-
61 will
n. azim, irade, istek, arzu, dilek, niyet, amaç, vasiyet, vasiyetname————————v. dilemek, arzulamak, istemek, amaçlamak, azmetmek, niyet etmek, istekte bulunmak, emretmek, buyurmak, vasiyet etmek -
62 müsaade
müsaade [-sɑː-] Genehmigung f, Erlaubnis f;bana müsaade gestatten Sie bitte, (ich muss gehen);müsaadenizle wenn Sie gestatten;müsaade eder misiniz? gestatten Sie?;söylememe müsaade eder misiniz wenn ich so sagen darf -
63 әмер бирү
emir vermek, buyurmak -
64 ferman
п фирма́н, повеле́ние, ука́зferman buyurmak или ferman eylemek — а) прика́зывать; б) издава́ть ука́з
ferman çıktı — вы́шел ука́з
ferman dinlememek — не признава́ть ни пра́вил ни зако́нов
-
65 kabul
-
66 lütuf
(-tfu)а любе́зность, благоскло́нность, ми́лость, доброта́-mak lütufunda bulunmak, lütuf buyurmak — сде́лать ми́лость, соизво́лить, разреши́ть
-
67 rayegân
п беспла́тный; доста́вшийся да́ром, предоста́вленный беспла́тно, доста́вшийся без труда́rayegân buyurmak — [по]жа́ловать
-
68 tenezzül
-
69 προστάζω
emretmek, buyurmak -
70 ბრძანება
i.buyruk, emir, buyurma, emretmef.buyurmak, emretmek -
71 მობრძანება
f.gelmek, buyurmak -
72 -ка
nazikçe buyurmak (ünlemi), rica (ünlemi) -
73 buyurma
-
74 befehlen
befehlen <befiehlt, befahl, befohlen>vi, vt emretmek, buyurmak, emir vermek;du hast mir gar nichts zu \befehlen! sen bana emir veremezsin! -
75 gebieten
gebieten* [gə'bi:tən]1) ( befehlen) emretmek, buyurmaketw gebietet besondere Aufmerksamkeit bir şey özel dikkat gerektirir [o ister] -
76 kommandieren
kommandieren* [kɔman'di:rən]I vt2) (ab\kommandieren) özel göreve atamak, özel görevle göndermek;jdn an die Front \kommandieren birini özel görevle cepheye göndermek3) ( befehlen) komut vermek (-e), emir vermek (-e), buyurmak (-e)II vi emir vermek -
77 vorschreiben
-
78 أوصى
أَوْصَىbuyurmakAnlamı: emir vermek, emretmek -
79 استنجع
اِسْتَنْجَعَbuyurmakAnlamı: emir vermek, emretmek -
80 التمس
اِلْتَمَسَbuyurmakAnlamı: emir vermek, emretmek
См. также в других словарях:
buyurmak — buyurmak, emretmek III, 186 buz buz, I, 186, 353, 425; II, 214, 346; III, 123, 297 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
buyurmak — i, e 1) Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur. N. Ataç 2) Söylemek, demek, düşüncesini bildirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihsan etmek (veya buyurmak) — bağışta bulunmak, bağışlamak Allah bir de kız çocuk ihsan etseydi, bu ismi verecektim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
müsaade etmek (veya buyurmak) — 1) izin vermek Rica ederim, bize artık müsaade edin! O. C. Kaygılı 2) geçiş için yol vermek, yol açmak 3) elverişli, uygun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
emir vermek — buyurmak, buyruk vermek Eczaneye, doğru eczaneye, diye emir verdi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
бујрум — (тур. buyurmak) повелете … Macedonian dictionary
buiurdiu — buiurdíu, buiurdíuri, s.n. (înv.) ordin scris de un paşă, de un vizir. Trimis de blaurb, 24.03.2006. Sursa: DAR buiurdíu ( íe), s.n – (înv.) Ordin, decret. – var. buiuruldiu, buiurultiu, buiurlău, buiurdismă. tc. buyur(ul)du ordin dat de un… … Dicționar Român
buyurma — is. Buyurmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
emretmek — i, e, der, Ar. emr + T. etmek Buyurmak, emir vermek Bunu böyle istiyorum ve böyle emrediyorum. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller emretti patrik efendi … Çağatay Osmanlı Sözlük
emreylemek — i, e, Ar. emr + T. eylemek Buyurmak, emretmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yasaklamak — i Bir şeyin yapılmamasını buyurmak veya istemek Kanunun gösterdiği yetkili merci ... belirli bir toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasaklayabilir. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük