Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

bir+deri+bir+kemik

  • 1 кость

    kemik
    * * *
    ж
    1) kemik (-ği)
    2) собир. (бивни, клыки)

    слоно́вая кость — fil dişi

    моржо́вая кость — mors köpek dişi

    ••

    одни́ ко́сти, ко́жа да ко́сти — bir deri bir kemik

    промо́кнуть до косте́й — iliğine kadar ıslanmak

    стоя́ть ко́стью в го́рле / поперёк го́рла — прост. birinin boğazında bir kılçık gibi kalmak

    Русско-турецкий словарь > кость

  • 2 кожа

    deri
    * * *
    ж
    1) deri; cilt (-di) (тк. человека)
    2) ( материал) kösele; meşin; deri (тж. невыделанная)
    3) см. кожура
    ••

    ко́жа да ко́сти — bir deri bir kemik

    лезть из ко́жи вон — parçalanmak; didinmek

    Русско-турецкий словарь > кожа

  • 3 тощий

    çok zayıf,
    bir deri bir kemik
    * * *
    1) çok zayıf, kuru; arık, lağar

    то́щая ло́шадь — arık / lağar at

    до чего́ ж ребёнок тощ! — çocuk ne kadar da kuru!

    то́щий как во́бла — çiroz gibi

    2) arık; cılız

    то́щая по́чва — arık toprak

    то́щая трава́ — cılız otlar

    ••

    на то́щий желу́док — aç karnına

    Русско-турецкий словарь > тощий

См. также в других словарях:

  • bir deri bir kemik (kalmak) — çok zayıf (olmak) Zaten bir deri bir kemik, zayıf bir adamdı. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • et — is. 1) İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf. 2) Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi. H. Taner 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • getirmek — e 1) Gelmesini sağlamak Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. R. N. Güntekin 2) de Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak 3) i Erişmek veya eriştiğini sanmak Baharı getirdik. 4) nsz İleri sürmek Örnek getirmek. 5) nsz Sebep… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kadidi çıkmak — 1) çok zayıflamak, bir deri bir kemik durumuna gelmek Sıtmalı arabacıların titredikleri, cılız, kadidi çıkmış öküzlerin iç ezici bir şekilde düşündükleri görülürdü. S. F. Abasıyanık 2) iskeleti görünmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • canlı cenaze — is. Çok zayıf, bir deri bir kemik kalmış kimse Ayşe Hanım, canlı cenazeden farksız, handiyse son nefesini verecek. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düğme — is. 1) Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı Sımsıkı bağlanmış bir örme kese çıkarıyor, birer birer düğmelerini çözüyor. R. N. Güntekin 2)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Liste Swadesh Du Turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Liste Swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Liste swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Turc (liste Swadesh) — Liste Swadesh du turc Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • glüten tutkalı — is. Hayvanların deri, kemik, sinir vb. artıklarından elde edilen genellikle sıcak olarak kullanılan bir yapıştırıcı türü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»