-
21 vorkommen
vorkommen v/i <unreg, -ge-, sn> bulunmak; (geschehen) olmak, cereyan etmek;es kommt mir … vor bana … gibi geliyor;das darf nicht wieder vorkommen! bir daha olmasın! -
22 abrollen
ab|rollen1) ( Spule) açmak, çözmek;das Knäuel \abrollen yumağı açmak2) ( Waren) (arabayla) taşımak1) sport takla atmak2) ( sich ereignen) cereyan etmek, olmak -
23 abspielen
ab|spielenI vtII vrsich \abspielen olmak, cereyan etmek -
24 wogen
wogen ['vo:gən]das \wogende Meer dalgalı deniz -
25 zutragen
-
26 vukû bulmak
meydana gelmek, cereyan etmek, gerçekleşmek. -
27 vorkommen
bulunmakcereyan etmekolmak -
28 أزب
-
29 أهمع
أَهْمَعَ1. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek2. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek -
30 انثال
-
31 اندفع
اِنْدَفَعَ1. fışkırmak2. püskürmekAnlamı: sıvı birşeyi hızla savurmak3. seğirtmekAnlamı: çabuk adımlarla yürümek4. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek5. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek6. dökülmekAnlamı: dökmek işi yapılmak -
32 انساب
اِنْسابَ1. harıldamak2. sıvışmak3. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek4. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek -
33 انسجم
اِنْسَجَمَ1. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek2. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek3. uyuşmakAnlamı: her konuda birbirine uymak4. dökülmekAnlamı: dökmek işi yapılmak -
34 انصب
اِنْصَبَّgelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek -
35 انفجر
اِنْفَجَرَ1. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek2. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek -
36 انهال
-
37 انهمر
اِنْهَمَرَ1. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek2. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek3. dökülmekAnlamı: dökmek işi yapılmak -
38 تدفق
Iتَدَفَّقَ1. taşkınlıkAnlamı: taşkın olma durumu2. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek3. dökülmekAnlamı: dökmek işi yapılmakIIتَدَفُّق1. coşku2. indifaAnlamı: püskürtme3. püskürtmeAnlamı: püskürtmek işi4. galebeAnlamı: üstünlük, çokluk -
39 ترقرق
تَرَقْرَقَ1. aydınlatmakAnlamı: bir yerin karanlığını gidermek2. talazlanmakAnlamı: dalgalanmak3. harıldamak4. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak5. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak6. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek7. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek8. çalkanmakAnlamı: deniz dalgalanmak9. dalgalanmakAnlamı: dalga oluşmak -
40 تهطل
تَهَطَّلَ1. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek2. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek
См. также в других словарях:
cereyan etmek — geçmek, olmak, yapılmak Düzbel de cereyan eden meydan muharebesini İkinci Kılıç Arslan kazandı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cereyan — is., Ar. cereyān 1) Bir yöne doğru akma, akış, akıntı Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı. E. E. Talu 2) Bir şeyin gelişme, olma durumu En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cereyân — (A.) [ نﺎیﺮﺝ ] 1. akış. 2. oluş. 3. akım. ♦ cereyân etmek olmak, gerçekleşmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vuhûş — (A.) [ شﻮﺣو ] 1. vahşiler. 2. yaban hayvanları. ♦ vukû bulmak meydana gelmek, cereyan etmek, gerçekleşmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
aklımak — cereyan ve seylan ve seyl etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük