝﻼﺽ ] sapkınlık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
EHL-İ DALÂLET — Dalâlette olanlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELALE — Dalâlet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUDİLLE — (Dalâlet. den) Baştan çıkaran, azdıran, doğru yoldan saptıran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEVEHHÜM-İ EBEDİYET — Ebedî yaşayacağını zannedip Allah ın emirlerinden ve âhiret için hazırlanmaktan gaflet etmek. Hiç ölmeyecekmiş gibi evhâm ile sâdece bu dünyayı ve dünya menfaatlerini düşünmek.(Dünyada, tevehhüm ü ebediyet hükmünce gaflet veya dalâlet… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
memleket — is., Ar. memleket 1) Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke Memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde olabilirler. Atatürk 2) Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer, şehir, yurt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ABESİYYUN — Kâinatın ve hâdiselerin başı boş, faydasız ve gayesiz, kendi kendine, Haliksız olduğuna inanmak isteyen bâtıl yoldaki felsefeciler. Zamanımızda Ekzistansializm Varoluşculuk adı altında yeniden ortaya çıkan bir varlık ve hayat felsefesidir. İki… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AKL-I BEŞER — İnsan aklı. İnsan düşüncesi.(Kur anın hakaik ı İlâhiyeye dair beyanatı ve tılsım ı kâinatı fethedip ve hilkat ı âlemin muammasını açan beyanat ı kevniyesi, ihbarat ı gaybiyenin en mühimmidir. Çünkü: O hakaik ı gaybiyeyi hadsiz dalâlet yolları… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AN'ANE — Âdet, örf. * Ağızdan nakledilen söz, haber. * Ist: Bir haberin veya bir hadis i şerifin an filân, an filan diye râvileri bildirilmek suretiyle olan nakil. * Silsile. * Müezzin ezân okurken teganni ederse; ona da An ane denir. (Bak: şeâir)(Ehl i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük