-
1 шумиха
gürültü* * *ж, разг., неодобр.подня́ть шуми́ху вокру́г чего-л. — bir şey etrafında büyük bir gürültü koparmak / çıkarmak
-
2 grand
I1 haut / large büyük [by'jyc]◊Cette fille est très grande. — Bu kız çok büyük.
◊La fenêtre est grande ouverte. — Pencere sonuna kadar açık
2 important çok sayıda◊J'ai entendu un grand bruit. — Büyük bir gürültü duydum.
♦ il n'y a pas grand monde fazla kalabalık yok3 adulte büyük [by'jyc]◊Tu pourras y aller quand tu seras grand. — Büyüdüğün zaman gidebileceksin.
♦ les grandes personnes yetişkinler4 aîné daha yaşlı◊C'est son grand frère. — O ağabeyidir.
5 ünlü [yn'ly]◊C'est un grand écrivain. — O büyük bir yazardır.
IIn m f1 de grande taille büyük [by'jyc]2 büyük [by'jyc]◊3 enfant plus âgé büyük çocuk◊C'est un grand maintenant. — Büyük bir çocuktur o artık.
en grand ölçüyü geniş tutarak◊Il a fait les choses en grand pour cette fête. — Bu şenlik için ölçüyü geniş tuttu.
-
3 grande
I1 haut / large büyük [by'jyc]◊Cette fille est très grande. — Bu kız çok büyük.
◊La fenêtre est grande ouverte. — Pencere sonuna kadar açık
2 important çok sayıda◊J'ai entendu un grand bruit. — Büyük bir gürültü duydum.
♦ il n'y a pas grand monde fazla kalabalık yok3 adulte büyük [by'jyc]◊Tu pourras y aller quand tu seras grand. — Büyüdüğün zaman gidebileceksin.
♦ les grandes personnes yetişkinler4 aîné daha yaşlı◊C'est son grand frère. — O ağabeyidir.
5 ünlü [yn'ly]◊C'est un grand écrivain. — O büyük bir yazardır.
IIn m f1 de grande taille büyük [by'jyc]2 büyük [by'jyc]◊3 enfant plus âgé büyük çocuk◊C'est un grand maintenant. — Büyük bir çocuktur o artık.
-
4 intense
grand, important şiddetli [ʃiddet'li] -
5 кричать
bağırmak* * *1) bağırmak; haykırmak; bağrışmak; haykırışmak ( о многих); viyaklamak ( о грудном ребенке); anırmak ( об осле)гро́мко крича́ли ча́йки — martılar bağrışıyordu
2) ( бранить) bağırmak; bağırıp çağırmak3) ( звать) çağırmak; seslenmek4) перен. ( бросаться в глаза) göze batmak; çiğ olmak••об э́том крича́ли все газе́ты — разг. tüm gazeteler bunun etrafında büyük bir gürültü koparmıştı
-
6 Mordskrach
-
7 خلل
خَلَل1. kargaşaAnlamı: karışıklık, düzensizlik2. merakAnlamı: kaygı, tasa3. ayak4. halelAnlamı: bozukluk, bozma5. dağdağaAnlamı: gürültü patırtı6. tertipsizlikAnlamı: düzensizlik7. dengesizlik8. endişeAnlamı: tasa, kaygı, kuşku, korku9. sakatlıkAnlamı: sakat olma durumu10. çalkantı11. gözenek -
8 Rummel
Rummel <-s> ['rʊməl] m1) ( Betriebsamkeit) gürültü kalabalık, curcuna;großen \Rummel um etw/jdn machen bir şey/kimse hakkında büyük yaygara koparmak2) ( Jahrmarkt) panayır
См. также в других словарях:
gümbür gümbür — zf. Büyük bir gürültü ile Merdivenden gümbür gümbür yuvarlandı … Çağatay Osmanlı Sözlük
patlamak — nsz 1) Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek Dinamit patladı. 2) Yırtılıp açılmak Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı. O. Kemal 3) Yarılmak Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem … Çağatay Osmanlı Sözlük
tantana — is., Ar. ṭanṭana 1) Görkem, gösteriş Kerim Ağa epeyce büyük bir tantana ile oğullarından birinin düğününü yapmak üzere idi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Gürültü patırtı, kuru gürültü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tantana etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gulgule — is., esk., Ar. ġulġule Gürültü, şamata Kürekçilerin zincir gürültüleri saz ve hanendenin çıkardığı seslerle birbirine karışır, ortalığı büyük bir gulgule kaplar. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
velvele kopmak — büyük gürültü çıkmak Kıyamet kopar gibi bir velvele koptu, bütün ordu surların üstüne atıldı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük