Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

döl+vermek

  • 1 потомство

    с
    1) döl döş; yavrular ( детёныши животного)

    дава́ть пото́мство — döl vermek

    2) см. потомок 2)

    Русско-турецкий словарь > потомство

  • 2 seed

    n. istiridye yavruları, tohum, çekirdek, tane, meni, sperma, döl, çocuk
    ————————
    v. tohum vermek, tohum ekmek, çekirdeğini çıkarmak, sınıflamak (yarışmacıları)
    * * *
    1. tohum ek (v.) 2. tohum (n.)
    * * *
    [si:d] 1. noun
    1) (the (part of) the fruit of a tree, plant etc from which a new plant may be grown: sunflower seeds; grass seed.) tohum, çekirdek
    2) (the beginning from which anything grows: There was already a seed of doubt in her mind.) tohum
    3) ((in a sporting competition etc) a seeded player.) şampiyon adayı
    2. verb
    1) ((of a plant) to produce seed: A plant seeds after it has flowered.) tohum vermek
    2) (in golf, tennis etc, to arrange (good players) in a competition so that they do not compete against each other till the later rounds.) sıralamak, eşleştirmek
    - seedling
    - seedy
    - seediness
    - seedbed
    - go to seed

    English-Turkish dictionary > seed

  • 3 fruit

    n. meyve, yemiş, tohum kapsülü, ürün, döl, sonuç, semere, kâr, yayar, ahbap, nonoş, homoseksüel, ibne [arg.]
    * * *
    1. meyve ver (v.) 2. meyve (n.)
    * * *
    [fru:t] 1. noun
    1) (the part of a plant that produces the seed, especially when eaten as food: The fruit of the vine is the grape.) meyve
    2) (a result; something gained as a result of hard work etc: the fruit of his hard work.) sonuç, meyve
    2. verb
    (to produce fruit: This tree fruits early.) meyve vermek
    - fruition
    - fruitless
    - fruitlessly
    - fruity

    English-Turkish dictionary > fruit

  • 4 seed

    tohum; asil, kaynak, köken; döl, evlat; meni, sperm, atmik, tohum ekmek; tohum vermek; tohum ya da çekirdegini çikarmak

    English to Turkish dictionary > seed

См. также в других словарях:

  • döl vermek — 1) yavru vermek, üremek 2) ürün vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • döl — is. 1) Canlıların üremesi sonucu ortaya çıkan yeni birey veya bireylerin bütünü, zürriyet, nesil Macarların çoğunun bize benzeyişinin bir nedeni de bu döl karışmasıdır. H. Taner 2) Yavru, çocuk Yarenlik mi ediyordun, Kara Osman ın dölüyle? T.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • döl dökmek — randıman vermek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»