Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

ayak+izi

  • 1 ayak izi

    Fußspur f

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > ayak izi

  • 2 ayak izi

    n. pad, pug, footprints of an animal
    * * *
    footprint

    Turkish-English dictionary > ayak izi

  • 3 ayak izi


    лъэуж

    Малый турецко-адыгский словарь > ayak izi

  • 4 ayak izi

    footprint, footstep

    İngilizce Sözlük Türkçe > ayak izi

  • 5 hayvan ayak izi

    n. spoor

    Turkish-English dictionary > hayvan ayak izi

  • 6 ayak

    "1. foot. 2. leg. 3. base, pedestal, footing. 4. treadle (of a sewing machine). 5. shaft (of a loom). 6. tributary. 7. outlet (of a lake). 8. step (in stairs). 9. gait, pace. 10. folk poetry rhyme; rhyme word. 11. foot (measure). 12. intersection between two lines or between a line and a plane. -ta 1. standing, on one´s feet. 2. excited, aroused. 3. med. ambulatory. -tan (satış) (selling meat) on the hoof (as opposed to butchered meat). -ını alamamak 1. /dan/ to be unable to refrain (from). 2. to be unable to use one´s feet (because of pains or because they have gone asleep). -ı alışmak /a/ to make a habit of going to. -ını altına almak to sit on one´s leg. -ının altına almak /ı/ 1. to beat, give a beating (to), thrash. 2. to ignore, transgress, violate. 3. to push aside (something useful). -lar altına almak /ı/ to trample on, disregard. -ının altına karpuz kabuğu koymak /ın/ to scheme to get (someone) fired. -ının altında olmak (for a view) to be spread out beneath one. -ının/-larının altını öpeyim. colloq. For God´s sake. - atmak 1. /a/ to go (to) for the first time. 2. to take a step. - atmamak /a/ not to go to; to stay away from. - ayak üstüne atmak to cross one´s legs. - bağı 1. impediment, hindrance, hobble, fetter. 2. person who creates an obligation and responsibility. -ının bağını çözmek /ın/ 1. to divorce (one´s wife). 2. to free (someone) to act. -ına bağ olmak /ın/ to hinder (one). -ına bağ vurmak/-ını bağlamak /ın/ to hinder. - basmak /a/ 1. to arrive (at), enter. 2. to begin, enter, start (a job). - basmamak /a/ not to go to; to stay away from. -lar baş, başlar ayak oldu. colloq. The first have become last, the last first./The social order is reversed and upstarts are in charge. - bileği 1. ankle. 2. anat. tarsus. -ları birbirine dolaşmak to stumble over one´s own feet. -ına çabuk quick, quick to come and go. -ını çabuk tutmak to hurry, walk quickly. -ına çağırmak /ı/ to call (someone) into one´s presence. -ını çekmek /dan/ to stop going to (a place). -ına çelme takmak /ın/ 1. to trip up. 2. to prevent (another´s) success. -ını çıkarmak to take off one´s shoes. - değiştirmek to get into step by changing one´s foot (in marching). -ını denk/tetik almak to be on one´s guard. -ını denk basmak to be careful, be wary. - diremek to insist, put one´s foot down. -ına dolanmak/dolaşmak 1. to crowd around and create confusion. 2. /ın/ to obstruct. 3. to boomerang, recoil on oneself. -ı dolaşmak 1. to trip over one´s own feet. 2. to get flustered and do something wrong. -ları dolaşmak to trip on one´s feet, get one´s feet tangled up. -ında donu yok, fesleğen ister/takar başına. colloq. She likes to show off regardless of her poverty. -ta duramama astasia. -ta durmak to stand, remain standing. -a düşmek to have outsiders meddling in (a matter). -ı düşmek /a/ to drop in on (a place, a house), visit while passing by. -ına düşmek /ın/ to beg, implore. -ı düze basmak to get over the hard part of something. -a fırlamak to jump to one´s feet. - freni foot brake. -ına geçirmek /ı/ to pull on (one´s trousers). -ına (kadar) gelmek /ın/ 1. to make (someone) a personal visit (as an act of deference). 2. (for any desired thing) to come to (one) by itself. -ları geri geri gitmek to go reluctantly, drag one´s feet. -ına getirmek /ı/ to have (something or someone) brought to one. -ına gitmek /ın/ to make (someone) a personal visit (as an act of deference). -ını giymek to put on one´s shoes. (kendi) -ı ile gelmek 1. to come on one´s own initiative. 2. to fall into one´s lap. -ına ip takmak /ın/ to backbite. - işi errands and small deeds. - izi footprint. -a kaldırmak /ı/ 1. to upset, excite (a group). 2. to incite, stir up (a group) to rebellion. -a kalkmak 1. to stand up, get up, rise to one´s feet. 2. to recover and get out of bed. 3. to get excited, be aroused. -ta kalmak 1. to be left without a seat. 2. to remain standing; to have lasted. -ına/-larına kara su/ sular inme

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ayak

  • 7 iz

    отпеча́ток (м) след (м)
    * * *
    1) врз. след

    ayak izi — отпеча́ток ноги́, след

    cinayet izi — следы́ преступле́ния

    parmak izi — отпеча́ток па́льца, отпеча́тки па́льцев

    yanık izi — след от ожо́га

    yara izi — след от ра́ны, шрам

    iz bırakmak — оставля́ть след тж. перен.

    izi belirsiz olmak — пропа́сть бессле́дно

    izine düşmek — идти́ по сле́ду, взять след

    izini kaybetmek — потеря́ть чей-л. след

    izi silinmek — пропа́сть, исче́знуть

    iz sürmek — а) идти́ след в след; идти́ по пята́м; б) высле́живать, взять след ( на охоте)

    izine uymakперен. идти́ по чьим-л. стопа́м, сле́довать чьему-л. приме́ру

    izinden yürümek — продолжа́ть чьё-л. де́ло

    2) мат. то́чка пересече́ния

    iz düşürmek — проекти́ровать, наноси́ть на пло́скость, черти́ть прое́кцию

    Türkçe-rusça sözlük > iz

См. также в других словарях:

  • ayak izi — is. 1) Herhangi bir zemin üzerinde ayağın bıraktığı iz Karda ayak izleri var / Vurulup düştükleri yere kadar. N. Cumalı 2) Bebeklerin kimliklerini belirlemek ve düztaban olup olmadıklarını anlamak için doğar doğmaz alınan iz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NAKŞ-I KADEM — Ayak izi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • iz — is. 1) Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ÇIĞIR — t. Yeni açılan patika yolu. * Ayak izi ile karlı yerde açılan yol. * Başkalarının da uyabileceği yeni bir tarz ve yol. * Çığın açtığı iz, yol.(... Hayat ı içtimaiye i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun u fıtrata muvafık hareket… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İSR — Alâmet. Nişane. * Ayak izi. * Yol. Meslek. * Başlamak ve azimet etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Emre Araci — Infobox Person name = Emre Araci image size = 225px birth date = 22 December 1968 birth place = Ankara, Turkey occupation = Turkish music historian, composer and conductorEmre Araci, (born 22 December 1968, Ankara) Turkish music historian,… …   Wikipedia

  • at — is. 1) Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan 2) Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş Birleşik Sözler at arabası atbalığı atbaşı at… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»