Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

basîret

  • 1 basiret

    basîret

    Türk-Kürt Sözlük > basiret

  • 2 basiret

    basiret [iː] <- ti> Weitblick m, Scharfsinn m;
    -in basireti bağlanmak nicht klar denken können

    Türkçe-Almanca sözlük > basiret

  • 3 basiret

    basiret [basi:ret] s
    ohne pl Weitblick m

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > basiret

  • 4 basiret

    прозорли́вость, дальнови́дность
    ••

    Türkçe-rusça sözlük > basiret

  • 5 basiret

    n. perception, foresight, clairvoyance, discreetness
    * * *
    forethought

    Turkish-English dictionary > basiret

  • 6 basiret

    Uzaqgörənlik; əsaslılıq

    Türkcə-Azərbaycanca İzahlı Tibb lüğəti > basiret

  • 7 basiret

    (-ti)
    а проница́тельность, дальнови́дность, прозорли́вость

    basireti bağlanmak — не заме́тить, прогляде́ть (опасность)

    Büyük Türk-Rus Sözlük > basiret

  • 8 basiret

    οξυδέρκεια, περίσκεψη, προνοητικότητα, σύνεση

    Türkçe-Yunanca Sözlük > basiret

  • 9 basiret

    ألمعية
    استبصار
    بصارة
    بصر
    بصيرة
    تبصر
    ذكاء
    فراسة
    فطانة
    فطنة
    كياسة
    نباهة
    نبه

    Türkçe-Arapça Sözlük > basiret

  • 10 basiret

    1. ألمعية [أَلْمَعِيَّة]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    2. استبصار [اِسْتِبْصار]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    3. بصارة [بَصَارَة]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    4. بصر [بَصَر]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    5. بصيرة [بَصِيرة]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    6. تبصر [تَبَصُّر]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    7. ذكاء [ذَكَاء]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    8. فراسة [فِرَاسَة]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    9. فطانة [فَطَانَة]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    10. فطنة [فِطْنَة]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    11. كياسة [كِيَاسَة]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    12. نباهة [نَبَاهَة]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş
    13. نبه [نُبْه]
    Anlamı: doğru görüş, uzağı görüş

    Türkçe-Arapça Sözlük > basiret

  • 11 basiret

    forethought, foresight, insight, discernment, prudence

    İngilizce Sözlük Türkçe > basiret

  • 12 basiret

    ,-ti foresight. -i bağlanmak to be unable to see the consequences that lie ahead, become bereft of foresight (in a specified instance).

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > basiret

  • 13 basiret

    (-ti)
    bəsirət, fərasət, ağıl
    ağıl, bəsirət, fərasət

    Türkçe-Azerice Sözlük > basiret

См. также в других словарях:

  • basiret — is., Ar. baṣīret Doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış, dikkat, sağgörü, önsezi Kanal ı müdafaa edenler, yüz millik cephe üzerinde çok basiretle vazife görmeye mecbur idiler. F. R. Atay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • basîret — (A.) [ تﺮﻴﺼﺑ ] görüş, ileriyi görme gücü …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • BASİRET — Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve i kudsiyye. Ferâset. İm ân ı dikkat. * İbret alınacak hidâyet sebepleri. Beyyine. Hüccet. * Bir evin iki tarafının arası. * Yer üstündeki kan. (Bak: Süveydâ i kalb …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • basiret — doğru görüş; uzağı görüş; önceden görüş; seziş; uyanıklık; anlayış; kavrayış; dikkat; sağgörü …   Hukuk Sözlüğü

  • BASİRET-KÂR — f. Basiretli, ferâsetli, önceden gören …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • BASİRET-KÂRÎ — Basiretlilik, önceden görmeklik …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • BASİRET-İ KALB — Gönül uyanıklığı. Kalb basireti …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ADEM-İ BASİRET — Basiretsizlik, görüşsüzlük …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • BASAİR — (Basiret. C.) Basiretler. İbretli görüşler. Deliller. İbretler. Hüccet ve bürhanlar. Gözler. * Kalb duyguları …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • BASİR — Basiret sâhibi ve anlayışlı olan. Hakikatları anlayan. En iyi ve en çok anlayışlı. Kalb gözü ile gören. * İt, köpek, kelp …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ULÜ-L EBSAR — Basiret sâhibleri …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»