-
1 bist
-
2 bîst
farsça بيست yirmi. -
3 weit
weit [vaıt]I adj\weite Kreise der Bevölkerung toplumun geniş çevreleri;das ist ein \weites Feld bu geniş bir alandır;etw \weit öffnen bir şeyi ağzına kadar açmak;\weit herumkommen çok yer gezmek;das W\weite suchen ( geh) tabanları yağlamakin \weiter Ferne çok uzakta;ist es noch \weit? daha uzak mı?;von \weitem uzaktan;\weit entfernt çok uzak;das ist \weit weg ( fam) bu çok uzakta;ich habe es nicht \weit benim için uzak değil4) ( zeitlich)bis Ostern ist es noch \weit paskalyaya kadar daha çok var;das liegt \weit zurück bu çok geride kaldı;bis \weit in den Morgen sabahlara kadar5) bei \weitem besser çok daha iyi;bei \weitem nicht alles hepsi değil;es ist \weit und breit niemand zu sehen ortalıkta in cin yok;\weit gefehlt! ne gezer!;so \weit ( im Allgemeinen) buraya kadar; ( bis jetzt) şimdiye kadar;es ist so \weit oldu;es ist noch nicht so \weit daha olmadı;bist du so \weit? ( fam) hazır mısın?;das geht ( entschieden) zu \weit! bu (kesinlikle) fazla oldu!, bu kadarı da (artık) fazla!;wie \weit bist du mit der Arbeit? çalışman ne aşamada?;\weit hergeholt uydurma, pek inandırıcı olmayan;das ist \weit hergeholt nereden nereye\weit besser çok daha iyi;er ist \weit über sechzig altmışın çok üzerinde;\weit gefehlt! bilemedin!;das ist \weit verbreitet bu çok yaygındır;er ist zu \weit gegangen ( fig) çok ileri gitti, haddini aştı -
4 wievielte
wievielte(r, s) ['vi:vi:ltə, -tɐ, -təs] adjzum \wievielten Mal bist du schon in der Türkei? Türkiye'ye bu kaçıncı (kez) gelişin?;den W\wievielten haben wir heute? bugün ayın kaçı?;die W\wievielte bist du? sen kaçıncısın? -
5 alt
alt werden yaşlanmak;er ist doppelt so alt wie ich o benden bir kat (daha) yaşlı;wie alt bist du? kaç yaşındasın?;die alten Sprachen Eskiçağ dilleri;es bleibt alles beim Alten eski hamam, eski tas;in alten Zeiten eski zamanda;ein fünf Jahre alter Junge beş yaşında bir oğlan -
6 aufgehoben
aufgehoben adj: du bist hier gut aufgehoben burası senin için iyi bir yer -
7 bereit
bereit adj präd (zu -e) hazır;bist du bereit? var mısın?; hazır mısın? -
8 Dampfer
Dampfer m <Dampfers; Dampfer> vapur, buharlı gemi;fig da bist du auf dem falschen Dampfer yanlış iz üzerindesin -
9 dran
ich bin dran sıra bende;er ist arm dran onun durumu kötü;spät dran sein geç kalmak;an der Sache ist was dran bunda bir iş var;du weißt nie, wie du mit ihr dran bist onun gözünde ne değerin olduğunu hiç anlayamazsın -
10 einmal
einmal adv bir kere/defa;einmal im Jahr yılda bir (kere/defa); (zukünftig) bir gün, günün birinde;auf einmal (plötzlich) birdenbire; (gleichzeitig) aynı zamanda da;wenn du einmal groß bist büyüdüğün zaman;es ist nun einmal so ne yapalım ki bu böyle;lasst ihn doch einmal reden! bırakın da konuşsun bir (kere)!;noch einmal bir kez/kere daha;noch einmal so … (wie) … (gibi) bir kere/tane daha;es war einmal vaktiyle; bir varmış bir yokmuş;haben Sie schon einmal ? siz hiç -diniz mi?;es schon einmal getan haben bir kere yapmış bulunmak;schon einmal dort gewesen sein oraya daha önce gitmiş olmak;erst einmal ilk önce, en başta;nicht einmal bile (değil/yok) -
11 Goldstück
Goldstück n altın para;fam du bist ein richtiges Goldstück! aslansın sen! -
12 groß
groß angelegt büyük çapta(ki);fam groß in etwas sein bş-de usta olmak;wie groß ist es? ne büyüklükte/boyda?;wie groß bist du? boyun kaç?;große Ferien yaz tatili;große Worte büyük laflar/sözler;Groß und Klein genci(yle) yaşlısı(yla);im Großen (und) Ganzen bütün olarak, esas itibarıyla -
13 schon
schon damals daha o zamanlar;schon immer şimdiye kadar hep;schon oft şimdiye kadar sık sık;schon wieder şimdi gene;schon 1968 daha 1968’de;schon der Gedanke … … düşüncesi bile;hast (bist) du schon einmal …? sen hiç … mi?;ich warte schon seit 20 Minuten tam 20 dakikadır burada bekliyorum;ich kenne sie schon, aber onu tanımasına tanıyorum, ama …;er macht das schon o bunu yapar;schon deswegen daha bunun için bile;schon gut! tamam tamam!, zararı yok!;na, wenn schon! öyleyse ne olmuş?;was macht das schon? ne çıkar yani? -
14 Schwarm
du bist ihr Schwarm o kız sana tapıyor -
15 sicher
1. adj ( vor D -e karşı) emin, güvenli;…sicher in Zssgn (widerstandsfähig) ( gegen -e) dayanıklı; -e dayanır; (gewiss, überzeugt) ( von -den) emin; (zuverlässig) güvenilir, sağlam;in sicherem Abstand emniyet mesafesi bırakarak;ein sicheres Auftreten haben kendine güvenli bir etki yapmak;der Erfolg ist ihm sicher -in başaracağı kesin;du bist sicher sen herhalde -sin;du hast sicher sende … vardır -
16 Spaßbremse
Spaßbremse f: voll die Spaßbremse sein tam bir oyunbozan olmak;du bist heute wieder voll die Spaßbremse bugün yine tam bir oyunbozansın -
17 spät
spät adj und adv geç;du bist spät dran! geç kaldın!;von früh bis spät sabahtan akşama (kadar);wie spät ist es? saat kaç?;(fünf Minuten) zu spät kommen (beş dakika) gecikmek ( oder geç kalmak);am späten Nachmittag akşam üzeri;bis später! (sonra) görüşürüz! -
18 wobei
1. adv wobei bist du gerade? şimdi ne yapmaktasın?2. adv: wobei mir einfällt bu arada (şu) aklıma geldi -
19 Wunder
-
20 allein
allein [a'laın]I adj\allein stehend ( freistehend) müstakil, tek (başına);kann ich dich einen Augenblick \allein sprechen? bir saniye seninle yalnız konuşabilir miyim?2) ( ohne Hilfe) tek başına;er macht das ganz \allein o, bunu tek başına yapar;eine \allein erziehende Mutter bekâr bir anne, tek başına velâyet hakkına sahip olan anne3) ( einsam) yapayalnız;ich bin so oft \allein ben çoğu zaman yapayalnızımdu \allein bist schuld daran bütün kabahat sende;nicht \allein..., sondern auch... sadece... değil, o da...;einzig und \allein sadece;\allein schon die Vorstellung macht mir Angst sadece düşüncesi bile bana korku veriyor;von \allein kendi kendine, kendiliğinden;das weiß ich von \allein! bunu kendim de biliyorum!
См. также в других словарях:
Bist — frz.: Bisten Gewässerkennzahl FR: A9600440, DE: 26452 Lage Frankreich (Lothringen), Deutschland ( … Deutsch Wikipedia
bist — bist; cam·bist; cam·bist·ry; club·bist; gam·bist; iam·bist; mob·bist; nul·li·bist; och·lo·pho·bist; the·or·bist; hob·bist; … English syllables
Bist — may refer to: *Bist River on the France Germany border *Bist (village) in Azerbaijan *Built in self test, an integrated circuit feature … Wikipedia
Bist [1] — Bist, 1) (Bißwunde), die Verletzung durch einen Biß, verhält sich im Allgemeinen wie eine gequetschte Wunde, s. Wunden; die vergifteten erfordern eine besondere Behandlung, s.u. Wasserschen, Giftschlangen, Scorpion; 2) (Jagdw.), so v.w. Gebiß … Pierer's Universal-Lexikon
Bist [2] — Bist (Landw.), so v.w. Beest … Pierer's Universal-Lexikon
bist — Vunr bin … Etymologisches Wörterbuch der deutschen sprache
bist — [Network (Rating 5600 9600)] Auch: • sind • seid … Deutsch Wörterbuch
BIST — Built in self test (BIST) bedeutet, dass ein elektronischer Baustein eine integrierte Test Schaltung besitzt, welche Testsignale erzeugt und meist auch mit vorgegebenen richtigen Antwort Signalen vergleicht, so dass ein Testresultat an das ATE… … Deutsch Wikipedia
bist — verb are, am, is Where bist goin. See Also: bisnt … Wiktionary
bist — bìst interj. 1. drib, bidz (kartojant nusakomas lėtas bėgimas): Mano kumelaitė bėga pamažu bìst bìst bìst BM322. 2. bast (kartojant nusakomas vaikštinėjimas): Šen bìst, ten bìst, ir ateina vakaras Užv. 3. virst (nusvirimui reikšti): Galva… … Dictionary of the Lithuanian Language
bist — (Culfa, Zəngilan) dəyirmanın üst daşını hərəkətə gətirən dəmir ox. – Bist də:rman daşının oxudu (Culfa) … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti