-
1 burnunu çekmek
v. sniff, sniffle, snivel -
2 burnunu çekmek
to sniff, to sniffle -
3 gürültüyle burnunu çekmek
v. snuffle -
4 burnunu sesli çekmek
v. snuffle -
5 burun
, burnu 1. nose. 2. beak, bill. 3. tip, pointed end. 4. headland, cape, point. 5. pride, arrogance. 6. nasal. - boşluğu anat. nasal cavity. - burmak /a/ to curl one´s nostrils in disdain, turn one´s nose up (at). - buruna close together, very close. - buruna gelmek /la/ to run into, almost to collide with. - bükmek/a/ to turn one´s nose up (at). -u büyük arrogant, conceited. -u büyümek to become conceited. -unu çekmek 1. to sniff. 2. colloq. not to get anything. - deliği nostril. -unun dibinde under one´s very nose, very close. -unun dikine/doğrusuna gitmek to do what one feels to be best without asking for advice. - direği nasal septum. -unun direği kırılmak to feel suffocated by a bad smell. -unun direği sızlamak 1. to be in a lot of pain. 2. to be sorry for someone. -u düşmek to be suffocated by a bad smell. -undan düşen bin parça olmak to look very disgruntled, wear a very sour face. -undan (fitil fitil) gelmek to suffer so much after gaining something good that one regrets ever having gained it. -undan getirmek /ı, ın/ to make (someone) regret (having done something). -una girmek /ın/ to come too close (to a person). -u havada conceited, stuck-up. -u Kaf dağında very conceited. -u kanamadan without being hurt, without the slightest scratch. -u kanamak to have a nosebleed. - kanaması nosebleed, epistaxis. - kemiği anat. nasal bone, os nasale. -undan kıl aldırmamak to be very conceited and unapproachable. -unu kırmak /ın/ to humiliate. - kıvırmak /a/ to turn one´s nose up (at), sniff (at). -unda tütmek to long for, crave for. - nezlesi rhinitis. - perdesi anat. nasal septum. -unu sıksan canı çıkar. colloq. He´s nothing but a puny runt. -unu silmek to wipe one´s nose. -unu sokmak /a/ to poke one´s nose into (something). -undan solumak to be enraged, get angry. -unu sürtmek to back down and accept what one has scorned. -u sürtülmek/burnunu yere sürtmek to learn one´s lesson through a humiliating experience. - şişirmek to swell with pride. -unun ucunda under one´s nose, very close. -unun ucunu görmemek to be dead drunk. -unun ucundan ilerisini görmemek to be unable to see further than one´s nose. -undan yakalanmak to be well and truly caught. - yapmak to stick one´s nose up in the air, be arrogant. -unun yeli harman savurmak 1. to be very conceited. 2. to be in a towering rage, be breathing fire. - zarı nasal mucous membrane, nasal mucosa.
См. также в других словарях:
burnunu çekmek — 1) sümüğünü çekmek İkide bir burnunu çekerek garip yüz hareketleri yapıyordu. R. N. Güntekin 2) mec. umduğunu bulamamak, amacına ulaşamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
burun — is., rnu, anat. 1) Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı 2) Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. H. Taner 3) mec. Kibir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı çıkmak — 1) çok yorulmak veya çok zorluk çekmek Çalışmaktan canım çıktı. 2) ölmek Herifin burnunu sıksan canı çıkacak. S. F. Abasıyanık 3) çok yıpranmak Her gün giyilmekten elbisenin canı çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük