Перевод: с турецкого на английский

с английского на турецкий

bıçak+çekmek

  • 1 bıçak çekmek

    to attack with a drawn knife

    İngilizce Sözlük Türkçe > bıçak çekmek

  • 2 çekmek

    v. pull, draw, magnetize, attract; pull over, pull away, suffer, go through, undergo, bear; shrink; tow, tow away; take after, carry, engross, hold, inhale, sip, abide, absorb, bear with, brook, captivate, catch, charm, drag, draw off, draw on
    --------
    çekmek (ağırlık)
    v. turn the scale at, scale in, go to scale at, scale out
    --------
    çekmek (bandıra)
    v. pull up
    --------
    çekmek (bayrak)
    v. hoist, run up
    --------
    çekmek (bıçak)
    v. whisk
    --------
    çekmek (dikkat)
    v. arrest
    --------
    çekmek (fiil)
    v. conjugate
    --------
    çekmek (kürek)
    v. toss
    --------
    çekmek (silah)
    v. up with
    --------
    çekmek (yayın)
    v. receive
    --------
    çekmek (zorlukla)
    v. claw
    --------
    çekmek (çorap vb.)
    v. stretch
    * * *
    pull

    Turkish-English dictionary > çekmek

  • 3 bıçak

    "knife. - ağzı the sharp edge of a knife. - altına yatmak colloq. to have an operation. - atmak /a/ 1. to throw a knife (at). 2. to knife. - bıçağa knife to knife; at daggers drawn. - çekmek /a/ to threaten (someone) with a knife. - gibi kesmek /ı/ to cut off, stop (a pain) at once. - kemiğe dayanmak to get to be unendurable. - sırtı kadar fark a hair-breadth´s difference. - yemek to get knifed."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > bıçak

См. также в других словарях:

  • bıçak çekmek — üzerindeki bıçağı birden eline alarak birine saplamaya hazırlanmak Köy delikanlılarının bıçak çekmeye elleri bile değmedi. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bıçak — is., ğı 1) Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç Ekmek bıçağı. Sebze bıçağı. 2) Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç Basımevi bıçağı. Birleşik Sözler bıçaksırtı bıçak sırtı çatal bıçak takımı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekişmek — nsz, le 1) İki yönünden karşılıklı çekmek Halat çekişmek. 2) Bir şeyi birbirine karşı çekmek Bıçak çekişmek. 3) Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek Kura çekiştiler. 4) mec. Ağız kavgası etmek Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Грамматика турецкого языка — Турецкий язык относится к агглютинативным (или «приклеивающим») языкам и, тем самым, существенно отличается от индоевропейских. Содержание 1 Морфология 1.1 Гармония гласных 1.2 Число …   Википедия

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arık — 1. sf., esk. Zayıf, cılız, kuru, sıska Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller arık ata kuyruğu da yüktür arık etten yağlı tirit olmaz arık öküze bıçak çalınmaz 2. is., hlk. 1) Ark… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekme — is. 1) Çekmek işi Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı. C. Uçuk 2) Çekmece Sonra çekmesinden pembe bir dosya çıkarıp önüne sürdü. H. Taner 3) Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak 4) Parmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ustura — is., Far. usturre Tıraş için kullanılan, açılır kapanır, çok keskin bıçak, baş bıçağı, yülgü Tayyar ile kalfaları tertemiz giyinmişler, boyuna ellerindeki yepyeni usturaları kılağılıyorlar. O. C. Kaygılı Birleşik Sözler ustura taşı Atasözü, Deyim …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»