-
41 gawp
v. bön bön bakmak, aval aval bakmak, bakakalmak -
42 anglotzen
anglotzen v/t <-ge-, h> fam -e bön bön bakmak -
43 glotzen
glotzen v/i <h> fam bön bön bakmak -
44 eblehâne
arapça-farsça ابلهانه bön bön. -
45 أرقع
أَرْقَع1. avalAnlamı: aptal, ahmak2. angutAnlamı: ahmak ve aptal3. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse4. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık5. bönAnlamı: budala, saf6. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz -
46 ألكع
أَلْكَع1. avalAnlamı: aptal, ahmak2. zibidi3. şabanAnlamı: aptal, alık, budala4. kazAnlamı: budala5. angutAnlamı: ahmak ve aptal6. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan7. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse8. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala9. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan10. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan11. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal12. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt13. patavatsızAnlamı: davranışlarına dikkat etmeyen14. salak15. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık16. kaşalotAnlamı: aptal, budala17. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın18. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse19. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal20. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem21. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi22. kelekAnlamı: aptal23. bönAnlamı: budala, saf24. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan25. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz26. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz -
47 أهبل
أَهْبَل1. şabanAnlamı: aptal, alık, budala2. anlayışsızAnlamı: kafasız, kavrayışsız, vurdum duymaz, kalın kafalı olan kimse3. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse4. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala5. lökAnlamı: ağır, hantal olan6. üşengeçAnlamı: çok üşenen, tembel olan kimse, üşengen7. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın8. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse9. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal10. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi11. budalaAnlamı: zekâca geri12. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz13. bönAnlamı: budala, saf -
48 بارد
بارِد1. şabanAnlamı: aptal, alık, budala2. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse3. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala4. lökAnlamı: ağır, hantal olan5. gayretsizAnlamı: çalışmayan, çaba göstermeyen kimse6. soğukAnlamı: ısısı düşük olan7. üşengeçAnlamı: çok üşenen, tembel olan kimse, üşengen8. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi9. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse10. bönAnlamı: budala, saf11. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz12. budalaAnlamı: zekâca geri -
49 بليد
بَلِيد1. avalAnlamı: aptal, ahmak2. şabanAnlamı: aptal, alık, budala3. kazAnlamı: budala4. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse5. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan6. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan7. angutAnlamı: ahmak ve aptal8. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala9. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan10. kafasızAnlamı: anlayışsız, kavrayışsız11. lökAnlamı: ağır, hantal olan12. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal13. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt14. salak15. üşengeçAnlamı: çok üşenen, tembel olan kimse, üşengen16. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık17. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem18. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse19. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal20. kaşalotAnlamı: aptal, budala21. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi22. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan23. budalaAnlamı: zekâca geri24. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz25. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz26. bönAnlamı: budala, saf -
50 خرق
Iخَرَّقَ1. saplanmakAnlamı: hızla batmak2. didiklemekAnlamı: ısırarak parçalamak, gagalamakIIخَرَق1. bönlükAnlamı: budalalık, aptallık, saflık2. ahmaklıkAnlamı: zekâsı az gelişmiş olma durumu, anlayışsızlık3. aptallık4. sakarlık5. acemilikAnlamı: tecrübe ve becerinin azlığıخَرَقَ1. burgulamakAnlamı: burgu ile delmek2. saplanmakAnlamı: hızla batmak3. didiklemekAnlamı: ısırarak parçalamak, gagalamakIVخَرِق1. hırboAnlamı: sersem, salak ve kaba saba2. zibidi3. avalAnlamı: aptal, ahmak4. şabanAnlamı: aptal, alık, budala5. kazAnlamı: budala6. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan7. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan8. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse9. angutAnlamı: ahmak ve aptal10. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala11. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan12. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal13. kakavanAnlamı: kendini beğenmiş, sevimsiz14. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt15. salak16. patavatsızAnlamı: davranışlarına dikkat etmeyen17. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık18. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi19. kaşalotAnlamı: aptal, budala20. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem21. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın22. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal23. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse24. kelekAnlamı: aptal25. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan26. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz27. bönAnlamı: budala, saf28. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesizVخَرْق1. zalimlikAnlamı: zalim olma durumu2. zorbalıkAnlamı: zorbaca davranış, müstebitlik3. kovuk4. zulümAnlamı: kıyım, kıygı, acımasızlık, haksızlık, cefa5. gözenek6. delikAnlamı: dar, küçük açıklıkVIخَرقَsakarlaşmakAnlamı: sakar duruma gelmekخُرْق1. bönlükAnlamı: budalalık, aptallık, saflık2. aptallık3. ahmaklıkAnlamı: zekâsı az gelişmiş olma durumu, anlayışsızlık4. sakarlık5. acemilikAnlamı: tecrübe ve becerinin azlığı -
51 خطل
خَطِل1. zibidi2. takılgan3. avalAnlamı: aptal, ahmak4. farfaracıAnlamı: gürültücü, şamatacı5. carcarAnlamı: çok konuşan ve geveze olan kimse6. yavşakAnlamı: geveze7. şabanAnlamı: aptal, alık, budala8. kazAnlamı: budala9. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala10. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan11. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse12. angutAnlamı: ahmak ve aptal13. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan14. çeneliAnlamı: çok konuşan15. çalçeneAnlamı: durup dinlenmeden konuşan16. gevezeAnlamı: çok konuşan, çenesi düşük, lâfçı, lâfazan17. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan18. farfaraAnlamı: ağzı kalabalık, gürültücü19. lâfazanAnlamı: geveze olan kimse20. konuşkanAnlamı: çok konuşan21. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal22. kakavanAnlamı: kendini beğenmiş, sevimsiz23. cırcırAnlamı: geveze, çok konuşan bir kimse24. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt25. patavatsızAnlamı: davranışlarına dikkat etmeyen26. salak27. çenebazAnlamı: çok konuşan28. çaçaronAnlamı: çok konuşan29. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık30. lâf ebesiAnlamı: çok konuşan, herkese lâf yetiştiren kimse31. dedikoducuAnlamı: çok dedikodu yapan kimse32. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem33. kaşalotAnlamı: aptal, budala34. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal35. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse36. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın37. kelekAnlamı: aptal38. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi39. bönAnlamı: budala, saf40. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan41. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz42. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz43. boşboğaz -
52 رقيع
رَقِيع1. zibidi2. avalAnlamı: aptal, ahmak3. kazAnlamı: budala4. şabanAnlamı: aptal, alık, budala5. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan6. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan7. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala8. angutAnlamı: ahmak ve aptal9. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse10. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan11. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal12. kakavanAnlamı: kendini beğenmiş, sevimsiz13. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt14. patavatsızAnlamı: davranışlarına dikkat etmeyen15. salak16. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık17. kelekAnlamı: aptal18. kaşalotAnlamı: aptal, budala19. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem20. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi21. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın22. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse23. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal24. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz25. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan26. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz27. bönAnlamı: budala, saf -
53 لطخة
IلَطْخَةbenekAnlamı: herhangi bir şeyin üzerindeki ufak leke, noktaIIلُطَخَة1. zibidi2. avalAnlamı: aptal, ahmak3. kazAnlamı: budala4. şabanAnlamı: aptal, alık, budala5. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan6. angutAnlamı: ahmak ve aptal7. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan8. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse9. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala10. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan11. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal12. kakavanAnlamı: kendini beğenmiş, sevimsiz13. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt14. salak15. patavatsızAnlamı: davranışlarına dikkat etmeyen16. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık17. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın18. kaşalotAnlamı: aptal, budala19. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal20. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi21. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem22. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse23. kelekAnlamı: aptal24. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz25. bönAnlamı: budala, saf26. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan27. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz -
54 مغفل
Iمُغَفَّل1. şabanAnlamı: aptal, alık, budala2. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala3. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse4. kafasızAnlamı: anlayışsız, kavrayışsız5. lökAnlamı: ağır, hantal olan6. gayretsizAnlamı: çalışmayan, çaba göstermeyen kimse7. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal8. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın9. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse10. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi11. budalaAnlamı: zekâca geri12. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz13. bönAnlamı: budala, safIIمُغْفَلanonimAnlamı: adı sanı bilmeyen, yaratıcısının adı bilinmeyen (eser) -
55 marché
-
56 moment
n m1 durée an [an]◊Je reviens dans un moment. — Biraz sonra dönüyorum.
2 fırsat [fɯɾ'sat]3 en ce moment şu anda4 au moment où -diği anda◊Il est arrivé au moment où l'on parlait de lui. — Kendisinden konuşulduğu anda geldi.
