Перевод: с турецкого на английский

с английского на турецкий

bildim+bileli

  • 1 bilmek

    ",-ir 1. /ı/ to know; to be informed of, be aware of; to understand. 2. /ı/ to know, recognize. 3. /ı/ to regard (someone) as: Onu düşman bildik. We regarded him as an enemy. 4. /ı/ to hold (someone) to be the accountable party: Senden başkasını bilmem. You´re the only one I hold accountable. 5. /ı, dan/ to suspect that (someone) did (something), think that (someone) is responsible for (something): Her şeyi benden biliyorlar. They suspect me of everything. bilemedin/bilemediniz at most. bilerek knowingly, on purpose. bilmeden not knowing, unintentionally. Bilmemek ayıp değil, sormamak/öğrenmemek ayıp. proverb It´s not a shame not to know; what is bad is not asking. bile bile knowingly; on purpose. bile bile lades with full knowledge of the disadvantageous consequences. bildim bileli for a long time now. bilir bilmez half-knowing, with insufficient knowledge. bilmezlikten gelmek to pretend ignorance. bildiğinden kalmamak/bildiğini okumak to insist on having one´s own way. bildiğinden şaşmamak not to be deflected from one´s plan, not to listen to others. bildiğini yapmak to (ignore advice and) do it one´s own way. Bildiğini yedi mahalle bilmez. colloq. He is very shrewd. bilmem hangi something or other. bilmem nasıl somehow or other. Bilmiş ol! colloq. Take note!/Hear this! "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > bilmek

См. также в других словарях:

  • bildim (veya bildik) bileli — öteden beri, eskiden beri Sütannenin sandık odası, bildim bileli akar. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oturmak — e 1) Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak Bakın, hikâye zordur, acımasız ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendini bilmek — 1) aklı ve muhakemesi yerinde olmak 2) baliğ olmak 3) ağırbaşlı olmak 4) kendinin ve çevresinin bilincine varmak Kendimi bildim bileli hep bu bozuk makine seslerini duyarım. Y. K. Karaosmanoğlu 5) durum ve onuruna yakışacak biçimde davranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilmek — nsz, ir 1) Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır. H. Taner 2) i Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak Yani kısacası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»