-
1 dört
"1. four. 2. all (sides, directions, parts). - ayak üstüne düşmek to land on one´s feet, be very lucky; to get out of trouble easily. - ayaklı quadruped, four-legged. - başı mamur in perfect condition, prosperous, flourishing. -te bir one fourth, a quarter. - bir tarafı/ yanı all around it, on all sides of it. - bucak everywhere. - dönmek 1. to search desperately for a remedy. 2. to scurry around. - dörtlük 1. mus. whole note. 2. perfect. - duvar arasında kalmak to be shut in. - elle sarılmak/yapışmak /a/ 1. to go into (something) wholeheartedly. 2. to cling to (someone) for support and help. - göz person wearing glasses. - gözle bakmak /a/ to look carefully (at). - gözle beklemek /ı/ to wait eagerly (for). - göz bir evlat için. proverb All that parents do is for their children. - işlem the four arithmetical operations. - köşe/köşeli four-cornered, four-sided; square. - köşe olmak to be highly pleased, be delighted. - taraftan on all sides. - üstü murat üstü fortunate, prosperous, flourishing. - yanına bakmak/- yana bakınmak to look all around. - yanı deniz kesilmek to be left without help or hope."
См. также в других словарях:
dört yanı deniz kesilmek — çaresiz ve umutsuz kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dört — is., dü 1) Dört sayısının adı 2) Bu sayıyı gösteren 4, IV rakamlarının adı 3) sf. Üçten bir artık Birleşik Sözler dört ayak dört ayaklılar dört bir dört bucak dörtcihar dörtçeker … Çağatay Osmanlı Sözlük