5 au moment de anında6 à tout moment her an◊Il peut arriver à tout moment. — Her an gelebilir.
7 du moment que yeter ki -
57 sens
In m1 signification anlam [an'ɫam]◊Cette phrase n'a pas de sens. — Bu cümle anlamsız.
◊sens figuré — mecaz anlamı, imgesel anlam
2 opinion düşünce, fikir [fi'ciɾ]◊À mon sens, ça ne fonctionnera pas. — Fikrimce, bu çalışmayacak.
3 talent anlayış, anlama yetisi4 bon sens sağduyu5 sensation duyu [du'ju]IIn m1 direction yön [jœn]◊La voiture venait en sens inverse. — Araba ters yönden geliyordu.
2 code de la route araçların gidiş yönü♦ sens giratoire dönel kavşak -
58 souhaiter
-
59 придурковатый
разг.bön, alık -
60 crass
adj. ahmak, dangalak (Argo), bön; kaba; hissiz* * *kaba* * *[kræs]1) (very obvious or very great: a crass mistake.) aptalca, ahmakça2) (stupid.) aptal, ahmak3) (insensitive.) duygusuz
См. также в других словарях:
Bon — Bon … Deutsch Wörterbuch
bon — 1. s. m. 1° Ce qui est bon. Il a préféré le bon à l utile. • La France, où les connaissances ont été portées aussi loin que partout ailleurs ; seulement est il à craindre que l on n y prenne à la fin un bizarre mépris du bon devenu trop… … Dictionnaire de la Langue Française d'Émile Littré
bon — BON, Bonne. adj. Qui a en soy toutes les qualitez necessaires à sa nature. Bon vin. bonne eau. bon air. bon cheval. bonne terre. bon fruit. bonnes cerises. bonnes poires, &c. bon blé. bonne avoine. bon pain. bon or. bon argent. En ce sens il se… … Dictionnaire de l'Académie française
Bön — [Although the Wylie transcription of the Tibetan spelling is just bon , the umlaut is conventionally added above the o to more nearly suggest the Tibetan pronunciation of the vowel.] (bo|t=བོན་|w=bon|l=pʰø̃̀(n)) is the oldest spiritual tradition… … Wikipedia
Bon-po — Bön Le Bön (prononcer beun) est une religion tibétaine préexistant au bouddhisme. Ses adeptes sont les Bönpo (lignée Bön). De l’ensemble des pratiques animistes et chamanistes constituant le premier Bön (shes pa bcu gnyis) s’est dégagé au… … Wikipédia en Français
Bon — BON, Bon, or bon can refer to:Places: * Cap Bon, a peninsula in Tunisia. * Flamingo International Airport, Bonaire, Netherlands Antilles. (IATA code BON )People: * Anna Bon, Russian/Italian composer and singer. * Bartolomeo Bon, Italian sculptor… … Wikipedia
Bon — ist die älteste in Tibet praktizierte Religion, siehe Bön die Bezeichnung für einen Kassenbon eine venezianische Baumeisterfamilie, siehe Bartolomeo Bon ein alternativer Name für das japanische Obon Fest die Bezeichnung für einen Schokoriegel,… … Deutsch Wikipedia
BON — ist die älteste in Tibet praktizierte Religion, siehe Bön die Bezeichnung für einen Kassenbon eine venezianische Baumeisterfamilie, siehe Bartolomeo Bon ein alternativer Name für das japanische Obon Fest Bon ist der Familienname folgender… … Deutsch Wikipedia
bon — BON, bonuri, s.n. 1. Bilet provizoriu pe baza căruia se eliberează o marfă, un bun etc. 2. Hârtie de valoare emisă de stat sau de o instituţie financiară recunoscută de stat. ♢ Bon de tezaur = obligaţie emisă de stat pentru sumele împrumutate pe… … Dicționar Român
bon — Bon, m. Se rapporte tantost aux moeurs et conditions de l homme, et selon ce on dit, Voila un bon homme, Eccum tibi virum probum, et tantost à la robusteté, vaillance et force du corps, selon ce on dit, Il est bon chevalier, bon homme d armes, c… … Thresor de la langue françoyse
Bon — /bon/; Fr. /bawonn/, n. Cape, a cape on the NE coast of Tunisia: surrender of the German African forces, May 12, 1943. Also called Ras Addar. /bawn/, n. an annual festival of the Japanese Buddhists, welcoming ancestral spirits to household altars … Universalium