-
1 at part
başa baş -
2 башма-баш
başa baş -
3 at par
başa baş -
4 at part
başa baş -
5 compete head to head
basa bas yarismak, basa bas rekabet etmek -
6 security issue at par
basa bas emisyon -
7 Kopf
Kopf m <Kopfs; Köpfe> baş, kafa; (Kopfende) başucu;Kopf stehen fam -in altı üstüne gelmek; -in aklı başından gitmek;Kopf an Kopf başa baş;Kopf hoch! cesaret!, yılmak yok!; topla kendini!;von Kopf bis Fuß tepeden tırnağa;über jemandes Kopf hinweg b-ni kaale almadan;pro Kopf kişi başına;sie ist nicht auf den Kopf gefallen o hiç de aptal değil;den Kopf hinhalten (für) -e arka çıkmak; -in suçunu üstüne almak;jemandem zu Kopf steigen b-nin başına vurmak;jemanden vor den Kopf stoßen b-ni (şiddetle) reddetmek; (Verstand) kafa, akıl;etwas im Kopf rechnen bş-i kafadan hesaplamak;fam das hältst du ja im Kopf nicht aus! bunu insanın aklı almıyor!;sich (D) etwas durch den Kopf gehen lassen bş-i düşünüp taşınmak;er hat nur Fußball im Kopf onun aklı sadece futbolda;sich (D) etwas in den Kopf setzen bş-i aklına koymak;jemandem den Kopf verdrehen b-nin aklını başından almak;den Kopf verlieren telaşa kapılmak; -
8 Kopf
1) ( Körperteil, Nagel\Kopf, Nadel\Kopf) kafa, baş;zehn Euro pro \Kopf adam başına on euro;\Kopf an \Kopf kafa kafaya, başa baş;aus dem \Kopf kafadan;\Kopf hoch! üzme tatlı canını!;etw auf den \Kopf stellen bir şeyi altüst etmek;sie stellten das ganze Haus auf den \Kopf bütün evi altüst ettiler;\Kopf und Kragen riskieren kellesini koltuğuna almak, başını ortaya koymak;das will mir nicht in den \Kopf bunu aklım almıyor;das kann ich im \Kopf rechnen bunu kafamdan hesaplayabilirim;mit rotem \Kopf dastehen kıpkırmızı kesilmek;von \Kopf bis Fuß baştan aşağı;sie ist ein kluger \Kopf o akıllı birisidir;sie hat ihren eigenen \Kopf o kendi bildiğini okur;er ist nicht auf den \Kopf gefallen kafası boş değil;den \Kopf in den Sand stecken deve kuşu gibi başını kuma sokmak [o gömmek];mit dem \Kopf durch die Wand wollen kafasının dikine gitmek;es kann nicht immer nur nach deinem \Kopf gehen her şey senin istediğin gibi olamaz;einen kühlen \Kopf bewahren serin kanlı olmak;nicht ganz richtig im \Kopf sein ( fam) kafadan kontak olmak, aklından zoru olmak;das geht mir durch den \Kopf bu, aklımdan geçiyor;mir brummt der \Kopf ( fam) başım çok ağrıyor;mir raucht der \Kopf ( fam) kafam dumanlandı;der Erfolg ist ihm zu \Kopf(e) gestiegen başarı onun başına vurdu;ich war wie vor den \Kopf gestoßen beynimden vurulmuşa döndüm;jdm den \Kopf verdrehen ( fam) birinin beynine girmek, birini baştan çıkarmak;das kann dich den \Kopf kosten (a. fig) bu, senin başını yakabilir;er hat sein ganzes Geld auf den \Kopf gehauen ( fam) bütün parasını har vurup harman savurdu;was man nicht im \Kopf hat, das hat man in den Beinen ( fig) o ( fam) akılsız başın cezasını ayak çeker, akılsız iti [o köpeği] yol kocatır2) (Brief\Kopf) başlık; ( bei Münze) tu(ğ) ra;\Kopf oder Zahl? tura mı yazı mı? -
9 dead heat
berabere biten yarış* * *berabere biten yarış* * *(a race, or a situation happening in a race, in which two or more competitors cross the finishing line together.) berabare kalınan yarış, başa baş yarış -
10 on a par with
eşit, aynı değerde* * *(equal to: As a writer he is on a par with the great novelists.)...-e eşit, başa baş -
11 at par
başabaş* * *başa baş -
12 Kopf-an-Kopf-Rennen
Kopf-an-Kopf-Rennen n başa baş yarış -
13 evenaren
-
14 Kopf-an-Kopf-Rennen
Kopf-an-Kopf-Rennen [--'---] ntbaşa baş yarışma -
15 breakeven point
sifir kâr noktasi, basa bas noktasi -
16 наедине
-
17 сладить
сов., разг.başa çıkmak, baş etmek, hakkından gelmekмне с ним не сла́дить — onunla başa çıkamam / baş edemem
-
18 справляться
несов.; сов. - спра́виться1) başarmak, becermek, üstesinden gelmekон не справля́ется со свои́ми обя́занностями — görevini yapamıyor
с э́той зада́чей ему́ не спра́виться — bu görevin üstesinden gelemez
он справля́ется с любы́м де́лом — her işi başarmaktadır
спра́виться с тру́дностями — güçlüklerin üstesinden gelmek
2) yenmek; baş edebilmek, basa çıkmakспра́виться с сопе́рником / проти́вником — rakibini yenmek
с э́тим ребёнком мне не спра́виться — bu çocukla baş edemem / başa çıkamam
спра́виться с боле́знью — hastalığını yenmek
3) sormakсправля́ться о здоро́вье больно́го — hastanın durumunu sormak
4) bakmakсправля́ться в словаре́ — sözlüğe bakmak
-
19 Haar
Haar <-(e) s, -e> [ha:ɐ] nt1) (Kopf\Haar) saç; (Körper\Haar, Tier\Haar) tüy, kıl;blondes/schwarzes \Haar haben saçları sarı/siyah olmak;kein gutes \Haar an jdm lassen ( fam) birinin arkasından söylemediğini bırakmamak;deswegen lasse ich mir keine grauen \Haare wachsen ( fam) bunun için saç sakal ağartmam;jdm kein \Haar krümmen ( fam) birinin kılına [o tüyüne] dokunmamak;immer ein \Haar in der Suppe finden ( fam) her şeyde bir kusur bulmak2) ( fig);(um) kein \Haar ( fam) hiç;er hat sich (um) kein \Haar geändert hiç değişmemiş; -
20 ankommen
ankommen auf (A) -e bağlı olmak;es auf etwas ankommen lassen bş-i göze almak;damit kommt er bei mir nicht an bununla beni etkileyemez;ankommen gegen ile başa çıkabilmek;3. v/unp: ankommen auf (A) önemli olmak;es kommt (ganz) darauf an önemli olan (şu)
См. также в других словарях:
baša-baš — bȁša bȁš pril. DEFINICIJA reg. baš za baš, glava za glavu, jedno za drugo (u trampi bez ostatka) ETIMOLOGIJA vidi baš … Hrvatski jezični portal
başa baş — zf. 1) Eşit durumda, dengeli olarak 2) Birine üstünlük sağlamadan Bu iki güreşçi başa baş güreştiler. Birleşik Sözler başa baş noktası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
başa baş noktası — is. Bir yabancı paranın veya değerli kâğıdın piyasa değeri ile üstünde yazılı değerin aynı olması durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
başa baş gelmek (veya kalmak) — 1) eşit olmak, denk olmak 2) berabere kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
Basá — Saltar a navegación, búsqueda Basá o Baasa (Baal escucha, en hebreo (בעשא) trans. bħsh ) fue el tercer rey de Israel. Su historia está recogida en el primer libro de los Reyes[1] Gobernó en Israel entre los años 909 a 886 a. C., un… … Wikipedia Español
baša — bȁša m <N mn e, G bȃšā> DEFINICIJA 1. pov. (u Osmanskom Carstvu) poglavar, starješina; odličnik, prvak 2. kao druga sastavnica složenica: glavni, najstariji, najbolji [buljubaša; delibaša; harambaša; subaša] ETIMOLOGIJA vidi baš … Hrvatski jezični portal
bas — I {{/stl 13}}{{stl 8}}rz. mos IIIa, Mc. bassie {{/stl 8}}{{stl 7}} śpiewak o najniższej skali głosu : {{/stl 7}}{{stl 10}}Ave Maria w mistrzowskim wykonaniu basa i tenora. {{/stl 10}}{{stl 20}} {{/stl 20}} {{stl 20}} {{/stl 20}}bas II {{/stl… … Langenscheidt Polski wyjaśnień
basa — /ˈbasə/ (say bahsuh) noun (plural basa or basas) a catfish, Pangasius bocourti, native to the Mekong River delta and the Chao Phraya River basin in South East Asia; prized as a food fish. {Vietnamese} Usage: For variation in the plural inflection …
BAS — Basa (Regional » Language Codes (3 Letters)) **** Basal (Medical » Physiology) ** British Antarctic Survey (Academic & Science » Ocean Science) * Business Activity Statement (Business » Accounting) * Basic Allowance for Subsistence (Governmental… … Abbreviations dictionary
baş — is. 1. İnsan bədəninin kəllə və sifətdən ibarət olan yuxarı hissəsi. İri baş. Onun başı ilə bədəni arasında tənasüb yoxdur. – Baş bədənin tacıdır, gözlər onun daş qaşı. (Ata. sözü). // Heyvan bədəninin beyin olan yuxarı və ya ön hissəsi. Toğlular … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti