-
21 go out
çıkmak, dışarı çıkmak, dışarıya çıkmak, eğlenmeye gitmek, sönmek, grev yapmak, geçmek, çekilmek, istifa etmek, flört etmek* * *çık* * *1) (to become extinguished: The light has gone out.) sönmek2) (to go to parties, concerts, meetings etc: We don't go out as much as we did when we were younger.) dışarı çıkmak3) (to be frequently in the company of (a person, usually of the opposite sex): I've been going out with her for months.) çıkmak, birlikte olmak -
22 öpmek
целова́ть* * *-er -i, -denцелова́ть когоel öpmek — целова́ть ру́ку, прикла́дываться к руке́
yanağından öpmek — поцелова́ть в щёку
••- öpüp de başına koymaköperken ısırır — посл. мя́гко сте́лят, да жёстко спать
- öp eşiği
- çık dışarı! -
23 raus
raus int fam (çık) dışarı!
Страницы
- 1
- 2
См. также в других словарях:
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük