-
1 ayırmak
v. separate, set apart, assort, isolate, sort, split; sever, allocate, allot, allow, appropriate, choose, classify, comb, contradistinguish, cut off, cut out, demarcate, detach, devote, disband, discard, disembody, disjoin, disrupt, dissever* * *separate -
2 ayırmak
"to separate, to part, to abstract; to detach, to divide; to segregate, to isolate; to sort sth out, to grade; to break, to intersect; to disconnect, to dissever, to disjoin; to sift, to screen; to distinguish, to discern, to discriminate, to differentiate" -
3 ayırmak
1. /ı, dan/ to part, separate, sever (from). 2. /ı/ to choose, pick, select. 3. /ı, dan/ to distinguish (from). 4. /ı/ to discriminate (between). 5. /ı/ to set apart. 6. /ı/ to divide, sunder. 7. /ı, a/ to divide (something) into (so many) parts. 8. /ı, a/ to save, reserve (for). 9. /ı/ to give separate accommodations (to). 10. /ı, dan/ to isolate (from). -
4 bölümlere ayırmak
v. compartmentalize, ramify, departmentalize--------bölümlere ayırmak (yazı)v. rubricate -
5 ikiye ayırmak
v. bisect, divide--------ikiye ayırmak (kesmek)v. cleave in twain -
6 nokta ile ayırmak
nokta ile ayırmak (rakamlar)v. point off places -
7 rüzgâra savurarak ayırmak
rüzgâra savurarak ayırmak (ekin ve saman)v. winnow -
8 virgül ile ayırmak
virgül ile ayırmak (rakamlar)v. point off places -
9 amortisman ayırmak
v. amortize -
10 atomlara ayırmak
v. atomize -
11 atomlarına ayırmak
v. disintegrate -
12 birbirinden ayırmak
v. disconnect, uncouple -
13 birimlere ayırmak
v. unitize -
14 bölgelere ayırmak
v. zone -
15 büyüklüğüne göre ayırmak
v. size -
16 ek yerlerinden ayırmak
v. disjoint -
17 eklem yerinden ayırmak
v. disjoint -
18 emekliye ayırmak
v. retire, pension off, superannuate, shelve -
19 halkalarını ayırmak
v. unlink -
20 hecelere ayırmak
v. syllabicate, syllabify, syllabize
См. также в других словарях:
ayırmak — i, e 1) Bölmek Elmayı dörde ayırmak. 2) e, den Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak Çocuklara pastadan biraz ayırdım. 3) Bir yeri bir engelle bölmek 4) den Birbirinden uzaklaştırmak 5) i Nitelik değişikliğini… … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak) — kanuna göre aylık bağlayarak bir görevliyi görevinden ayırmak Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıskartaya çıkarmak (veya ayırmak) — değersiz bularak bir yana atmak, işe yaramadığı için ayırıp bir yana koymak Orada, kim bilir neden ve nasıl, işe yaramaz diye ıskartaya çıkardığı bir sürü film tepeleme yığılı. A. İlhan Sekiz balya tütününden bir ya da iki balyasını ıskartaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saflara ayırmak — belli kümeler içinde toplamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatağını ayırmak — ayrı yatakta yatmak Bey, şimdi yemin edeceğim, yatağımı ayıracağım, anladın mı? M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
istisna etmek — ayırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TERBİL — Ayırmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEZYİL — Ayırmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cüda etmek — ayırmak Canı, cananı bütün varımı alsın da Hüda, / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. M. A. Ersoy … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahsis etmek — ayırmak, özgülemek Bana üst kattaki yazlık odayı tahsis etmişlerdi. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tefrik etmek — ayırmak, ayırt etmek Yarım yamalak tahsilimle iyiyi kötüyü tefrik ediyorum, bu bana yeter. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük