-
1 ρίξιμο
atım, atma, atış -
2 ρίψη
atım, atma, atış -
3 выстрел
atış; silah sesi* * *мatış; atım; silah sesi ( звук)произвести́ / сде́лать вы́стрел — (bir) atış yapmak
на расстоя́нии руже́йного вы́стрела — bir kurşun atımı
разда́лся (винто́вочный) вы́стрел — tüfek patladı
он был уби́т вы́стрелом в го́лову — başına sıkılan bir kurşunla öldürüldü
••без еди́ного вы́стрела — tek bir kurşun atmadan
не подходи́ть на пу́шечный вы́стрел — bucak bucak kaçmak
-
4 водосбросное русло
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водосбросное русло
-
5 purge
n. temizleme, arındırma, temizlik, tasfiye, bağırsakları boşaltma, müshil alma, istenmeyen kişilerden temizleme————————v. temizlemek, arındırmak, temize çıkarmak, aklamak, istenmeyen kişilerden temizlemek, tasfiye etmek, bağırsakları boşaltmak, müshil almak, temizlenmek* * *1. arındır (v.) 2. dış atım (n.) 3. temizle (v.) 4. temizleme (n.)* * *[pə:‹] 1. verb1) (to make (something) clean by clearing it of everything that is bad, not wanted etc.) temizleyip arındırmak2) (to rid (a political party etc) of disloyal members.) temizlemek2. noun(an act of purging.) temizlik -
6 round
adj. yuvarlak, daire şeklinde, küresel, top şeklinde, tam, kesirsiz, bütün, okkalı, açık, kesin, çekinmeden, şiddetli, sert (şarap)————————adv. daire şeklinde, çepeçevre, boyunca, etrafına, öbür tarafa, bu tarafa————————n. daire, halka, çember, tur, yuvarlak şey, dizi, birbiri ardına yapılan şeyler, dilim, yaylım ateşi, tufan, raund, kanon [müz.]————————prep. çevresinde, etrafında, yakında, yakınında, hakkında, konusunda————————v. yuvarlaklaştırmak, etrafını sarmak, etrafında dönmek, etrafını dolaşmak, etrafını dolaşarak geçmek, yuvarlaklaşmak, tamamlanmak, dönmek* * *1. yuvarla (v.) 2. raund (n.) 3. yuvarlaklaş (v.) 4. yuvarlak (adj.)* * *1. adjective1) (shaped like a circle or globe: a round hole; a round stone; This plate isn't quite round.) yuvarlak2) (rather fat; plump: a round face.) şişman, dolgun, topalak2. adverb1) (in the opposite direction: He turned round.) ters yöne, geriye, arkaya2) (in a circle: They all stood round and listened; A wheel goes round; All (the) year round.) dairesel, daire şeklinde3) (from one person to another: They passed the letter round; The news went round.) elden ele4) (from place to place: We drove round for a while.) ötede beride, öteye beriye5) (in circumference: The tree measured two metres round.) çevresinde, çepeçevre6) (to a particular place, usually a person's home: Are you coming round (to our house) tonight?) (birinin) evine3. preposition1) (on all sides of: There was a wall round the garden; He looked round the room.) çevresinde, etrafında2) (passing all sides of (and returning to the starting-place): They ran round the tree.) etrafında, çevresinde3) (changing direction at: He came round the corner.) dönerek4) (in or to all parts of: The news spread all round the town.) her tarafına/yerine4. noun1) (a complete circuit: a round of drinks (= one for everyone present); a round of golf.) tam bir tur2) (a regular journey one takes to do one's work: a postman's round.) dolaşım, uğrama, tur3) (a burst of cheering, shooting etc: They gave him a round of applause; The soldier fired several rounds.) atım, el4) (a single bullet, shell etc: five hundred rounds of ammunition.) mermi, bir atımlık cephane5) (a stage in a competition etc: The winners of the first round will go through to the next.) devre, raunt, set6) (a type of song sung by several singers singing the same tune starting in succession.) kanon5. verb(to go round: The car rounded the corner.) etrafını dolaşmak, dönmek- rounded- roundly
