-
1 تثقف
تَثَقَّفَ1. pişirmekAnlamı: öğrenmek2. aydınlanmak3. öğrenmekAnlamı: bilgi edinmek4. duymakAnlamı: bilgi almak, öğrenmek -
2 علم
Iعَلَّمَ1. eğitmekAnlamı: terbiye etmek, öğretmek2. okutmakAnlamı: okumasını, öğrenmesini sağlamak3. öğretmekAnlamı: bilgi, beceri kazandırmak4. damgalamakAnlamı: bir şeyin üzerine damga ile işaret yapmak, damga vurmakIIعَلَم1. alâmetAnlamı: belirti, ışaret, iz, nişan, alâmet2. tavşan dudağıAnlamı: yarık dudak3. emareAnlamı: ışaret, iz, belirti4. livaAnlamı: sancak, bayrak5. alemAnlamı: bayrak, minare, kubbe6. sancakAnlamı: bayrak7. mösyö8. amblemAnlamı: soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, belirtke9. belirtiAnlamı: alâmet, nişan10. bey11. efendiAnlamı: özel adlardan sonra kullanılan bir unvan, (bey) gibi12. centilmenAnlamı: iyi arkadaşlık eden, görgülü, kibarعِلْم1. ulemalıkAnlamı: bilginlik, âlimlik2. anlıkAnlamı: duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, müdrike, entelekt3. irfanAnlamı: bilme, anlama4. eksperlikAnlamı: uzmanlık5. ilimAnlamı: bilim6. entelektAnlamı: akıl, zihin, idrak7. aşinaAnlamı: bildik, tanıdık8. aşinalıkAnlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık9. vukufAnlamı: anlama, bilme10. takdirAnlamı: anlama11. bilimAnlamı: deneye dayalı düzenli bilgi12. bilgiAnlamı: insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad -
3 بحث
Iبَحَثَ1. pişirmekAnlamı: öğrenmek2. öğrenmekAnlamı: bilgi edinmek3. duymakAnlamı: bilgi almak, öğrenmekIIبَحْث1. müzakereAnlamı: bir konuyla ilgili görüşme2. müşavereAnlamı: danışma3. etütAnlamı: bir konuda yapılan inceleme, araştırma4. incelemeAnlamı: incelemek işi5. araştırma -
4 تدارس
Iتَدَارَسَ1. pişirmekAnlamı: öğrenmek2. öğrenmekAnlamı: bilgi edinmek3. duymakAnlamı: bilgi almak, öğrenmekIIتَدَارُسaraştırma -
5 تعلم
Iتَعَلَّمَ1. pişirmekAnlamı: öğrenmek2. okumak3. öğrenmekAnlamı: bilgi edinmek4. duymakAnlamı: bilgi almak, öğrenmekIIتَعَلُّمöğrenimAnlamı: tahsil -
6 دراية
دِرَايَة1. ulemalıkAnlamı: bilginlik, âlimlik2. içtihatAnlamı: özel görüş, anlayış3. irfanAnlamı: bilme, anlama4. eksperlikAnlamı: uzmanlık5. ilimAnlamı: bilim6. entelektAnlamı: akıl, zihin, idrak7. aşinaAnlamı: bildik, tanıdık8. aşinalıkAnlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık9. uzmanlıkAnlamı: uzman olma durumu, ihtisas10. bilgiAnlamı: insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad11. bilimAnlamı: deneye dayalı düzenli bilgi -
7 عهد
عَهْد1. ulemalıkAnlamı: bilginlik, âlimlik2. ahitAnlamı: kendi kendine söz vererek bir ışı üzerine alma, ant, antlaşma3. eksperlikAnlamı: uzmanlık4. kontratAnlamı: sözleşme5. entelektAnlamı: akıl, zihin, idrak6. evreAnlamı: merhale, aşama, safha7. antlaşma8. bağıtAnlamı: sözleşme, akit, mukavele, kontrat9. aşinalıkAnlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık10. aşinaAnlamı: bildik, tanıdık11. akitAnlamı: sözleşme, mukavele, kontrat12. konvansiyonAnlamı: anlaşma13. protokolAnlamı: toplantı sonunda imzalanan belge14. bilgiAnlamı: insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad15. bilimAnlamı: deneye dayalı düzenli bilgi16. dönemAnlamı: belli özellikleri olan zaman parçası, devre -
8 فقه
IفَقَّهَeğitmekAnlamı: terbiye etmek, öğretmekIIفَقِهَ1. görmekAnlamı: anlamak, kavramak, sezmek2. kavramakAnlamı: iyice anlamak3. bilinçlenmekAnlamı: bilinçli duruma gelmek4. hissetmekAnlamı: farkına varmak, anlamak5. anlamakAnlamı: konuları, olayları kavramak ve düşünmek, idrak etmek6. bilmekفِقْه1. kavramaAnlamı: kavramak işi, anlama2. eksperlikAnlamı: uzmanlık3. içtihatAnlamı: özel görüş, anlayış4. ilimAnlamı: bilim5. irfanAnlamı: bilme, anlama6. entelektAnlamı: akıl, zihin, idrak7. aşinalıkAnlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık8. aşinaAnlamı: bildik, tanıdık9. fıkıhAnlamı: bir şeyi, gereği gibi, iyice anlayıp bilme10. takdirAnlamı: anlama11. bilimAnlamı: deneye dayalı düzenli bilgi12. bilgiAnlamı: insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad -
9 مستشار
Iمُسْتَشار1. şansölye2. kadıAnlamı: yargıç, hakim3. danışmanIIمُسْتَشَارdanışman -
10 معرفة
مَعْرِفَة1. ulemalıkAnlamı: bilginlik, âlimlik2. kavramaAnlamı: kavramak işi, anlama3. eksperlikAnlamı: uzmanlık4. irfanAnlamı: bilme, anlama5. ilimAnlamı: bilim6. entelektAnlamı: akıl, zihin, idrak7. aşinaAnlamı: bildik, tanıdık8. aşinalıkAnlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık9. takdirAnlamı: anlama10. zihinAnlamı: anlayış, kavrayış11. bilgiAnlamı: insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad12. bilimAnlamı: deneye dayalı düzenli bilgi -
11 نبذة
Iنَبْذَة1. kestirmeceAnlamı: amacı fazla uzatmadan anlatan2. hulâsaAnlamı: herhangi bir şeyin özeti, fezleke3. brifing4. muhtasarAnlamı: kısa, özet5. özetAnlamı: hülâsa, fezlekeIIنُبْذَة1. kestirmeceAnlamı: amacı fazla uzatmadan anlatan2. hulâsaAnlamı: herhangi bir şeyin özeti, fezleke3. muhtasarAnlamı: kısa, özet4. brifing5. özetAnlamı: hülâsa, fezleke -
12 دراية
aşina; aşinalık; bilgi; bilim; eksperlik; entelekt; içtihat; ilim; irfan; ulemalık; uzmanlık -
13 علم
alâmet; alem; amblem; anlık; aşina; aşinalık; belirti; bey; bilgi; bilim; centilmen; damgalamak; efendi; eğitmek; eksperlik; emare; entelekt; ilim; irfan; liva; mösyö; okutmak; öğretmek; sancak; takdir; tavşan dudağı; ulemalık; vukuf -
14 عهد
ahit; akit; antlaşma; aşina; aşinalık; bağıt; bilgi; bilim; dönem; eksperlik; entelekt; evre; kontrat; konvansiyon; protokol; ulemalık -
15 فقه
anlamak; aşina; aşinalık; bilgi; bilmek; bilim; bilinçlenmek; eğitmek; eksperlik; entelekt; fıkıh; görmek; hissetmek; içtihat; ilim; irfan; kavrama; kavramak; takdir -
16 معرفة
aşina; aşinalık; bilgi; bilim; eksperlik; entelekt; ilim; irfan; kavrama; takdir; ulemalık; zihin -
17 أخبار
أَخْبار1. haberAnlamı: bir olay üzerine edilen bilgi, salık2. havadisAnlamı: hadisenin çoğulu, ilgi ile karşılanabilecekhaber3. duyuruAnlamı: yazılı veya sözlü haber, ilân, anons -
18 أوضح
أَوْضَحَ1. açımlamakAnlamı: şerh etmek, açıklamak2. göstermekAnlamı: görülmesini sağlamak3. sergilemekAnlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak4. yormakAnlamı: açıklamak5. anlatmakAnlamı: bir konuda açıklamada bulunmak, bilgi vermek, izah etmek6. tarif7. belirlemekAnlamı: belirli duruma getirmek, tayin etmek8. belirtmekAnlamı: açıklamak -
19 إجمال
إِجْمال1. brifing2. birikimAnlamı: bir yerde toplanıp yığılma3. kısaltmaAnlamı: kısaltılmış ad, ihtisar -
20 إعلان
إِعْلان1. emisyonAnlamı: yayma, neşretme2. belâgatAnlamı: iyi konuşma yeteneği, söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı3. manifestoAnlamı: bildiri4. enformasyonAnlamı: haber alma, danışma5. beyanAnlamı: söyleme, bildirme6. ilâncılık7. propaganda8. yayınAnlamı: basılıp dağıtılan veya radyo televizyon ile halka sunulan şey, neşriyat9. açıklamaAnlamı: bir konuyu izah etme10. afiş11. anonsAnlamı: duyuru, duyurma12. demeç
См. также в других словарях:
bilgi — is. 1) İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat 2) Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf Babası, önce ona, Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti. H. E. Adıvar 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Bilgi — The term Bilgi could mean:* Bilgi, Karnataka: A taluk in the Bagalkot district of Karnataka, India * Istanbul Bilgi University … Wikipedia
Bilgi — Original name in latin Bilgi Name in other language Bilg, Bilgi State code IN Continent/City Asia/Kolkata longitude 16.34714 latitude 75.61804 altitude 566 Population 16257 Date 2013 02 08 … Cities with a population over 1000 database
bilgi — bax bilik. <Məşədi Kazım ağa:> Lakin bu bilgini həyata keçirmək məsələsinə gəldikdə, necə ki mən, elə də başqaları ingilis və rus tacirlərinin qabağında bir iş görə bilmirik. . . M. S. O.. Şən alnında bilgi, zəka ulduzları parıldar. A. Ş … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Bilgi, Karnataka — See Bilgi for disambiguation Infobox Indian Jurisdiction native name = Bilgi| type = town| latd = 16.35| longd = 75.61 state name = Karnataka district = Bagalkot leader title = leader name = altitude = 564 population as of = 2001 population total … Wikipedia
bilgi edinmek — 1) öğrenmek, bilgi almak Bildiği ahbaplardan Sami Bey hakkında bilgi edinme ve tanışma yolu bulmak. R. H. Karay 2) bir durumu öğrenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilgi toplamak — değişik yer ve kaynaklardan sağlanan bilgileri bir araya getirmek Sormuş, soruşturmuş, ailesi ve çevresine ilişkin bir sürü bilgi toplamıştı. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilgi işlem — is. 1) Özellikle bilgisayar vb. makinelerle yapılan işlemlerin düzenli biçimde yürütülmesi 2) Kurum ve kuruluşlarda bu işlemlerin yürütüldüğü yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilgi kuramı — is. Bilginin temelini, bilim alanında uygulanan yöntemleri, sınır ve güvenilirlik bakımından inceleyip araştıran felsefe dalı, epistemoloji … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilgi şöleni — is. Belli bir konunun tartışıldığı bilimsel toplantı, sempozyum … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilgi tazelemek — bilinenleri yeniden gündeme getirip açıklamak, anlatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük