-
1 заканчивать
bitirmek,tamamlamak* * *несов.; сов. - зако́нчитьbitirmek; tamamlamak ( завершать)он так зако́нчил своё письмо́:... — mektubunun sonunu şöyle bağladı:...
го́нку зако́нчили то́лько со́рок уча́стников — yarışı ancak kırk müsabık bitirebildi
-
2 закончить
bitirmek, sona erdirmek, tamamlamakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > закончить
-
3 кончать
bitirmek, sona erdirmek, son vermekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > кончать
-
4 заедать
paralamak; yiyip bitirmek; sıkışıp kalmak,tutukluk yapmak* * *несов.; сов. - зае́сть1) ( загрызать) paralamak2) ( мучить укусами - о насекомых) yeyip / yiye yiye bitirmek3) в соч.заеда́ть лека́рство конфе́той — ( içilen acı) ilacın üstüne bir şeker yemek
4) перен., разг. (изводить, мучить) yeyip bitirmekеё тоска́ зае́ла — elem onu yeyip bitirdi
5) безл., разг. ( застревать) takılıp kalmak; sıkışıp kalmak; tutukluk yapmakя́корь зае́ло — demir bir şeye takılıp kaldı
6) безл., прост. onuruna dokunmakчто тебя́ зае́ло? — senin onuruna dokunan nedir?
-
5 кончать
несов.; сов. - ко́нчить, врзbitirmek; bağlamak; tamamlamak ( завершить)ко́нчить шко́лу — okulu bitirmek
ко́нчить ремо́нт — tamiri bitirmek
не ко́нчив одного́ де́ла, —... bir işi bitirmeden...
я ещё не ко́нчил (говорить) — sözümü bitirmedim / bağlamadım henüz
он ко́нчил своё выступле́ние призы́вом — konuşmasını bir çağrıda bulunmakla / bir çağrıyla bitirdi
с таки́м / э́тим положе́нием на́до конча́ть! — bu duruma bir son vermeli!
конча́ть рабо́ту (о бригаде, смене и т. п.) — paydos yapmak
конча́й рабо́ту! — paydos!
когда́ ты (то́лько) ко́нчишь кури́ть? — ne zaman bırakacaksın şu sigarayı?
е́сли он не ко́нчит ворова́ть, —... hırsızlıktan el çekmezse...
••он пло́хо ко́нчит — sonu fena / kötü olacak
конча́ть жизнь самоуби́йством — intihar etmek
-
6 выклёвывать
oymak,yiyip bitirmek* * *несов.; сов. - вы́клевать1) ( вырывать клювом) (gagalaya gagalaya) oymak2) ( склёвывать) (gagalaya gagalaya) hepsini yemek / yeyip bitirmek -
7 договаривать
sözünü bitirmek* * *несов.; сов. - договори́тьsözünü bitirmek; sözün / lafın sonunu getirmekон не успе́л договори́ть — lafını tamamlayamadı; lafi ağzında kaldı
ему́ не да́ли договори́ть — sözünü bitirmesine meydan vermediler
догова́ривай! — lafın sonunu getir!
он чего́-то не догова́ривает — dilinin altında bir şey var
-
8 доедать
yiyip bitirmek* * *несов.; сов. - дое́стьдава́й доеда́й, да пое́хали — bitir yemeğini de gidelim artık
-
9 доканчивать
sona erdirmek,bitirmek* * *несов.; сов. - доко́нчитьsona erdirmek; bitirmek -
10 докуривать
несов.; сов. - докури́ть(içip) bitirmek / tüketmekдоку́ривать сигаре́ту — sigarasını bitirmek
-
11 допивать
-
12 заключать
içine almak,kapsamak; hapsetmek; hükmetmek; bitirmek,tamamlamak* * *несов.; сов. - заключи́ть1) ( содержать) içine almak, kapsamak2) hapsetmekзаключа́ть кого-л. в тюрьму́ — birini hapsetmek
заключа́ть кого-л. под стра́жу — birini tutuklamak
3) ( делать вывод) hükmetmek, hükme / yargıya varmak4) ( завершать) bitirmek, tamamlamak5) (договор, мир и т. п.) yapmak; akdetmek; bağıtlamakзаключи́ть сою́з — ittifak yapmak
-
13 оканчивать
несов.; сов. - око́нчитьbitirmek; son vermek; sona erdirmek; tamamlamak ( завершать)око́нчить шко́лу — okulu bitirmek
он око́нчил университе́т — üniversite çıkışlısıdır / mezunudur, üniversiteyi bitirmişti
-
14 покончить
сов.1) bitirmek, tamamlamakпоко́нчить с дела́ми — işlerini tamamlamak
2) ( прекратить) (bir) son vermek; gidermek; ortadan kaldırmakс таки́м положе́нием сле́дует реши́тельно поко́нчить — bu duruma kesinlikle bir son verilmeli
поко́нчить с кем-л. — birinin işini bitirmek, hesabını görmek
поко́нчить с враждо́й — düşmanlığa son vermek
с э́тим поко́нчено — tamam, vesselâm
••поко́нчить с собо́й — canına kıymak, intihar etmek, hayatına son vermek
у меня́ с ним всё поко́нчено — onunla alış-verişi kestim / kesmiş bulunuyorum
-
15 финишировать
yarışı bitirmek* * *несов., сов.yarışı bitirmek; finişe kalkmak -
16 вничью
berabere* * *око́нчиться вничью́ — berabere / beraberlikle bitmek
сыгра́ть вничью́ — berabere kalmak
сыгра́ть па́ртию вничью́ — partiyi beraberlikle bitirmek
матч око́нчился вничью́, со счетом 0:0 — maç golsüz (berabere) kapandı
-
17 выпускной
bitirme(sıfat),mezuniyet(sıfat)* * *в соч.выпускно́й класс — okulu bitirmek üzere olan sınıf
выпускно́й экза́мен — bitirme sınavı
выпускна́я труба́ — boşaltma borusu
выпускно́е отве́рстие до́менной пе́чи — yüksek fırının akış deliği
-
18 доигрывать
несов.; сов. - доигра́тьдои́грывать па́ртию уже́ не бы́ло вре́мени — oyunu / partiyi bitirmeye vakit kalmamıştı
доигра́в вальс до конца́, он... — valsı sonuna kadar çalıp..., çaldığı valsı bitirip...
-
19 доконать
-
20 допеть
сов.(şarkıyı) bitirmek; sonuna kadar söylemek
См. также в других словарях:
bitirmek — i 1) Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım. P. Safa 2) Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak Onu en çok bitiren Filistin, Irak cepheleri oldu. A. Gündüz 3) Onulmaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşını bitirmek — öngörülen belli bir yaş sınırına varmak Hâkimler ve savcılar altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
yiyip bitirmek — 1) tüketmek 2) onmaz duruma getirmek, yıkımına sebep olmak 3) sürekli olarak tedirgin etmek, üzmek, hırpalamak İçinde çarpışan bu iki zıt kuvvetten hangisine tabi olacağını bir türlü kestiremiyor, kendi kendini yiyip bitiriyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş bitirmek — bir işi iyi bir sonuca ulaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendini yiyip bitirmek — kendi kendini yemek Üzülmek ne kelime efendiciğim, kendimi yiyip bitiriyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlerini bitirmek — gözlerini aşırı yormak Her gece fasılasız çalışmak gözlerimi bitirdi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
işini bitirmek — argo (birinin) öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hitam vermek — bitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
itmam etmek — bitirmek, tamamlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
son vermek — bitirmek, sona erdirmek Çok geçmeden büyük ağabeyim bu anarşiye son vermek ihtiyacını duydu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ardını almak (veya getirmek) — bitirmek, tamamlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük