-
1 samimî
а1.и́скренний, открове́нный; задуше́вный, серде́чныйsamimî bir arkadaş — друг серде́чный
samimî bir dostluk — и́скренняя дру́жба
2.за́простоsamimî samimî — и́скренне, открове́нно
biriyle samimî olmak — быть с кем и́скренним
См. также в других словарях:
göbeği (biriyle) beraber kesilmiş — göbeği (biriyle) bağlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
göbeği (biriyle) bağlı — her zaman birlikte bulunan, birbirinden ayrılmayan kimseler için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
merhabayı kesmek — (biriyle) biriyle ilgisini kesmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başa çıkmak — (biriyle) güçlükler çıkaran biriyle olan işini, kendi istediği yolda sonuçlandırabilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışverişi kesmek — biriyle ilgisi kalmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gır gır geçmek — (biriyle) alay etmek Kendi sinema serüveniyle gır gır geçen Sadri Bey, herhâlde yaşantısını sinemaya yansıtmak isterdi. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
jurnal etmek — biriyle ilgili olarak yetkililere kötülemek, ihbar yazısı vermek veya böyle bir bilgiyi iletmek Meğer bizimki ayda otuz lirayı hak etmek için her gün beni jurnal edermiş. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
maytap geçmek — biriyle alay etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
saraka etmek — biriyle alay etmek, eğlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
selamı sabahı kesmek — (biriyle) her türlü ilişkisine son vermek Onunla tamamıyla selamı sabahı kestim. Ne olursa olsun deyip adını bile artık ağzıma almaz oldum. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzgöz olmak — biriyle gereksiz yere, aşırı derecede senli benli olmak İkisinin de bu kadar az zamanda birbirleriyle bu derece yüzgöz olmalarına şaşmamak mümkün değildi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük