Перевод: с турецкого на арабский

с арабского на турецкий

düzen

  • 1 düzen

    أحبولة
    تدبير
    ترتيب
    تسوية
    تنسيق
    تنظيم
    حيلة
    خدعة
    خديعة
    دسيسة
    رواغ
    كيد
    مؤامرة
    مقلب
    مكرة
    مكيدة
    نظام

    Türkçe-Arapça Sözlük > düzen

  • 2 düzen

    1. أحبولة [أُحْبُولَة]
    Anlamı: dolap, hile
    2. تدبير [تَدْبِير]
    Anlamı: belli yöntem, uyum, nizam, sistem
    3. ترتيب [تَرْتِيب]
    Anlamı: belli yöntem, uyum, nizam, sistem
    4. تسوية [تَسْوِيَة]
    Anlamı: belli yöntem, uyum, nizam, sistem
    5. تنسيق [تنْسِيق]
    Anlamı: belli yöntem, uyum, nizam, sistem
    6. تنظيم [تَنْظِيم]
    Anlamı: belli yöntem, uyum, nizam, sistem
    7. حيلة [حِيلَة]
    Anlamı: dolap, hile
    8. خدعة [خُدْعَة]
    Anlamı: dolap, hile
    9. خديعة [خَدِيعَة]
    Anlamı: dolap, hile
    10. دسيسة [دَسِيسَة]
    Anlamı: dolap, hile
    11. رواغ [رَوَاغ]
    Anlamı: dolap, hile
    12. كيد [كَيْد]
    Anlamı: dolap, hile
    13. مؤامرة [مُؤَامَرَة]
    Anlamı: dolap, hile
    14. مقلب [مَقْلَب]
    Anlamı: dolap, hile
    15. مكرة [مَكْرَة]
    Anlamı: dolap, hile
    16. مكيدة [مَكِيدَة]
    Anlamı: dolap, hile
    17. نظام [نِظَام]
    Anlamı: belli yöntem, uyum, nizam, sistem

    Türkçe-Arapça Sözlük > düzen

  • 3 bozuk düzen

    مبلبل
    متبلبل
    مختل
    مختلط
    مخلط
    مضطرب

    Türkçe-Arapça Sözlük > bozuk düzen

  • 4 çeki düzen

    انتظام

    Türkçe-Arapça Sözlük > çeki düzen

  • 5 sıkı düzen

    انضباط
    تدبير
    ترتيب
    تسوية
    تنظيم

    Türkçe-Arapça Sözlük > sıkı düzen

  • 6 bozuk düzen

    1. مبلبل [مُبَلْبَل]
    2. متبلبل [مُتَبَلْبِل]
    3. مختلط [مُخْتَلِط]
    4. مختل [مُخْتَلّ]
    5. مخلط [مُخَلَّط]
    6. مضطرب [مُضْطَرِب]

    Türkçe-Arapça Sözlük > bozuk düzen

  • 7 çeki düzen

    انتظام [اِنْتِظام]
    Anlamı: düzenlilik, özen, itina

    Türkçe-Arapça Sözlük > çeki düzen

  • 8 sıkı düzen

    1. انضباط [اِنْضِبَاط]
    2. تدبير [تَدْبِير]
    3. ترتيب [تَرْتِيب]
    4. تسوية [تَسْوِيَة]
    5. تنظيم [تَنْظِيم]

    Türkçe-Arapça Sözlük > sıkı düzen

  • 9 aldaç

    1. أحبولة [أُحْبُولَة]
    2. أخذة [أُخْذَة]
    3. حبالة [حِبَالَة]
    4. حيلة [حِيلَة]
    5. خدعة [خُدْعَة]
    6. خديعة [خَدِيعَة]
    7. دسيسة [دَسِيسَة]
    8. رواغ [رَوَاغ]
    9. كيد [كَيْد]
    10. مؤامرة [مُؤَامَرَة]
    11. مصيدة [مِصْيَدَة]
    12. مقلب [مَقْلَب]
    13. مكرة [مَكْرَة]
    14. مكيدة [مَكِيدَة]

    Türkçe-Arapça Sözlük > aldaç

  • 10 ığrıp

    1. إفك [إِفْك]
    Anlamı: yalan, düzen
    2. أفيكة [أَفِيكَة]
    Anlamı: yalan, düzen
    3. افتئات [اِفْتِئات]
    Anlamı: yalan, düzen
    4. افتراء [اِفْتِراء]
    Anlamı: yalan, düzen
    5. باطل [باطِل]
    Anlamı: yalan, düzen
    6. بهتان [بُهْتَان]
    Anlamı: yalan, düzen
    7. ترهة [تُرَّهَة]
    Anlamı: yalan, düzen
    8. زهو [زَهْو]
    Anlamı: yalan, düzen
    9. زور [زُور]
    Anlamı: yalan, düzen
    10. زيف [زَيْف]
    Anlamı: yalan, düzen
    11. فرية [فِرْيَة]
    Anlamı: yalan, düzen
    12. كذب [كَذِب]
    Anlamı: yalan, düzen
    13. كذب [كِذْب]
    Anlamı: yalan, düzen
    14. مين [مَيْن]
    Anlamı: yalan, düzen

    Türkçe-Arapça Sözlük > ığrıp

  • 11 hile

    1. أحبولة [أُحْبُولَة]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    2. حيلة [حِيلَة]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    3. خدعة [خُدْعَة]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    4. خديعة [خَدِيعَة]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    5. دسيسة [دَسِيسَة]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    6. رواغ [رَوَاغ]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    7. كيد [كَيْد]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    8. مؤامرة [مُؤَامَرَة]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    9. محل [مَحْل]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    10. مقلب [مَقْلَب]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    11. مكرة [مَكْرَة]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun
    12. مكيدة [مَكِيدَة]
    Anlamı: yanıltmak için yapılan düzen, dolap, desise, oyun

    Türkçe-Arapça Sözlük > hile

  • 12 dek

    1. أحبولة [أُحْبُولَة]
    Anlamı: düzen, hile
    2. حيلة [حِيلَة]
    Anlamı: düzen, hile
    3. خدعة [خُدْعَة]
    Anlamı: düzen, hile
    4. خديعة [خَدِيعَة]
    Anlamı: düzen, hile
    5. دسيسة [دَسِيسَة]
    Anlamı: düzen, hile
    6. رواغ [رَوَاغ]
    Anlamı: düzen, hile
    7. كيد [كَيْد]
    Anlamı: düzen, hile
    8. مؤامرة [مُؤَامَرَة]
    Anlamı: düzen, hile
    9. مقلب [مَقْلَب]
    Anlamı: düzen, hile
    10. مكرة [مَكْرَة]
    Anlamı: düzen, hile
    11. مكيدة [مَكِيدَة]
    Anlamı: düzen, hile

    Türkçe-Arapça Sözlük > dek

  • 13 kapan

    1. أحبولة [أُحْبُولَة]
    2. أحبولة [أُحْبُولَة]
    Anlamı: düzen, hile
    3. أخذة [أُخْذَة]
    4. حبالة [حِبَالَة]
    5. حيلة [حِيلَة]
    Anlamı: düzen, hile
    6. خدعة [خُدْعَة]
    Anlamı: düzen, hile
    7. خديعة [خَدِيعَة]
    Anlamı: düzen, hile
    8. دسيسة [دَسِيسَة]
    Anlamı: düzen, hile
    9. رواغ [رَوَاغ]
    Anlamı: düzen, hile
    10. شرك [شَرَك]
    11. فخ [فَخّ]
    12. كيد [كَيْد]
    Anlamı: düzen, hile
    13. مؤامرة [مُؤَامَرَة]
    Anlamı: düzen, hile
    14. مصيدة [مِصْيَدَة]
    15. مقلب [مَقْلَب]
    Anlamı: düzen, hile
    16. مكرة [مَكْرَة]
    Anlamı: düzen, hile
    17. مكيدة [مَكِيدَة]
    Anlamı: düzen, hile

    Türkçe-Arapça Sözlük > kapan

  • 14 kargaşa

    1. إبهام [إِبْهام]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    2. إرباك [إِرْباك]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    3. إشكال [إِشْكال]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    4. اختلاط [اِخْتِلاط]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    5. اختلال [اِخْتِلال]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    6. ارتباك [اِرْتِبَاك]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    7. اضطراب [اِضْطِراب]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    8. بلبال [بَلْبَال]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    9. بلبلة [بلبلة]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    10. تبلبل [تَبَلْبُل]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    11. تشوش [تَشَوُّش]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    12. جعجعة [جَعْجَعَة]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    13. جلبة [جَلَبَة]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    14. خلل [خَلَل]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    15. دقة [دِقَّة]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    16. صخب [صَخَب]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    17. ضجة [ضَجَّة]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    18. ضجيج [ضَجِيج]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    19. ضوضاء [ضَوْضاء]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    20. عجعجة [عَجْعَجَة]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    21. عجمة [عُجْمَة]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    22. عجيج [عَجِيج]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    23. قلق [قَلَق]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    24. لبس [لَبْس]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    25. لبس [لُبْس]
    Anlamı: karışıklık, düzensizlik
    26. لجب [لَجَب]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    27. لجة [لَجَّة]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı
    28. وغى [وَغًى]
    Anlamı: kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşı

    Türkçe-Arapça Sözlük > kargaşa

  • 15 zapturapt

    1. أدب [أَدَّبَ]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    2. انضباط [اِنْضِبَاط]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    3. انضباطية [اِنْضِبَاطِيَّة]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    4. تأديب [تَأْدِيب]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    5. تدبير [تَدْبِير]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    6. ترتيب [تَرْتِيب]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    7. تسوية [تَسْوِيَة]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    8. تنسيق [تنْسِيق]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    9. تنظيم [تَنْظِيم]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    10. هندام [هِنْدام]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin

    Türkçe-Arapça Sözlük > zapturapt

  • 16 dubara

    1. أحبولة [أُحْبُولَة]
    Anlamı: oyun, düzen
    2. حيلة [حِيلَة]
    Anlamı: oyun, düzen
    3. خديعة [خَدِيعَة]
    Anlamı: oyun, düzen
    4. دسيسة [دَسِيسَة]
    Anlamı: oyun, düzen
    5. رواغ [رَوَاغ]
    Anlamı: oyun, düzen
    6. كيد [كَيْد]
    Anlamı: oyun, düzen
    7. مؤامرة [مُؤَامَرَة]
    Anlamı: oyun, düzen
    8. مكرة [مَكْرَة]
    Anlamı: oyun, düzen
    9. مكيدة [مَكِيدَة]
    Anlamı: oyun, düzen

    Türkçe-Arapça Sözlük > dubara

  • 17 disiplin

    1. تدبير [تَدْبِير]
    Anlamı: sıkı düzen, zapturapt
    2. ترتيب [تَرْتِيب]
    Anlamı: sıkı düzen, zapturapt
    3. تسوية [تَسْوِيَة]
    Anlamı: sıkı düzen, zapturapt
    4. تنسيق [تنْسِيق]
    Anlamı: sıkı düzen, zapturapt
    5. تنظيم [تَنْظِيم]
    Anlamı: sıkı düzen, zapturapt
    6. نظام [نِظَام]
    Anlamı: sıkı düzen, zapturapt
    7. هندام [هِنْدام]
    Anlamı: sıkı düzen, zapturapt

    Türkçe-Arapça Sözlük > disiplin

  • 18 düzence

    1. انضباط [اِنْضِبَاط]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    2. انضباطية [اِنْضِبَاطِيَّة]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    3. تدبير [تَدْبِير]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    4. ترتيب [تَرْتِيب]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    5. تسوية [تَسْوِيَة]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    6. تنسيق [تنْسِيق]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin
    7. تنظيم [تَنْظِيم]
    Anlamı: sıkı düzen, disiplin

    Türkçe-Arapça Sözlük > düzence

  • 19 tertibat

    1. تأهيل [تَأْهِيل]
    2. تجهيز [تَجْهِيز]
    3. تحضير [تَحْضِير]
    4. تدبير [تَدْبِير]
    Anlamı: düzen
    5. ترتيب [تَرْتِيب]
    Anlamı: düzen
    6. ترتيب [تَرْتِيب]
    7. تركيبات [تَرْكِيبات]
    8. تسوية [تَسْوِيَة]
    Anlamı: düzen
    9. تنسيق [تنْسِيق]
    Anlamı: düzen
    10. تنظيم [تَنْظِيم]
    Anlamı: düzen
    11. تنظيم [تَنْظِيم]
    12. تهيئة [تَهْيِئَة]
    13. نظام [نِظَام]
    Anlamı: düzen

    Türkçe-Arapça Sözlük > tertibat

  • 20 lâçkalık

    1. تباطؤ [تَبَاطُؤ]
    Anlamı: bir düzen iyi ışlemez olma, gevşeme
    2. تراخ [تَرَاخٍ]
    Anlamı: bir düzen iyi ışlemez olma, gevşeme
    3. تكاسل [تَكَاسُل]
    Anlamı: bir düzen iyi ışlemez olma, gevşeme
    4. توان [تَوَانٍ]
    Anlamı: bir düzen iyi ışlemez olma, gevşeme
    5. ثقالة [ثَقَالَة]
    Anlamı: bir düzen iyi ışlemez olma, gevşeme

    Türkçe-Arapça Sözlük > lâçkalık

См. также в других словарях:

  • Duzen — Duzen, s.u. Du …   Pierer's Universal-Lexikon

  • duzen — ↑ du …   Das Herkunftswörterbuch

  • duzen — duzen …   Deutsch Wörterbuch

  • Duzen — Duzen …   Deutsch Wörterbuch

  • Duzen — ist im Deutschen eine Form der Anrede. Es bedeutet, jemanden mit „Du“ anzureden, im Gegensatz zur Anrede mit „Sie“, dem Siezen (siehe Höflichkeitsform). Größtenteils abgekommen sind die alten Formen des Ihrzens und Erzens (wobei diese letzte Form …   Deutsch Wikipedia

  • duzen — Vsw std. (13. Jh.), mhd. du(t)zen, mndd. du(t)zen Stammwort. Eine Ableitung vom Personalpronomen du mit dem Suffix z(en) ( zen) (ahd. azzen, ezzen, izzen), vielleicht unter Einfluß von ml. tuisare duzen gebildet. Etwas früher belegt ist mhd.… …   Etymologisches Wörterbuch der deutschen sprache

  • duzen — dùzen m DEFINICIJA reg. rij. 1. kozmetička sredstva, nakit i uresi, ženske stvarčice za dotjeravanje 2. ugađanje (glazbenih instrumenata), štimanje ETIMOLOGIJA tur. düzen …   Hrvatski jezični portal

  • duzen — V. (Grundstufe) zu jmdm. Du sagen Beispiele: Vielleicht wollen wir uns duzen? Ich duze mich mit ihm …   Extremes Deutsch

  • Duzen — Duzen, s. Anredeformen …   Meyers Großes Konversations-Lexikon

  • düzen — is. 1) Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem 2) Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması 3) Yerleştirme, tertip Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duzen — du|zen [ du:ts̮n̩] <tr.; hat: mit Du anreden /Ggs. siezen/: er duzte ihn; sie duzen sich. Syn.: Du sagen [zu], per Du sein [mit]. * * * du|zen 〈V.; hat〉 Ggs siezen I 〈V. tr.〉 jmdn., sich (gegenseitig) duzen mit Du anreden II 〈V. refl.〉 sich… …   Universal-Lexikon

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»