- roundness
- rounds
- all-round
- all-rounder
- roundabout 6. adjective(not direct: a roundabout route.) dolambaçlı, kestirme olmayan- round-shouldered
- round trip
- all round
- round about
- round off
- round on
- round up -
7 complete round
tam atım -
8 Ejakulation
-
9 Erguss
-
10 Schuss
Schuss m <Schusses; Schüsse> Waffe atış; (Spritzer) tutam, yudum, az miktar, fam sıkım; beim Skifahren şos, frensiz iniş; pop (Droge) atım, sıkım;ein Schuss ins Schwarze tam isabet;fam weit vom Schuss kenarda köşede, -den çok uzak(ta);eine Cola mit Schuss alkol katılmış kola;Schuss fahren frensiz inmek;gut in Schuss sein formunda ( oder iyi durumda) olmak;in Schuss bringen iyice tamir etmek;in Schuss halten bakımlı halde tutmak -
11 საფანტი
küçük içinde patlayıcı madde olmayan tüfek saçması, kurşun menzili, erim atım -
12 Platzpatrone
kuru sıkı (atım yapan fişek), manevra fişeği -
13 heave
kaldirmak, yukari çekmek; firlatmak, kaldirip atmak; inip kalkmak, sisip inmek; (gemi) seyretmek, belli bir rotada gitmek,kaldirma; yatay atim -
14 pulse
nabiz, nabiz atisi; darbe, puls, vuru, atim; bakliyat; nabiz gibi atmak, çarpmak -
15 pulse amplitude
darbe genligi, atim genligi -
16 shot
atis; erim, atim, menzil; silah sesi; mermi, saçma; gülle; nisanci; girisim, deneme; igne, asi; vurus; sut; resim, enstantane fotograf; kadeh, yudum; çekim, yanardöner, sanjan; hasta, yorgun, bitkin; eski, eskimis -
17 complete round
tam atım -
18 purge
v.arındır:n.dış atım
См. также в других словарях:
atım — is. 1. Atmaq işi. 2. Yalnız bir, iki və s. sözü ilə: bir atım – bir dəfə atmağa, işlədilməyə, bir dəfəliyə kifayət edəcək miqdar. Bir atım çay. Bir atım barıt … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
atım — atıcı, nişancı, I, 75; II I, 379 § atım er; nişancı, lyi atan adam, I, 75 atış, atım III, 59 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
atım — is. 1) Atma işi Kimi yayı öptü, kimi fırlattı / En er kemankeşe yetti üç atım. Y. K. Beyatlı 2) Atılan bir şeyin gidebildiği uzaklık Bir kurşun atımı yer. Birleşik Sözler top atımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
atim — se·ri·atim; … English syllables
atım-atım — z. Dağılmış, tökülmüş, səpələnmiş halda. <Leyla> pambıq kimi atım atım edilmiş evdə, əli qoynunda oturub Qulamı gözlədi. M. C … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
atım — menzil, bir ok atımı gibi yer, mûtad … Çağatay Osmanlı Sözlük
ATIM — t. Ateşli silahların boşaltılması, atılması. * Kurşun menzili, kurşunun gidebildiği, yetiştiği mesâfe. * Silahın bir defa atılması için lâzım gelen barut vesaire … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ATİM(E) — Yavaş, sessiz, ağır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÂTIM — Ölen, mahvolan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
atım tepmez, itim kapmaz deme — size çok bağlı olan kimseler bile zaman gelir sizi incitebilirler anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Chris Bukari Atim — Chris Atim was one of the seven original members of the PNDC that took power in Ghana on December 31, 1981. It remained in power until January 7, 1993.[1] Since leaving his government post he has gained a PhD from the University of Sussex and… … Wikipedia