Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

bîçâre

См. также в других словарях:

  • biçare — is., Far. bīçāre Çaresiz, zavallı kimse Keşke bu biçarelere bir tren parası verseydik. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller biçare olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • biçare olmak — çaresiz kalmak Kocaya vardığım günden itibaren büsbütün biçare oldum. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bîçâre — (F.) [ ﻩرﺎﭽﻴﺑ ] 1. çaresiz. 2. zavallı …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • FAKİR — Biçâre, muhtaç, yoksul. İslâm dini, ev kirası, yiyecek, içecek, giyecek, ilaç, yakacak gibi zorunlu ihtiyaçları karşılandıktan sonra yılda 96 gram altın alabilecek kadar geliri olmayanları fakir sayar. Fakirlerden vergi alınmaz, İslâm devleti… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • biçarelik — is., ği Biçare olma durumu, zavallılık, çaresizlik Felaketler altında başlarını eğen çamlar sonsuz bir biçarelikle inlerler, sallanırlar. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çaresiz — sf. 1) Çaresi bulunmayan, onulmaz Çaresiz dert. 2) Çare bulamayan (kimse), biçare Viranelerde yemek için ot toplayan çaresiz kadınlarla konuştu. Ö. Seyfettin 3) zf. İster istemez Bu olmayınca da işi çaresiz komisyonculuğa dökmüştü. H. Taner… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ön ek — is., dbl. Bazı yabancı dillerde kökün önüne gelerek kelimeye belirli bir anlam katan ek: anormal, biçare, nadan gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüz tutmak — (bir şeye) yönelmek Biçare Yunus un çoktur günahı / Hakk ın dergâhına yüz tutmuşum ben. Yunus Emre …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BÎ-ÇAREVÂR — f. Zavallı gibi, biçare gibi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DERMANDE — (c.: Dermândegân) f. Âciz, beceriksiz, biçare, zavallı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • EFGENDE — f. Yere atılmış, düşürülmüş. Yıkılmış, yıkık. Bozulmuş, tahrib edilmiş. * Biçare, zavallı, düşkün …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»