-
1 comme
I1 comparaison gibi◊Il fait comme toi. — Senin gibi yapıyor.
◊Il a fait comme s'il n'avait rien vu. — Hiçbir şey görmemiş gibi yapıyor.
2 gibi3 intensité ne kadar ['ne kadaɾ]II1 parce que için [i'ʧin]◊Comme il pleuvait, je suis rentré. — Yağmur yağdiği için, eve döndüm.
2 manière gibi◊Faites comme vous voulez. — İstediğiniz gibi yapınız.
3 en même temps que -erken◊Il arriva comme elle sortait. — Bayan çıkarken bay geldi.
-
2 grand
I1 haut / large büyük [by'jyc]◊Cette fille est très grande. — Bu kız çok büyük.
◊La fenêtre est grande ouverte. — Pencere sonuna kadar açık
2 important çok sayıda◊J'ai entendu un grand bruit. — Büyük bir gürültü duydum.
♦ il n'y a pas grand monde fazla kalabalık yok3 adulte büyük [by'jyc]◊Tu pourras y aller quand tu seras grand. — Büyüdüğün zaman gidebileceksin.
♦ les grandes personnes yetişkinler4 aîné daha yaşlı◊C'est son grand frère. — O ağabeyidir.
5 ünlü [yn'ly]◊C'est un grand écrivain. — O büyük bir yazardır.
IIn m f1 de grande taille büyük [by'jyc]2 büyük [by'jyc]◊3 enfant plus âgé büyük çocuk◊C'est un grand maintenant. — Büyük bir çocuktur o artık.
en grand ölçüyü geniş tutarak◊Il a fait les choses en grand pour cette fête. — Bu şenlik için ölçüyü geniş tuttu.
-
3 grande
I1 haut / large büyük [by'jyc]◊Cette fille est très grande. — Bu kız çok büyük.
◊La fenêtre est grande ouverte. — Pencere sonuna kadar açık
2 important çok sayıda◊J'ai entendu un grand bruit. — Büyük bir gürültü duydum.
♦ il n'y a pas grand monde fazla kalabalık yok3 adulte büyük [by'jyc]◊Tu pourras y aller quand tu seras grand. — Büyüdüğün zaman gidebileceksin.
♦ les grandes personnes yetişkinler4 aîné daha yaşlı◊C'est son grand frère. — O ağabeyidir.
5 ünlü [yn'ly]◊C'est un grand écrivain. — O büyük bir yazardır.
IIn m f1 de grande taille büyük [by'jyc]2 büyük [by'jyc]◊3 enfant plus âgé büyük çocuk◊C'est un grand maintenant. — Büyük bir çocuktur o artık.
См. также в других словарях:
bikat — büyükler, âmirler; âzâde kız … Çağatay Osmanlı Sözlük
Çarşı (supporter group) — Beşiktaş Çarşı Grubu (shortly Çarşı) (English: the Group Bazaar ) is the best known supporter group of Turkish sports club Beşiktaş. cite news title = Çarşı Grubu Kendini Feshetti. url = http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/9038874.asp… … Wikipedia
EKÂBİR — (Ekber. C.) En büyükler. Pek büyükler. Devlet ricali. Rütbece büyük olanlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KUDEMA — (Kadim. C.) Kadimler. Eski büyükler. Eski adamlar. İleri gelen büyükler. Eski zamanda gelmiş olanlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Fikret Kızılok — Fikret Kızılok, né à Istanbul, en Turquie, le 10 novembre 1946 et mort d une maladie cardiaque, le 22 octobre 2001, est un chanteur et compositeur qui tient une place importante dans le monde du rock turc. Fikret Kızılok : Dans les années 60 … Wikipédia en Français
aile saadeti — is. Genellikle karı, koca bazen de büyükler ve çocuklar arasındaki uyum, anlaşma, sevgi ve hoşgörü … Çağatay Osmanlı Sözlük
caize — is., ed., esk., Ar. cāˀize 1) Şairlerin kasidelerle övdükleri büyükler tarafından kendilerine verilen bahşiş 2) Yazıda bir sözün olduğu gibi tekrarlandığını göstermek için alt hizasına konulan tırnak biçimindeki noktalama işareti 3) Yol yiyeceği … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk — is., ğu 1) Küçük yaştaki oğlan veya kız Çocuğun bir sütninesi vardı. R. H. Karay 2) Soy bakımından oğul veya kız, evlat Anası olacak bir kadın çocuğu omuzundan yakalamış. B. R. Eyuboğlu 3) Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayatışma — is. Kendi isteğinde inatlaşma Büyükler arasında daha fazla çocuk inadına benzer bir dayatışma idi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ecdat — is., dı, ç., Ar. ecdād Geçmişteki büyükler, atalar Ecdadının dilini neye beğenmiyorsun? H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekâbir — is., ç., esk., Ar. ekābir 1) Büyükler, devlet büyükleri, ileri gelenler Kaymakam beyin hemen arkasında kalan ekâbiri umursamadan sıtma doktoru da kalkmıştı. T. Buğra 2) alay Kendini beğenmiş kimse Senin gibi ekâbir bir adam bu tür haberlerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük