-
1 famishment
açlık -
2 famishment
açlık -
3 hungriness
açlık -
4 starvation
açlık -
5 hunger strike
açlık grevi* * *açlık grevi* * *(a refusal to eat, as a form of protest or to force (someone) to agree to certain demands etc: The prisoners went on hunger strike as a protest against prison discipline.) açlık grevi -
6 hungriness
açlık* * *noun açlık -
7 feel hunger
açlık hisset -
8 hunger march
açlık yürüyüşü -
9 hunger march
açlık yürüyüşü -
10 hunger
açlik; yiyecek kitligi; siddetli istek,aç birakmak -
11 hunger strike
açlik grevi -
12 pangs of hunger
açlik sancisi -
13 feel hunger
açlık hisset -
14 feel hungry
açlık hisset -
15 hunger strike
açlık grevi -
16 hunger
n. açlık, özlem, istek, arzu————————v. özlemek, hasret çekmek, aç bırakmak* * *1. açlık 2. acık (v.) 3. açlık (n.)* * *1. noun1) (the desire for food: A cheese roll won't satisfy my hunger.) açlık2) (the state of not having enough food: Poor people in many parts of the world are dying of hunger.) açlık, kıtlık3) (any strong desire: a hunger for love.) özlem, büyük arzu, susamışlık2. verb(usually with for) to long for (eg affection, love). özlemini çekmek, çok arzu etmek- hungry- hungrily
- hungriness
- hunger strike -
17 starvation
n. açlık, açlıktan kıvranma, beslenme yetersizliği, açlıktan ölme* * *açlık* * *noun (a starving state: They died of starvation.) açlık -
18 famine
n. açlık, kıtlık, sıkıntı, yokluk* * *kıtlık* * *['fæmin]((a) great lack or shortage especially of food: Some parts of the world suffer regularly from famine.) kıtlık, açlık -
19 dearth
n. yokluk, kıtlık, eksiklik; açlık* * *yokluk* * *[də:Ɵ](a lack of: They suffer from a dearth of resources and of experienced men.) yokluk, kıtlık -
20 hollowness
n. boşluk, çukurluk, oyukluk, boğukluk, açlık, sahtelik* * *oyukluk* * *noun boşluk, oyukluk, çukurluk
- 1
- 2
См. также в других словарях:
açlık — I, 114 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
açlık — is., ğı 1) Aç olma durumu Havada güzel güzel dönen bu kuşun, açlıkla, bu yılana saldıracağını hiç düşünmemiştim. M. Ş. Esendal 2) Kıtlık 3) mec. Aşırı istek içinde bulunma İki arkadaş görülmemiş bir okuma açlığı içinde durmadan okuyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlık grevi — is. Kendisine veya başkalarına yapılan bir haksızlığı protesto için bir kimsenin aç durarak gösterdiği tepki … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlık sınırı — is. Bir ülkede insanların sağlıklı bir biçimde yaşayabilmeleri için sahip olmaları gereken en düşük gelir düzeyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlık şekeri — is., tıp Aç karnına ölçülen kandaki glikoz miktarı … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlık çekmek — yoksulluk içinde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlık ile yokluğun arası yarım yufka — yoksul olan buna üzülmemelidir, küçücük bir şey bile en büyük ihtiyacı gidermeye yeter anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü açlık — is., ğı Gözü aç olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
CU' — Açlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GARES — Açlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEFV — Açlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük