-
21 owe
borcu olmak, borçlu olmak -
22 débit
In m1 d'eau verdi2 des paroles konuşma hızı3 magasin satış yeri◊un débit de tabac / de boissons — içki satış yeri
IIn mdette borç [boɾʧ] -
23 be in the red
(to be in debt.) borçlu olmak -
24 be in debt
borçlanmak, borçlu olmak -
25 be in debt
borçlanmak, borçlu olmak -
26 Dank
Dank m <Danks; o pl> teşekkür;Gott sei Dank Allah’a şükür!;vielen Dank! çok teşekkürler!, çok sağ ol(un)!;herzlichen Dank candan teşekkürler;jemandem Dank schulden b-ne teşekkür/şükran borçlu olmak;(Lohn) das ist der (ganze) Dank! (iyiliğin) karşılığı işte bu!;als Dank, zum Dank teşekkür olarak -
27 danken
1. v/i <h> ( jemandem für etwas b-ne bş için) teşekkür etmek;nichts zu danken! bir şey değil; rica ederim!;2. v/t: jemandem etwas danken bş-i b-ne borçlu olmak -
28 Kreide
Kreide f <Kreide; Kreiden> tebeşir;fam bei jemandem in der Kreide stehen b-ne borçlu olmak -
29 Schuld
die Schuld auf sich nehmen suçu (kendi) üzerine almak;jemandem die Schuld (an etwas) geben (bş-de) suçu b-ne yüklemek;es ist (nicht) deine Schuld suç senin (değil);(tief) in jemandes Schuld stehen fig b-ne (çok şey) borçlu olmak -
30 schulden
schulden v/t <h>: jemandem etwas schulden b-ne bş(-i) borçlu olmak -
31 schuldig
jemanden für schuldig befinden b-ni bş-de suçlu bulmak, b-ni bş-den sorumlu tutmak;jemanden schuldig sprechen b-ni mahkum etmek;sich schuldig bekennen suçunu kabul/ikrar etmek;jemandem etwas schuldig sein b-ne bş-i borçlu olmak -
32 verdanken
verdanken v/t <o -ge-, h>: jemandem ( einem Umstand usw) etwas verdanken b-ne (bir duruma vs) bş-i borçlu olmak -
33 te danken hebben aan
(-e) teşekkür borçlu olmak -
34 schuldig
1) suçlu, kusurlu; ( verantwortlich) sorumlu (an -den);wer ist \schuldig? suçlu kim?;jdn \schuldig sprechen birini mahkûm etmeksich \schuldig bekennen suçlu olduğunu kabul etmek, suçunu kabullenmek2) ( Geld)jdm etw \schuldig sein birine bir şey borçlu olmak;die Antwort \schuldig bleiben cevabını verememek -
35 verdanken
verdanken*vt1) ( dankbar sein)jdm etw \verdanken bir şeyi birine borçlu olmak;das ist ihm zu \verdanken bunu ona borçluyuz -
36 schulden
borçborçlu olmakhatasuç
- 1
- 2
См. также в других словарях:
hayatını (birine) borçlu olmak — 1) biri tarafından ölümden kurtarılmış olmak 2) birinin yaşamı bir başkasının desteği ile sağlanmış olmak Bu hayatımı ağabeyime borçluyum … Çağatay Osmanlı Sözlük
borçlu bulunmak (veya olmak) — (birine) borçlu duruma düşmek Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
medyunuşükran olmak — teşekkür borçlu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçan kuşa borcu olmak — pek çok kişiye borçlu olmak Ben kimsenin hususi hayatına karışmayı asla sevmem ama şu Şahin Paşa, uçan kuşa borcu olduğunu herkes bilirken nasıl oluyor da kumarda bu kadar para kaybediyor. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kefil olmak — borçlu borcunu ödemediğinde veya bir kimse verdiği sözü yerine getirmediğinde bütün sorumluluğu üzerine almak Kefil olmak istediğiniz adamı evvela benden soracaksınız. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
medyun olmak — (birine) kendini borçlu hissetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F … Çağatay Osmanlı Sözlük
şükretmek — e, der, Ar. şukr + T. etmek 1) Tanrı ya minnet duygusunu sunmak, şükreylemek Bu fırsatı sana bahşettiğinden dolayı Allah a şükret! P. Safa 2) Bir kimseye minnet duymak, gönülden borçlu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
borca batmak — çok borçlu olmak Şevket ölesiye çalışmak pahasına acaba bu korkunç masrafı karşılayacak kadar para kazanıyor mu idi yoksa çocukcağız borca mı batıyordu? R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alacaklı — sf. Birinden alacağı olan (kimse), borçlu ve verecekli karşıtı Gelir desen dar gelir / Günaşırı alacaklılar gelir. O. V. Kanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alacaklı çıkmak alacaklı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük