Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

bedbaht

  • 1 bedbaht

    unglücklich
    birini \bedbaht etmek jdn unglücklich machen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > bedbaht

  • 2 bedbaht

    bedbaht <- > unglücklich

    Türkçe-Almanca sözlük > bedbaht

  • 3 bedbaht

    несча́стный; неуда́чливый, невезу́чий

    Türkçe-rusça sözlük > bedbaht

  • 4 bedbaht

    adj. grief-stricken
    * * *
    unhappy

    Turkish-English dictionary > bedbaht

  • 5 bedbaht

    (-ti)
    п несча́стный, злополу́чный; неуда́чливый

    Büyük Türk-Rus Sözlük > bedbaht

  • 6 bedbaht


    (canı sıkkın,huzursuz) насыпынчъ

    Малый турецко-адыгский словарь > bedbaht

  • 7 bedbaht

    بئيس
    بائس
    ترح
    تعس
    جريض
    حزن
    حزنان
    حزين
    شقي
    غام
    كئيب
    كاسف
    كامد
    متعوس
    محزن
    محزون
    مكروب
    مهموم
    موحش

    Türkçe-Arapça Sözlük > bedbaht

  • 8 bedbaht

    1. بئيس [بَئِيس]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    2. بائس [بائِس]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    3. ترح [تَرِح]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    4. تعس [تَعِس]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    5. جريض [جَرِيض]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    6. حزن [حَزِن]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    7. حزنان [حَزْنَان]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    8. حزين [حَزين]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    9. شقي [شَقِيّ]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    10. غام [غامّ]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    11. كئيب [كَئِيب]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    12. كاسف [كاسِف]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    13. كامد [كامِد]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    14. متعوس [مَتْعُوس]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    15. محزن [مُحْزِن]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    16. محزون [مَحْزُون]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    17. مكروب [مَكْرُوب]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    18. مهموم [مَهْمُوم]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz
    19. موحش [مُوحِش]
    Anlamı: mutsuz, bahtsız, talihsiz

    Türkçe-Arapça Sözlük > bedbaht

  • 9 bedbaht

    unlucky, unfortunate

    İngilizce Sözlük Türkçe > bedbaht

  • 10 bedbaht

    ,-tı unlucky, unfortunate, unhappy.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > bedbaht

  • 11 bedbaht

    bədbəxt

    Türkçe-Azerice Sözlük > bedbaht

  • 12 mutsuz

    1. أسوان [أَسْوَان]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    2. أسيان [أَسْيان]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    3. بئيس [بَئِيس]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    4. بائس [بائِس]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    5. ترح [تَرِح]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    6. تعس [تَعِس]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    7. تعيس [تَعِيس]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    8. جريض [جَرِيض]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    9. حزن [حَزِن]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    10. حزنان [حَزْنَان]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    11. حزين [حَزين]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    12. شقي [شَقِيّ]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    13. غام [غامّ]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    14. كئيب [كَئِيب]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    15. كاسف [كاسِف]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    16. كامد [كامِد]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    17. كمد [كَمِد]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    18. متعوس [مَتْعُوس]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    19. محزن [مُحْزَن]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    20. محزن [مُحْزِن]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    21. محزون [مَحْزُون]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    22. مسكين [مِسْكِين]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    23. مسيطر [مُسَيْطِر]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    24. مشج [مُشْجٍ]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    25. مغم [مغم]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    26. مكتئب [مُكْتَئِب]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    27. مكروب [مَكْرُوب]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    28. مهموم [مَهْمُوم]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    29. موحش [مُوحِش]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht
    30. واجد [واجِد]
    Anlamı: mutlu olmayan, bedbaht

    Türkçe-Arapça Sözlük > mutsuz

См. также в других словарях:

  • bedbaht — sf., Far. bed + baḫt Mutsuz, bahtsız, talihsiz Kocasının akşamcılığından manen ve maddeten bedbahttı. Y. K. Beyatlı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bedbaht etmek bedbaht olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bedbaht — (F.) [ ﺖﺨﺑﺪﺑ ] tahilsiz. ♦ bedbaht etmek mutsuz etmek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • bedbaht etmek — üzmek Beni böyle olmayacak hayallere düşürerek büsbütün bedbaht etmeyiniz. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bedbaht olmak — üzülmek Bunları yener, bahtiyar yahut bunlara yenilir, bedbaht olurlar. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BEDBAHT — f. Bahtsız, talihsiz, bahtı kara …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • байбак — степной сурок, ленивец , вост. русск., бабак, южн. (Даль); диал. байбаки – насмешливое прозвище карел, олонецк. (Кулик.); ср. польск. bajbak лентяй . Считается заимств. из караим.: (тракайский диал.) baidbaχ, караимск. (луцк. диал.) baibaχ плохой …   Этимологический словарь русского языка Макса Фасмера

  • baht — is., Far. baḫt 1) Olacakların, kaçınılmaz olduğunu belirleyen ilahî iradenin insan için veya bir toplum için çizdiği hayat tarzı, kader, talih 2) Şans Ben Atatürk ü birkaç defa görmek bahtına erenlerdenim. H. Taner Birleşik Sözler bahtı açık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bed — sf., esk., Far. bed Kötü, çirkin, tuhaf Birleşik Sözler bedbaht beddua bednam …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ebeveyn — is., esk., Ar. ebeveyn Anne ve baba Ebeveynim çok bedbaht insanlardı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mutsuz — sf. Mutlu olmayan, bedbaht …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»